Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davacının 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde olmak üzere 21.02.2014 tarihinde dava açtığı, buna göre ise yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğramadığının anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle sonuç olarak usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 09.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı ... 1 Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 02/05/2014 gün ve 2008/30-2014/306 sayılı hükmü bozan Dairemizin 30/05/2016 gün ve 2015/4235-2016/3035 sayılı ilâmı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Yargıtay ilâmında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle davanın açıldığı tarih itibariyle takasa konu alacağın zamanaşımına uğramadığının anlaşılmasına göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve HUMK’nın 442. maddesi hükmünce 261,00 TL para cezası ile bakiye 4,60 TL red harcının karar düzeltme isteyen davacıya yükletilmesine, 10.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Takibe konu çekin incelenmesinde, çekin 06.08.2010 tarihinde İstanbul'da keşide edildiği, muhatap bankanın ise Beyazıt/İstanbul'da olduğu, ibraz süresinin bitimi tarihi itibari ile çekin yukarda açıklanan ilkeler uyarınca 6 aylık zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. ve 33a/1. maddesine göre takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası resmi belgelere dayalı olarak incelenir. Bu nedenlerle mahkemece duruşma açılıp, 6 aylık çek zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı, tarafların beyan ve delilleri de gözönüne alınıp incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile dosya üzerinden talebin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı vekili ile davalılar vekilinin Mahkememizin 25/05/2023 tarihli celsesinde karşılıklı olarak birbirlerinden herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama giderleri taleplerinin olmadığını beyan etmişlerdir Dava, "İİK.nın 33/a-2 maddesi gereğince alacağın zamanaşımını uğramadığının tespiti" davasıdır. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davalılar aleyhine yapılan Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra takibinde, davalı ... ... maaşına konulan haciz nedeniyle yapılan kesintiler ve davalılar tarafından yapılan haricen ödemeler sonucu, alacaklının icra takibine konu alacağını tamamen aldığını, Bu nedenle icra takip dosyasının 10.05.2022 tarihinde işlemden kaldırıldığını, İİK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Suçun gece 22.40 ile 02.30 saatleri arasında işlendiğinin anlaşılması karşısında, zamanaşımı süresinin, 5237 sayılı TCK'nın uygulanması halinde 66/1-d maddesi uyarınca 15 yıl, 765 sayılı TCK'nın 102/3 maddesi uyarınca 10 yıl olduğu, uzamış zamanaşımı sürelerinin ise sırasıyla 22 yıl 6 ay ve 15 yıl olduğu, her iki yasanın uygulaması açısından da açılan kamu davasının inceleme tarihi itibariyle, zamanaşımına uğramadığının anlaşılması suretiyle, yapılan incelemede; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir...
Kural olarak, zamanaşımına uğrayan bir fiille ilgili yapılan soruşturmada ilk önce fiilin belirlenmesi ve akabinde zamanaşımına uğrayıp uğramadığının değerlendirilmesi; zamanaşımı tespit edilmesi halinde ise, fiilin sübuta erip ermediği tartışılmadan zamanaşımına uğradığı saptanarak dosyanın işlemden kaldırılması gerekmektedir. Ancak zamanaşımına uğrayan fiile disiplin cezası dışında ayrıca bir idari yaptırım (örneğin, 3201 sayılı Kanun'un Geçici 28. maddesi gereğince başka kuruma atanma gibi) öngörülmüş ise, bu halde fiilin sübuta erip ermediği değerlendirilmesi yapıldıktan sonra zamanaşımı nedeniyle işlemden kaldırma kararı verilmelidir....
Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafından ödeme anından itibaren bir yıllık sürenin geçtiği ve davacının talebinin zamanaşımına uğradığı defi olarak ileri sürülürken davacı tarafından geri alma hakkının benzer davalarda mahkemece verilen hükümler neticesinde öğrenildiğinin ve davacının talebinin zamanaşımına uğramadığının ifade edildiği görülmektedir. Mahkemece davacının ödeme anında yani karşı tarafın zenginleştiği anda yaptığı ödemenin haksız olduğunu bildiği ve bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinde, “Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olur....
Buna göre Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık nafakanın istenebileceği gözetilerek bu yönden inceleme yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi ve borcun zamanaşımına uğramadığının görülmesi halinde de zamanaşımı dışındaki diğer itiraz ve şikayet nedenlerinin incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
O halde mahkemece zamanaşımı şikayetinin kabulü ile İİK'nun 71/2 ve 33a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, buna ilişkin istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın suçtan doğrudan zarar görmediği ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme hak ve yetkisi vermeyeceği cihetle, şikayetçi kurum adına vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE karar verilerek, sanığın temyizine hasren yapılan incelemede; Sanığın, farklı düzenleme tarihli dört adet dolaşım sertifikasının ... nolu gümrük vizesi bölümlerini sahte olarak düzenlediği iddia edilen olayda; suça konu sertifikaların düzenlenme tarihlerinin 2003 yılı içerisinde olduğu dikkate alındığında, alıcı firmaya hangi tarihte gönderildiği araştırılıp kullanılma tarihlerine göre suç tarihleri belirlenerek, sanığa yüklenen resmi begede sahtecilik suçunun zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesinden sonra hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi...