Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın haczinin, ödeme emrinin usulüne tebliğ edilmemesi nedeniyle takibi kesinleşmediğinden usulsüz olduğunu, ayrıca müvekkilinin alacağının ilama dayalı olduğu ve dava tarihinin şikayet olunanın takibinden önce olduğunu, bu durumda İİK'nun 100. maddesine göre paylaştırma yapılması gerektiğini, fakat sıra cetvelinde şikayet olunanın .... sırada gösterilerek tüm paranın ona ayrıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, kendi hacizlerinin önce olduğunu savunarak, şikayetin reddine karar verilmiştir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 135/2. maddesi uyarınca tahliye emrinin iptali şikayetidir. İzmir 25.İcra Müdürlüğünün 2016/14054 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; takip kapsamında yapılan 30/06/2020 tarihli ihale ile davaya konu taşınmazın 1632/2400 hissesinin satıldığı, ihalenin 27/04/2022 tarihinde kesinleştiği, 16/06/2022 tarihinde ihale alıcısının davacıya tahliye emri gönderilmesini talep ettiği, tüm taşınmaza yönelik tahliye emrinin davacıya 28/06/2022 tarihinde davacıya tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nın 135/2. maddesine göre, alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, ihalenin kesinleşmesi üzerine alıcı, satış memurluğundan üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebilir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; İİK'nın 118. maddesi gereğince, satılan malın ihale kesinleşmeden alıcıya teslim olunmayacağı, aynı Kanun'un 135/1. maddesine göre ise, taşınmazın alıcıya ihale edilip bedeli alındıktan sonra alıcı adına tescili için 134. maddedeki müddete uyulmak suretiyle tapuya yazı yazılacağı, bunun da şikayet için belirli müddetin geçmesine veya ihalenin feshi istenilmişse davayı sonuçlandıran kararın kesinleşmesine bağlı olduğu belirtildikten sonra, şikayete konu taşınmaz hakkında açılan bir ihalenin feshi davasının reddi kararının 15.03.2022 tarihinde kesinleşmesine rağmen, aynı taşınmaz hakkında açılan ve derdest olan ihalenin feshi davaları bulunduğundan bahisle, icra müdürlüğü kararının yerinde olduğuna işaret edilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

      SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün alacaklı yararına BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 07.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Germencik İcra Müdürlüğünün 2019/135 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında başlatılan takip olduğu, takip kapsamında davaya konu taşınmazlara ve traktöre 17/04/2019 tarihinde haciz konulduğu, davacıya herhangi bir haciz bildiriminde bulunulmadığı görülmüştür. Borçlunun meskeniyet ve maişet iddiasına dayalı şikayet başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Mahkemece davacı borçlunun Germencik İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/18 E. - 2019/28 K. sayılı dosyasına verdiği 05/07/2019 havale tarihli istinaf dilekçesi içeriğinden davacının dilekçenin havale tarihi olan 05/07/2019 tarihi itibarıyla şikayete konu hacizlerden haberdar olduğu kabul edilerek davanın süreden reddine karar verilmiştir....

        DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

        Ancak; 1)Sanığın, mahkemenin belirlediği günler dışında da çocuğunu görmek istemesine izin vermeyen eski kayınvalidesine “çocuğumu görmek istiyorum senin evini polis ile basarım, seni bulurum hesabını sorarım” dediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında; eylemin, şikayet hakkının kullanımının bildirimi niteliğinde olduğu ve bir kötülük yapılacağı tehdidini içermediğinden suç teşkil etmeyeceği gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, 2)Kabule göre de ; a)Anlatımı hükme esas alınan tanık ...’ın, sanığın boşandığı eşi olmasına karşın tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenilmek suretiyle CMK’nın 45/1-b maddesine aykırı davranılması, b)Katılan’ın, tanık ...’ın ve tanık ...’un, soruşturma ve kovuşturma aşamasında sanığın söylediğini iddia ettikleri tehdit içeren sözlere ilişkin birbirlerinden farklı anlatımlarda bulundukları anlaşılmakla, anlatımlar arasındaki çelişkinin giderilmeye çalışılması, giderilemediği takdirde ise hangi anlatıma ne gerekçe...

          e vermek suretiyle ifşa ettiklerinin iddia edildiği olayda; mağdurun, cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntüleri kişisel veri kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, eylemin, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, TCK'nın 134/1. maddesinin 2. cümlesi ve 134/2. maddesine uyan özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı, bu suçların, aynı Kanunun 139/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup, mağdurun, soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki ifadelerinde, sanıklardan şikayetçi olmadığı anlaşıldığından, sanıklar hakkında açılan davanın düşmesi yerine sanıkların mahkumiyetine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup; hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki davaların şikayet yokluğu nedeniyle TCK'nın 73, 139 ve...

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesine dayalı ihalenin feshi istemine ilişkindir. İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2019/15769 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı banka tarafından borçlu davacı ve davalılar T7 T8 ve Tic. Ltd....

            Yönetimi temyiz dilekçesinde çekişmeli taşınmazın 135 ada 35 parsel olduğunu belirtmiş olup, Dairemizin 18.09.2008 tarih 2008/7359-11317 sayılı iade kararı üzerine dosyaya gönderilen 135 ada 35 parsele ilişkin Kadastro tesbit tutanaklarının davalı ... adına tesbit edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, husumetin doğru kişiye yöneltildiği, ancak maddi hataya dayalı olarak parsel numarasının yanlış yazıldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK’nun 24.12.1997 tarih 1997/17-846-1085 sayılı kararında kabul edildiği gibi davalı taşınmaz ile ilgili olarak ortada maddi hata bulunmaktadır ve mahkemece yapılacak iş çekişmeli taşınmazla ilgili olarak uyuşmazlığın esastan incelenerek ihtilafın çözümlenmesi, davalı olmadığı anlaşılan 135 ada 135 parselin ise kadastro tesbit tutanaklarının kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı ......

              UYAP Entegrasyonu