Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti alacağı talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesinin sekizinci fıkrasında işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanun'dan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları ise mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir. 01.06.2012 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesi de ücret gibi dönemsel nitelikte ödenen alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olacağını belirtmiştir. 3....
Olayımıza gelince; Kısmi davada saklı tutulan bölüme yönelik bu dava 18.11.2011 tarihinde açılmış olup, mahkemece dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içinde muaccel hale gelen alacakların dava konusu edilebileceği nazara alınarak, geri kalan alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının yukarıdaki ilke ve esaslar doğrultusunda tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Demir Çelik şirketinin davalılarla organik bağının bulunup bulunmadığı ve varsa davalılar arasındaki ilişkinin niteliği araştırılarak bu şirketlerin davalılarla organik bağının bulunduğu anlaşılırsa hizmet süresinin tespitinde bu şirketlerdeki çalışmaların da dahil edilerek sonuca gidilmesi ayrıca 11.02.1993 - 20.02.1994 tarihleri arasındaki çalışmaların da kıdem tazminatı bakımından zamanaşımına uğramadığının kabulü gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21/10/2020 gününde oybirliği ile karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2021/12438 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Kısıtlı aleyhine başlatılan icra takibinin dayanağı belge noterde düzenlenen ve borç ikrarının kabulünü içeren noter evrakı olduğunu, söz konusu belgenin düzenlenme şeklinde olup olmadığı anlaşılmamakla birlikte, İİK.madde 38 de sayılan belgelerden olup olmadığının tespiti ile icra takibinin ilamlı yapılıp yapılmayacağının irdelenmesi, ilamlı takip yapılamayacağı kanaatine ulaşıldığı takdirde takibin iptali gerektiğini belirterek, dayanak belgenin İİK. Md. 38 kapsamında sayılan belgelerden olduğunun tespiti halinde icra takibininin zaman aşımı sebebiyle geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; takibe konu çekin zamanaşımına uğradığından bahisle davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir. Davalı (alacaklı) tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için borçlu, menfi tespit davası açabilir (İİK m. 72). Borçlu icra takibinden önce menfi tespit davası açabileceği gibi, icra takibinden sonra da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti davası açabilir (İİK m. 72.1). Çünkü ödeme emrine itiraz etmemiş (veya süresinde itiraz etmemiş) ve bu nedenle hakkında takip kesinleşmiş olan borçlu, cebri icra (haciz, satış) tehdidi altında olduğundan davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....
dokunulmazlığının ihlali suçunun zamanaşımına uğradığından bahisle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir....
in mirasçıları olan davalılara ödeme emri gönderildiğini, davalıların icra takibine itiraz davası açtıklarını, icra hukuk mahkemesince takip zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, derecattan geçen kararın kesinleştiğini, kesinleşme tarihi olan 08.07.2013 tarihi itibariyle davalıların haksız zenginleştiğini ileri sürerek müvekkili alacağının tespiti ile alacağa faiz uygulanmasını talep ve dava etmiş, dava değerini 17.000 TL olarak göstermiştir. Davalılar vekili, zamanaşımı def'i ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti için 7 günlük süre içinde davanın açılması gerektiğini, oysa bu davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık sürenin dolduğunu, işletilen faize itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Davacı, İİK.'nun 33/a maddesi uyarınca çeklerin zamanaşımına uğramadığını ileri sürerek dava açmışsa da ıslah yoluyla davasını alacak davasına çevirmiş olmasına, zamanaşımına uğrayan çeklere dayanarak alacağın tahsili isteminde temel ilişkinin daire satışından kaynaklanmasına, tarafların tacir olmamasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 11.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra, yüklenicilerin arsa sahibini ikna ederek taşınmazı satın alarak takip konusu çeki verdiklerini, karşılıksız çıkan çek nedeniyle takibe başlanarak dava konusu taşınmazın haczedildiğini, kıymet takdirine itiraz davasının davalılarca uzatılması sonucu ... aylık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle takibin geri bırakıldığını ileri sürerek, çekin zamanaşımına uğramadığının tespiti ile çeke dayalı alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davanın reddini istemiştir....
Kural olarak, zamanaşımına uğrayan bir fiille ilgili yapılan soruşturmada ilk önce fiilin belirlenmesi ve akabinde zamanaşımına uğrayıp uğramadığının değerlendirilmesi; zamanaşımı tespit edilmesi halinde ise, fiilin sübuta erip ermediği tartışılmadan zamanaşımına uğradığı saptanarak dosyanın işlemden kaldırılması gerekmektedir. Ancak zamanaşımına uğrayan fiile disiplin cezası dışında ayrıca bir idari yaptırım (örneğin, 3201 sayılı Kanun'un Geçici 28. maddesi gereğince başka kuruma atanma gibi) öngörülmüş ise, bu halde fiilin sübuta erip ermediği değerlendirilmesi yapıldıktan sonra zamanaşımı nedeniyle işlemden kaldırma kararı verilmelidir....