WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(İİK' madde 277 vd. maddelerinin kısayen uygulanması talebidir)" şeklinde açıklandığı gibi dava dilekçesinin sonuç bölümünde de "Davamızın kabulü ile davalıların alacaklıları zarara sokmak kastıyla yaptıkları devir işleminin TBK madde 19 uyarınca muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK'nun 277 vd. maddelerinin kıyasen uygulanması neticesinde yapılan tasarrufların iptaline, tapu kaydında tashihe mahal olmadan İİK'nun 283/1 gereğince müvekkil şirkete icra dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebir icra yetkisi verilmesine" denilerek açıkça davanın TBK'nın 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle iptal davası olduğu belirtilmiştir....

Maddesi (1- f) bendi ve 2004 Sayılı İİK un 265/son maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi....

kabul edilemediği ve konkordatonun tasdiki koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla konkordato talebinin reddine ve davacı şirketin açıklandığı üzere borca batık olması nedeni ile İİK 308/a bendi uyarınca re'sen iflâsına karar verilmiştir....

    Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

      Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Alacak haksız eylem iddiasına dayandığında TBK.'nun 117/2 maddesi gereğince daha önce temerrüde düşürülmemiş olsa bile dava açılmış olmakla temerrüt ve muacceliyet koşulu oluşacaktır. Ancak İcra ve İflas Kanunu'nun 258/1.maddesinde; "Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur." şeklinde belirtilen husus alacağın yaklaşık ispat kurallarına göre, ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulmasını gerektirir....

      Davalı kooperatif vekili, iki farklı dava konusu olduğunu, İİK. 94. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil, İİK 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptalinin talep edildiği, davaların birlikte görülmesinin mümkün olmadığını, talep sonucunun netleştirilmesi ve hak düşürücü sürenin tespiti bakımından davanın açıklattırılması gerektiğini, tasarrufun iptali davası için gerekli olan aciz vesikası ve iptali gereken bir tasarruf bulunmadığını, tapu iptal ve tescil davasının da reddi gerektiğini, iptal edilip davacılar adına tescil edilmesi gereken tapu ve muvazaaya dayalı bir tasarrufun sözkonusu olmadığını, ferdileşmeye engel bazı hususların bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalılar ... ve ... vekili, müvekkili ...'nın davacı gibi davalı kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, ...'nun ise, ...'nın hissesine düşen bir dairenin arsa payını tapuda devir ve temlik alarak sözleşmeye konu bir daire için ...'...

        Dava, 6098 sayılı TBK nun 386 vd. Maddelerinde düzenlenen ödünç sözleşmesine dayalı takibe yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine yöneliktir. Davacı, davalıya ödünç verdiğini iddia etmiş, davalı ise taraflar arasında ödünç ilişkisi kurulmadığı, dayanak temliknamenin sahte ve geçersiz olduğu savunmasında bulunmuş olmakla, davalıya ödünç verildiği iddiasını ispat davacı yükümlülüğündedir. Eldeki davada, davalı şirket temsilcileri hakkındaki Anadolu 4. Ağır ceza mahkemesindeki ceza dosyası berat ve düşme kararı ile sonuçlandığı ve kesinleşmiştiği, ancak finans müdürü ...'un mahkumiyetine hükmolunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Emsal olarak dayanılan Anadolu 4 ticaret mahkemesinde derdest davanın reddini karar verildiği ve kesinleştiği anlaşılmıştır.Her ne kadar temliknamenin şirketin finans müdürü ... tarafından imzalandığı ve davacının iddiasına konu çeklerle davalı şirketin ilgisi korulamadığı ileri sürülse dahi Yargıtay 11....

          Maddesi (1- f) bendi ve 2004 Sayılı İİK'nun 258/3. fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi....

          temyiz eden davalılardan alınmasına, 09.02.2022 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Davalı borçlu ... ile ... savunma yapmamıştır. Mahkemece, taşınmazın satışın tutarı ile gerçek değeri arasında bedel farkı oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde açıklanan olaylara göre davanın B.K. 18 vd. maddelerine göre açılmış bir dava değil, İİK.'nun 277 vd. maddelerine dayalı bir iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Alacaklı, yapılan takipte tahsil edemediği alacağına kavuşmak amacı ile bu davayı açmıştır. Bu durumda tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılması gerekir. Tasarrufun iptali davasının açılması koşullarından birisi de takip tarihinde kesinleşmiş bir alacağın bulunmasıdır. İhtiyati haczin kesinleşebilmesi için ise, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi gerekir. Somut olayda, 10.06.2009 tarihinde borçlunun adresinde ihtiyati haciz tatbik edilmesine rağmen, borçlu adına çıkarılan ödeme emirlerinden hiçbiri borçlu ...'e tebliğ edilmediğin- ../......

              UYAP Entegrasyonu