WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 596. maddesi uyarınca vasiyetnamenin açılmasında, vasiyetnamenin açılıp, okunması ile yetinilmesi gerekirken, "itiraza uğramadığının tesbitine" şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. (HUMK.438/7.madde) SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının vasiyetnamenin açılıp okunduğunun sözcüklerinden sonra gelen "ve itiraza uğramadığının" sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.05.11.2007 (Pzt.)...

    Davacının iş akdi 6098 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce feshedildiğinden yıllık izin açısından 5 yıllık zamanaşımı süresi fesih tarihinden itibaren başlayacağından ve dava tarihi 11.05.2011 olduğundan yıllık izin ücretinin zamanaşımına uğramadığının kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile yıllık izin ücretinin bir kısmının zamanaşımına uğradığının kabulü ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesi ile bozulmuştur....

      Mahkemece, davacı borçlunun İİK.’nun 33/a maddesine dayanarak menfi tespit davası açmasının yasal olanak olmadığını, davacı borçlunun İİK.’nun 33/ son hükmüne göre menfi tespit istemi değil, borcu ödedikten sonra İİK.’nun 72. maddesi uyarınca istirdat davası açabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhinde bonoya dayalı olarak yapılan icra takibine karşı borçlu olmadığının tespitine dayalı olarak İİK.’nun 72. maddesine göre iş bu davayı açmıştır. İİK.’nun 72. maddeye dayalı olarak açılan davalarda alacaklı veya borçlunun takip hukukuna ilişkin itirazları değil, borcun varlığına yönelik itirazlar incelenerek değerlendirilir. Somut olayda davalı alacaklı tarafından icra takibinin 1 yıl süre ile takipsiz bırakılmasının ve daha sonra yenilenmesinin borcun varlığı ile bir ilgisi olmayıp, icra hukukuna yönelik bir uyuşmazlıktır....

        A.Ş.nin imza itirazı nedeniyle takip dosyasının İstanbul 10 İcra Tetkik Mercii Hakimliğince gerçekleştirilen yargılama aşamasında işlemsiz kaldığını, bu kez davalının zamanaşımına uğrayan takibin iptalini talep etmesi üzerine İstanbul Yedinci icra Tetkik Merciince icra takibinin İİK.nun 33/a maddesi uyarınca geri bırakılmasına karar verildiğini, oysa karşılıksız çek keşide etmenin aynı zamanda suç teşkil etmesi ve uzamış ceza zamanaşımı süresi nedeniyle takip konusu alacağın zamanaşımına uğramadığını ileri sürerek, takip konusu alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, BK.nun 60. maddesinde düzenlenen uzamış ceza zamanaşımı süresinin çekler için uygulanamayacağını, kaldı ki dava dışı A....... A.Ş.ne ait cironun iptaline karar verilmesi nedeniyle davacı ile müvekkili arasında ciro silsilesi koptuğundan davacının talep ve dava hakkının kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

          Davacının yetkilisi olduğu şirketin Kuruma olan 1995/11, 1996/1,2,3,4,5, 1999/67,8,9,10,11,12, 2000/1,2,3,4,5,6,7,8. aylara ilişkin prim ve işsizlik borçları nedeni ile düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya 12.11.1999 tarihinde şirket çalışanına tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğinden sonra 02/12/1999 tarihli haciz bildirisi ile Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünden 12/01/2000 tarihinde gelen 4.100,00 TL'nin dosyaya mahsup edildiği, Kurumca bu işlem dolayısıyla zamanaşımı kesilmiş ve zamanaşımı 12/01/2000 tarihinde yapılan tahsilattan sonra takip eden takvim yılı başı olan Ocak 2001'den itibaren işlemeye başlayacağı, bu arada 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ancak 06/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı yasanın 11. maddesi ile 6183 sayılı yasanın zamanaşımına ilişkin 51 ve 102. maddeleri ortadan kaldırılmakla Borçlar Kanunu 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davacının borcu zamanaşımına uğramadığının iddia edildiği, bu görüşün mahkemece doğru...

            Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilen kararın usulsüz tebliği üzerine kararı öğrendiği 28.06.2006 tarihinde yapmış olduğu temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulüyle yapılan temyiz incelemesinde; Sanığa isnat edilen suçun sevk ve maddeleri olan 765 sayılı TCK'nın 493/2, 102/3, 102/4 maddeleriyle hükümden sonra yürürülüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 142/2-d, 66/1-d, 67/4 maddeleri gözetildiğinde, sanık eyleminin zamanaşımına uğramadığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki zamanaşımı nedeniyle bozma ve düşme isteyen düşünce benimsenmemiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir....

              -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin davalı hakkında iki adet bonoya dayalı olarak icra takibi yaptığını, takibin kesinleştiğini ileri sürerek müvekkilinin alacağının zamanaşımına uğramadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takip tarihinden itibaren 3 yıl geçtiğini, TTK.nun 661 ve ilgili maddeleri uyarınca müvekkili yararına zamanaşımının gerçekleştiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının tespit talebine gerekçe olarak icra takip dosyasının ceza mahkemesi dosyası içinde bulunmasını gösterdiği, ancak icra dosyasının onaylı örneğinin ceza mahkemesi dosyası içerisine konup temyiz incelemesine her zaman gönderilebileceği, davacının icra dosyası hakkında bu yönde talepte bulunabileceği halde bulunmadığı, zamanaşımının kesilme sebebi olarak sayılan hususların somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                Öte yandan; kural olarak, zamanaşımına uğrayan bir fiille ilgili yapılan soruşturmada ilk önce fiilin belirlenmesi ve akabinde zamanaşımına uğrayıp uğramadığının değerlendirilmesi; zamanaşımı tespit edilmesi halinde ise, fiilin sübuta erip ermediği tartışılmadan zamanaşımına uğradığı saptanarak dosyanın işlemden kaldırılması gerekmektedir....

                  Maddeye göre alacağın zamanaşımına uğradığını, hukuka aykırı olarak takibin yenilendiğini, bu nedenle takibin iptali ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

                  Somut olayda; dava konusu olan ve davalı Kurum tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen ...takip no lu Kurum alacağına dayanak ödeme emirlerinin tek tek zamanaşımına uğrayıp uğramadığının değerlendirilmeksizin Kurum'un 1274 takip dosyası muhteviyatından sadece 2006-10221 sayılı ve 2003/12.dönemine ait idari para cezasına ilişkin olarak düzenlenen ödeme emrinin iptaline dair.... 13. İş Mahkemesi'nin 18/01/2014 tarih ve 2014/473 Esas 2014/732 Karar sayılı Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiş ilamı dikkate alınarak Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; haciz bildirgesine dayanak olan ... sayılı takip dosyası muhteviyatı ödeme emirleri getirtilerek her bir ödeme emri yönünden tek tek Kurum alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığını değerlendirmek ve sonucuna göre Mahkemece bir karar vermekten ibarettir....

                    UYAP Entegrasyonu