KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinin birinci fıkrasında zamanaşımı hususunda açıkça lafza yer verildiği dolayısıyla kanunilik ilkesine aykırı biçimde yorum yoluyla tarhiyatın zamanaşımına uğramadığının kabulüne olanak bulunmamasına karşın uyuşmazlığın esasının incelenerek davanın sonuçlandırılması gerektiği yolundaki Kurul kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Kurul kararının kaldırılmasından sonra, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/54 esas sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davası açtığını, davanın kendi lehine sonuçlandığını, takibin borçlunun sağlığında kesinleştiğini, ancak İcra Hukuk Mahkemesinin eksik inceleme yaparak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verdiğini, 20/01/2008 ile 20/01/2009 tarihleri arasında icra dosyasında yapılan işlemlere ilişkin evrakların Yargıtay incelemesine gönderilmemesi ve dolayısıyla eksik inceleme ile Yargıtay'ın kararı onadığını belirterek; alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti ile takibin devamına, bu talebin kabul görmemesi halinde İnegöl 2....
a 20/01/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, alacağın zaman aşımına uğramadığını ispat için işbu davayı açmak durumunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle; zaman aşımına vakı olmadığının tespiti ile davalılar yönünden takibin devam edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalıların davaya cevap vermediği görülmüştür. Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; Dava, alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitini talebine ilişkindir. Davacı taraf duruşma gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen 21/02/2023 tarihli duruşmaya iştirak etmediği ve herhangi bir mazeret göndermediği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK 150. Maddesi "usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir....
Bunun karşılığında üyenin inşaat maliyeti ile ilgili aidat yükümlülüğünün de zamanaşımına uğramadığının kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece aidatların zamanaşımına uğradığının kabulü doğru olmayıp davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüştür. Mahkemece bu husus gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken üyenin aidat borcunun zamanaşımına uğradığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Belirtilen nedenlerle, davacı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Belirtilen nedenlerle, davacı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit talebine ilişkindir. Davalı (alacaklı) tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tesbiti için borçlu, menfi tesbit davası açabilir (İİK md.72). Borçlu icra takibinden önce menfi tesbit davası açabileceği gibi, icra takibinden sonra da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tesbiti davası açabilir (İİK md.72.1).6100 Sayılı HMK'nın 114/1- h maddesi uyarınca açılan davada hukuki yarar bulunması dava şartlarından olup, aynı kanunun 115. maddesi gereğince mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırması gerekli olup; bulunmadığında ise, aynı kanunun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekir. Davacının bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmalıdır. Buna, hukuki koruma (himaye) ihtiyacı da denir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takibe dayanak bononun 24/08/2004 düzenleme tarihli ve 20/01/2018 vade tarihli olduğunu, zamanaşımı sürelerinin “borcun muacceliyet tarihi de olan” vade tarihinden itibaren işlemeye başladığını, dolayısı ile davacı yanın zamanaşımı itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, açılan haksız davanın reddinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle bononun vade tarihi itibari ile zamanaşımına uğramadığının tespiti ile davacı yanın itirazlarının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Bergama İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir....
Borçlunun başvurusu, takibin şekline göre İİK.'nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gereken İİK.'nun 71/2. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına yönelik şikayet niteliğindedir. İİK.'nun 71/2. maddesinde ise;borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi halinde, aynı Kanun'un 33/a maddesinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlanmış olup; İİK.'nun 33/a maddesinde, istemin kabulü durumunda icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/05/2015 tarih ve 2014/488-2015/365 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte müvekkilinin borcunun bulunmadığını, takibe konu faturaların müvekkiline hiç tebliğ edilmediğini, davalının akdi veya kanuni rehin hakkının bulunmadığını, gemi üzerinde bir ipoteğin olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, belirterek, borçlu bulunmadığının tespiti ile İİK m. 72/5f gereği %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir....