Sarkusyon iş merkezi S blok No:4/11 Üsküdar adresinde yapılan haciz muamelesi hakkında İİK 99 maddesine göre karar verilmek üzere dosyanın iadesine, '' karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin sanki istihkak davasıymış gibi inceleme yaptığı, şekli inceleme sınırları aşılmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiğini, bunun icra iflas kanuna aykırı olduğunu, müdürlük kararının yasaya uygun olduğunu, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına bulunduğunu belirterek icra mahkemesi kararı İİK 97, İİK 97/a ve İİK 16.maddelerine açıkça aykırı olmakla ve müvekkili şirket aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu kararın kaldırılmasının talep etmiştir....
E) Gerekçe: İcra Müdürlüğünün talebinin yasal dayanağı İİK. nın 97/1. maddesidir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun “ Üçüncü şahsın istihkak iddiası “ başlıklı 97/1. maddesi; İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. İİK. nın 97/5. maddesi ise; “ Takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir. “ hükmünü içermektedir. Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki diğer sebeplerin yanı sıra “ İcra Mahkemesinin icra müdürlüğünün talebi ve hatalı hukuki değerlendirmesiyle bağlı olmadığı, “ gerekçesine yer verilmiş ise de bu gerekçe İİK. nun 97/1. maddesindeki düzenlemeye aykırıdır....
Karar sayılı ilamıyla hükmedilen hükmedilen İFLASIN KALDIRILMASINA, 2-Kararın İİK 166. maddesi gereği İcra İflas Dairesi'ne bildirilmesine 3-Kararın İcra İflas Dairesi tarafından İİK 166/2 maddesinde geçen Kurumlara bildirilmesine ve kararın İİK 166/son ve 182/3 maddesi gereği İcra İflas Dairesi tarafından ilanına, 4-Harç alınmasına yer olmadığına, 5-Yargılama giderlerinin dosya üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda mahkememiz gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren on gün içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23/05/2023 Başkan ¸e-imzalıdır Üye ¸e-imzalıdır Üye ¸e-imzalıdır Katip ¸e-imzalıdır Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!...
Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur....
hiçbirinin fiziki olarak davacı şirketin dolabı , çekmecesi veya bilgisayarında tespit edilmediğini, belgelerin tek kaynağının müşteri , misafire ait olan taşınabilir bilgisayar olduğunu, davacı ile borçlu arasında ortak bir noktanın bulunmadığını , davacının işyerinde ve evinde haczedilen menkullerin borçluya ait olduğunu, ispat yükünün alacaklıya ait olduğunu, icra memurunun hataen İİK 99 yerine 97.maddenin uygulanmasına karar verdiğini söyleyerek İİK 97.maddenin uygulanmasına yönelik memur kararının iptaline karar verilmesini istemiştir....
ise de yapılan hesaplama ve değerlendirmelerin, davacı borçlu şirketin rayiç değerlerine göre 4.788.216,00 TL değerindeki şirket ortaklarının şahsi malvarlıklarının toplamının dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucu ulaşılan sonuç olduğu, mahkemece 3.kişilere ait rehinle teminat altına alınan borçlar yönünden adi alacak değerlendirmesi ve kabulü yapıldığından, davacı şirketin 23/09/2020 tarihli raporda belirtildiği üzere net aktifinin bulunmayacağı, dolayısıyla İİK 305/a bendinin uygulama kabiliyeti bulunmadığı, İİK 305/c bendi, yani projenin İİK 302.maddesinde öngörülen çoğunlukla kabul edilip edilmediği yönünden yapılan inceleme sonucunda ise İİK 302/a ve 302/b bentteki alacaklı ve alacak miktarına yönelik çoğunluğun birlikte gerçekleşmediği ve yasal şartın oluşmadığı kanaatine varıldığı görülmüştür....
TL ile ödenebileceğinden İİK 305/1 b maddesindeki şartın gerçekleştiğini, tasdik şartlarının oluştuğunu bildirmişlerdir....
Mahkememizce İİK 286 maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak dilekçe ekinde sunulduğu tespit edilmekle İİK 287 maddesi uyarınca hakkında konkordato talep edilen şirkete 26.06.2024 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmiştir. İİK 288/1 maddesi uyarınca geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından İİK 294, 295, 296, 297 maddelerinin uygulanmasına ve İİK 287 maddesi uyarınca geçici mühlet içerisinde konkordato talep edenin mal varlığını muhafazası için gerekli tedbirlerin alınmasına ve komiser heyeti atanmasına karar verilmiş, 26.09.2024 tarihi itibari ile geçici mühlet hükümlerinin 2 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir. Dosyada mevcut vekaletnamede davacı vekilinin feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır....
İlk derece mahkemesi 09/11/2021 tarihli ara karar ile; İİK 257 vd md uyarınca yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebini reddetmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece İİK 257 md göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, İİK 280 md uyarınca talebin değerlendirilip kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacı itirazının haklı olduğu, davada İİK 280 vd md uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği, İİK 257 vd md uyarınca değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, davalılar arasındaki yakın akrabalık bağı (baba-oğul) gözetildiğinde ihtiyati haciz için yeterli ispat koşullarının oluştuğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Ayrıca, 4949 sayılı Yasa ile İİK.'na eklenen geçici 5. maddenin 38. bendinde, İİK.'nun 280. maddesinde değişiklik yapan hükmün "kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılmış ve derdest olan iptal davalarında" uygulanacağı belirtilmiştir. iddia, savunmalar ve dosya içeriğine göre, davalı borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla davaya konu taşınmaz payını, kardeşi olan diğer davalıya devrettiği, bunun da aksini savunup kanıtlayamadığına göre davalı 3. kişi kardeşin, borçlunun bu zarar verme kastını bilerek taşınmazı devraldığı, böylece İİK.'nun 280/1 ve 2. fıkraları gereğince yapılan işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ortadadır. O halde, mahkemece aynı Kanunun 284. maddesi hükmünde öngörülen 5 senelik hak düşürücü sürenin de geçmemiş olduğu gözönüne alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, İİK.'...