Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;dava dilekçesinde her ne kadar İİK. 277. vd maddelerine dayanılmış ise de esasen davanın muvazaalı işlem sebebiyle açıldığı ve TBK. 19. maddesine göre muvazaalı işlemden iptali istendiğinin aşikar olup kaldı ki daha önce de müvekkillerinin annesi muris Emine Çetinkaya'ya davalı T7 Çetinkaya, nafaka bedellerini ödemediğinden, Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 1998/3122 Esas sayılı dosyasıyla nafaka bedelleri icraya konulduğunu ve Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1474 Esas - 2002/1696 Karar sayılı dosyası ile tasarrufun iptaline karar verildiğini verilen kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2003/955 Esas - 2003/9980 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek onandığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2023 NUMARASI : 2022/147 ESAS, 2023/47 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı, TBK 19) KARAR : Samsun 4....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, bakım alacaklısı tarafından açılan, bakım görevinin yerine getirilmemiş olması hukuki nedenine dayalı, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarih ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 gün 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca “Ölünceye kadar bakma ve gözetme sözleşmesine bağlanarak yapılan temliki tasarruflar hakkında "sözleşmeye aykırılık" ya da "geçersizlik" iddiasıyla (TBK m. 611 vd.) açılan tapu iptal davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,” ın temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 7. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay Yüksek 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık yazılı sözleşmeye dayanmayan miras payının devri amacıyla verildiği iddia edilen bir miktar paranın iadesinin sağlanması için yapılan icra takibinin itirazla durması sonucu takibin devamı için açılan İİK'nin 67.maddesine dayalı itirazın iptaline dair olup, mahkemece de bu şekilde değerlendirilerek sebepsiz zenginleşme (TBK 77 vd.) uyarınca davalının itirazının haksız olduğu bu sebeple itirazın iptaline karar verilmiş olduğuna, miras payının devrine ilişkin bir yazılı sözleşme bulunmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, davacının ihtiyati haciz isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara davalı tarafın ve davacı tarafın itirazının İİK un 265 inci maddesi uyarınca duruşmalı incelenmesi üzerine, davalının itirazının ve davacının ilave ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...esas sayılı dosyasında açmış olduğu iflas erteleme davasında verilen 14/04/2014 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile İİK 179/b kapsamında tedbir kararı verildiğini ve tüm takiplerin durdurulduğunu, bilahare 25/12/2019 tarihli karar ile iflas erteleme talebinin reddi ile birlikte tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiğini, dolayısı ile davanın süresinde olduğunu belirterek İİK 173 vd. maddeleri uyarınca davalı borçlu tarafın iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, 2004 sayılı İİK'nun 173 vd. maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılmış iflas talebine ilişkindir. Davacı şirket yetkilisi ön inceleme aşamasında dosyaya sunmuş olduğu 25/03/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat etmiştir. Davalı vekili 25/03/2021 tarihli duruşmadaki beyanında feragat nedeni ile davacı taraftan yargılama gideri, vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmiştir....
G E R E K Ç E Uyuşmazlık, hasarlı trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan maddi tazminat davası ile birlikte istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin reddinden kaynaklanmaktadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda özetlenen gerekçelerle davacı tarafın geçici hukuki koruma tedbirine yönelik isteğinin 01/12/2020 tarihli tensip (9) numaralı ara kararı ve aynı tarihli gerekçeli ara karar ile reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı taraf istinaf isteminde bulunmuştur. Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Eldeki davada istem maddi tazminat (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici hukuki koruma tedbiri de ihtiyati haciz olup, davacı tarafın istemi de bu yöndedir....
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde, davanın TBK 19 a dayalı olarak nitelendirilmesi gerektiği, alınması gereken bir aciz vesikasının da olmadığı belirtilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacının dava dilekçesinde İİK 277- 278 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalinin talep edildiği, dava dilekçesi sonuç kısmında BK 18 ve İİK 277 e göre değerlendirme yapılmasının talep edildiği görülmüştür. Eldeki davanın tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olarak bakılması ve ona göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davacılar ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 16/01/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı ...'ın tüm, davacı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacı ...'ın diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK'.nun 96. vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Haciz borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği iş yeri adresinde yapılmıştır. İİK.'nun 8.maddesine göre aksi ispat oluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğine göre borçlunun haciz adresinde bulunduğu açıktır. Bu halde İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararınadır. Yasal karinenin aksi davacı 3.kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanmalıdır. Davacı tarafından buna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı gibi karara dayanak yapılan tanık beyanlarının da karinenin aksini ispata yeterli olmadığı açıktır....