Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar, birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, yukarıda anılan yasa hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK.nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılarak alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır. O halde, mahkemece, birden fazla alacaklı bulunması ve ihale bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle, şikayetin kabul edilerek İİK.nun 140. maddesi gereğince, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmasına karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde, sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar, birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, yukarıda anılan yasa hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK.nun 140.maddesi gereğince sıra cetveli yapılarak alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır....

      İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değildir. Ancak icra müdürlüğünce verilen satış kararında aksi yönde bir karar verildiği takdirde tebliğ işleminin geçerli olup olmadığının araştırılması gereklidir. Yani, icra müdürünün menkul ihalelerinde zorunlu olmamasına rağmen satış ilanının tebliğine karar vermesi halinde artık borçluya satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ihalenin geçerlilik şartı olacaktır. Somut olayda, 19.11.2014 tarihli satış kararında “yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere bilgi mahiyetinde tebliğine” karar verilmiş olup, tebligatın bir amacının da bilgilendirme olduğu düşünüldüğünde, satış kararındaki “bilgi mahiyetinde” ifadesinden tebligatın yapılıp yapılmamasının ihaleye etkisi bulunmadığı sonucu çıkarılamaz....

        Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir. İcra ve İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince, gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür....

        Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİKnun 79. maddesi hükmü uygulanamaz. Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. Somut olayda, tapu kaydının incelenmesinde taşınmaza, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2580, 7575, 7576, 7577, 7578, 7579 Esas, ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/4761 Esas, ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2012/210, 4423 Esas, ... 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/8622 Esas, ... 12. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1154 Esas sayılı dosyalarından haciz konulduğu anlaşılmaktadır....

          İİK’nun 134/7. maddesi gereğince; satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti öğrenme tarihinden başlar. Aynı maddede, bu müddetin ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçemeyeceği açıklanmıştır. Maddeye göre, satış ilanı, borçluya usulüne uygun tebliğ edilmemişse, ihalenin feshi, ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçmemek üzere, ihalenin öğrenilmesinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesinden istenebilecektir. Şikayetin süresinde olup olmadığının belirlenmesinde, öncelikle satış ilanı tebligatının usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespiti gerekir....

            Aynı Yasanın 283.maddesi uyarınca davanın sabit olması halinde 3.şahıs adına oluşturulan kaydın tashihine gerek olmadan dava konusu malın alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi tanınmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir. Somut olayda sacede tasarrufun iptaline ilişkin hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle hükmün bozulması gerekmişse de bu yanlışlığın düzeltilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2.maddesi göndermesiyle HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

              İİK'nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. Çorlu İcra Müdürlüğü'nün 2014/305 ve 306 talimat sayılı dosyalarındaki 11.11.2014 tarihli satış kararlarında; satış ilanının borçluya tebliğine karar verilmediğinden satış ilanının tebliği zorunluluğu bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, borçlunun ileri sürdüğü diğer fesih nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İcra dosyaları incelendiğinde şikayetçi tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerine ... tarihinde haciz konduğu ve ... tarihinde taşınmazların satışını talep ederek satış avansı yatırdığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şikayetçinin haczinin ayakta olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü için halledilmesi gereken meseledir. Borçlu tarafından .... tarihinde iflas erteleme talebinde bulunulmuş mahkemece... tarihinde İİK 179/b maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı ile borçlu aleyhine takip yapılmaması ve mevcut takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu durumda İİK 106. maddesi gereğince gayrimenkul için 2 yıllık satış isteme süresine mahkemece verilen tedbir kararlarının ayakta kaldığı sürenin eklenmesi gerekir. İhtiyati tedbirlerin .... tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile kaldırıldığı bu durumda 29.03.2010 satış isteme tarihinin 2 yıllık satış isteme süresi içinde kaldığı anlaşılmaktadır....

                  Öte yandan, İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olmadığı ve satış kararında tebligat yapılmasına dair bir karar bulunmadığından, borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesinin ihalenin feshini gerektirmeyeceği gibi, borçlunun, şikayet dilekçesinde kendisine yapılan satış ilânı tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde bir iddiasının mevcut olmadığından bu durumda muhatabı tarafından şikayet konusu yapılmadığı halde borçluya satış ilanının tebliğ edilmediği hususu re'sen gözönüne alınarak ihalenin feshedilmemesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

                    UYAP Entegrasyonu