WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda yer verilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri ışığında, mahkemece 11/05/2019 tarihli haciz talebinin zamanaşımını kestiği dikkate alınmaksızın takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, borçlu hakkında 25/09/2017- 28/05/2021 tarihleri arasında üç yıldan fazla bir süreyle herhangi bir icra takip işlemi yapılmaması nedeniyle, İİK'nun 71. maddesi yollamasıyla aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca istemin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Davacı vekili İİK 78 uyarınca haciz isteme hakkının düştüğünü iddia etmişse de; alacaklı tarafından 19/09/2017 tarihinde takibe geçildiği, 20/10/2017 tarihinde ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmesi öncesinde 19/09/2017 tarihinde ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu iddiası da yerinde görülmemiştir....

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu çeklerin, iddia edildiğinin aksine zamanaşıma uğramadığını, icra daireleri sehven de dosya düşümü yapmakta ve dosyalar kapatıldığını, yeni esas numaralarının alınmış olmasına dayanılarak çeklerin zamanaşımına uğradığının kabulü hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu sebeple dosya ayrıntılı olarak incelenip hangi tarihler arasında işlem yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini bu nedenle mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir....

Mahkemece, vergi alacağının doğumu, miktarı ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığının ancak vergi mahkemesinde tartışılabileceği, bu nedenle vergi alacağının iflâs idaresi tarafından masaya kaydı gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, müflis Bankanın, dava dışı şirketin vergi borçlarının temini için vermiş olduğu teminat mektuplarından dolayı sorumluluğunun tespitine ilişkindir. Müflis bankanın borcu teminat mektuplarından kaynaklandığına göre, talep edilen vergi alacaklarının her birinin niteliği ve hangi kalemlerden oluştuğu açıklattırılarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle, teminat mektupları ile temin edilen vergi borçlarının miktarının tespitinden sonra varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

    Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu hakkında bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlattıklarını, icra takibine konu bononun zamanaşımına uğramadığını, yenileme emrinin 04/09/2016 tarihinde tebliğinden sonra 26/09/2016 tarihinde borçlunun dosyadan fotokopi aldığını, borçlu tarafından dosyaya ödemelerde bulunulduğunu, davacının zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinin HMK 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "2004 sayılı İİK'nın 71/2. Maddesi delaletiyle İİK'nın 33a. maddesi gereğince (zamanaşımına ilişkin) itirazın KABULÜ ile İstanbul Anadolu 5. İcra Dairesinin 2020/25197 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takipte davacı yönünden İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA" karar verilmiştir....

    Borçlu ödeme emri tebliğ üzerine yasal sürede borca zamanaşımı def'inde bulunmuş, borcun bulunmadığı yönünden itiraz etmiş (İİK.62), takip bu nedenle durmuştur. (İİK.66) Bu aşamadan sonra davacı alacaklının TMK.... maddesi gereğince alacağın zamanaşına uğramadığını ispat suretiyle itirazın iptali davasını açması (İİK.67) gerekmektedir ki davacı yasal sürede eldeki itirazın iptali davasını açmıştır. Ancak itirazın iptali davasında ispat külfeti kendisine düşen alacaklı, borca itirazda ileri sürülen alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazın aksini ispat edememiştir. Bu halde eldeki itirazın iptali davası yönünden takip tarihi itibariyle alacak zamanaşımına uğramıştır. Bu yöndeki yerel mahkeme kararı onanmalıdır....

      Temyize konu uyuşmazlık; davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için öncelikle alacağı doğuran hukuki sebebin tam ve doğru olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Zira; bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevidir. ( HMK 33. madde) Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelmez....

        Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda aşağıdaki bent dışında kalan hususlar bakımından bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, dava ve takip konusu çekin zamanaşımına uğramadığının tespiti ve çek bedelinin tahsili talebine ilişkindir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra takip dosyasının icra müdürlüğünce takipsizlik nedeni ile 13/06/2019 tarihinde kapatıldığını ve bu tarihten sonraki takibin devamına yönelik ilk taleplerinin 02/09/2020 tarihli dosyanın yenilenmesi ve haciz taleplerinin olduğunu, bu nedenle 13/06/2019- 02/09/2020 tarih aralığında da takip alacağının zamanaşımına uğramadığını, dosyada borçlunn 11/08/2016 tarihinde maaşına haciz konması için borçlunun işvereni olan 3.Şahıs Ilgın Fidancılık şirketine maaş haczi gönderildiğini ve maaş haczi müzekkeresinin 17/08/2016 tarihinde işverene tebliğ edildiğini, borçlunun maaşına haciz uygulandıktan sonra icra müdürlüğünce bu haczin kaldırılmadığını ve borçlunun maaşı üzerinde bu haczin devam ettiğini, 3.şahıs işveren tarafından haczin sonlandığına dair bir bildirimin icra müdürlüğüne yapılmadığını, haciz devam ettiği sürece de dosyanın zamanaşımına uğramadığının...

          Hukuk Dairesi’nce onandığını, oysa ki 11.11.2002 tarihli talepleriyle zamanaşımı süresinin kesildiğini, İcra Müdürlüğü ve İcra Mahkemesi’nce yapılan her türlü işlemin zamanaşımını kestiğini belirterek takip dosyasındaki alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının davasını resmi belge ile isptalaması gerektiğini, davacı vekilince 11.11.2002 tarihinde haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebine ilişkin olarak İcra Müdürlüğü’nce verilen haciz ihbarnamesi gönderilmesi kararlarının İcra Mahkemeleri’nce iptal edildiğini, bu nedenle artık bu işlemlerin yok hükmünde olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Bu durumda öncelikle taraf delilleri toplanarak dava konusu işin yapıldığı ve teslim edildiği tarihler saptanmalı, davalının zamanaşımı def’i belirlenecek teslim tarihi itibariyle değerlendirilmeli, istemin zamanaşımına uğramadığının anlaşılması halinde ise taraflar arasında iş bedeli konusunda bir anlaşma bulunmadığından BK’nın 366. maddesi uyarınca yapılan işlerin yapıldığı tarihteki serbest piyasa fiyatları üzerinden bedeli bilirkişiden alınacak ek raporla hesaplattırılmalı, bulanacak bedelden de taraflarca miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmayan 9.000,00 TL.’lik ödeme tutarı mahsup edilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Anılan hususlar dikkate alınmaksızın düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu