Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir....

    İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar....

      Haczedilmezlik şikayeti 2004 sayılı İİK 16'ncı maddesi gereğince yedi günlük yasal süreye tabidir. Borçluya 103. davetiyesi gönderilmesi yasa gereği olup, haczedilmezlik şikayetine ilişkin 7 günlük yasal süre borçluya 103 davetiyesinin tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda; borçlunun Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesi Kocasinan Mah. 402 ada 28 parsel 12 nolu bağımsız bölüme 11/01/2019 tarihinde yeni haciz konduğu, 23/01/2019 tarihinde 103 davetiyesinin borçlu asile tebliğ edildiği, 28/01/2019 tarihinde şikayet eden vekili tarafından icra müdürlüğü nezdinde haczin fekkinin talep edildiği anlaşılmıştır....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 103 davet kağıdına ilişkin icra dairesine itirazlarını sunmalarının sebebinin davet kağıdında diyeceklerinin icra dairesine başvurularak belirtilmesi olduğunu, haczedilmezlik niteliğinin öncelikle icra müdürlüğü tarafından takdir edilerek takdir yetkisinin şikayet yoluyla icra mahkemesi tarafından denetlenmesi gerektiğini, icra dairesi tarafından takdir yetkilerinin olmadığından bahisle taleplerini reddedilmesinden dolayı şikayeti yaptıklarını, dolayısıyla şikayet zamanında yapılmış olup icra müdürlüğünün kararı beklendiğini, müvekkilinin haline münasip evine haciz konulduğunu, dolayısıyla İİK m. 82/12 uyarınca borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

      Sayılı kararı kesin hüküm olması sebebi, aynı konuda yeniden karar verilemeyeceğinden davanın reddine, mahiyeti itibarı memur işlemini şikayeti olan iş bu davanın müvekkile yönlendirilemeyecek olması sebebi ile Husumet yokluğu sebebi ile reddine, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, davanın İşlem şikayeti olması sebebi ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda; davacının dava dilekçesi ekinde bildirdiği mahkeme dosyası ve ilamının resmi belge olduğu anlaşıldığından borcun itfa edildiği İİK’nun 169. maddede sayılan belgelerle ispat edilmiş ve davacı vekilinin iddialarının yerinde olduğu tespit edilmiştir....

      İİK. m. 169/a- f. 5’ göre borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi hâlinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için,daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar. İİK 40. Madde uyarınca; Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. İcra müdürlüğünce İİK 40....

      Somut olayda borçluların, dava dilekçesinde takip dayanağı çekte tahrifat yapıldığı, çekin teminat senedi olduğu ve borcun bulunmadığı iddiası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini birlikte ileri sürmesi ve yerel mahkemece ilk verilen kararın istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilip, daha sonrasında diğer borca itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına rağmen kaldırma kararı sonrası gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, iş bu usulsüz tebligat şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....

        Gerekçe ve Sonuç İcra kefaletinin Türk Borçlar Kanununa göre geçerli olmaması nedeniyle icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu, 08.01.2020 tarihli haciz tutanağında icra kefaletine ilişkin hususların icra memurunun el yazısı ile düzenlendiği ve yasanın aradığı koşullara uygun olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulü ile icra dosyasından düzenlenen 14.01.2020 tarihli icra emrinin iptaline, icra emrine dayanarak yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur....

          İlk derece mahkemesince dava dosyasında daha önce yapılan yargılama sonucunda, 10/02/2020 tarih 2020/20- 2020/28 E.K sayılı ilamı ile "Meskeniyet iddiası davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Kıymet takdiri davası yönünden İİK madde 128/a uyarınca Kıymet takdiri raporunu düzenleten icra dairesinin kesin yetkili bulunduğu anlaşıldığından Mahkememizin yetkisizliğine... ," dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararının davacı vekilince istinafı üzerine, dairemizin 14/07/2020 tarihli 2020/1211- 1236 E.K sayılı ilamı ile özetle; "...meskeniyet şikayeti ile ilgili davalarda, mahkemece dava dilekçesinin taraflara tebliğ edilerek, duruşma açılıp, tarafların duruşmaya davet edilmesi ve taraflarca bildirilen deliller toplanıp sonucuna göre hukuki değerlendirme yapılması gerekir....

          madde 356'ya istinaden borçlu olarak eklenme işleminin işbu şikayeti nedeniyle iptali ve icra dosyasında borçlu sıfatının kaldırılmasını, söz konusu icra dosyasından tarafına gönderilen dilekçeye ek 26/04/2019 tarihli muhtıra ile tarafı olmadığı icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini, gönderilen muhtıranın hukuka aykırı olduğunu, ayrıca icra dosyasından tarafına herhangi bir şekilde ihbarnamenin tebliğ edilmediğini, dosya borçlusu T3 kendisinin müstahdemi olduğunu, memuru veya kendisine maaş ödediği biri olmadığı gibi kendisine herhangi bir borcu olmadığını, işbu durumda icra müdürlüğünden tarafına gönderilen muhtıranın ve dosyaya borçlu olarak eklenme işleminin hukuki dayanağının bulunmadığını, tüm bu sebeplerle tarafına gönderilen 26/04/2019 tarihli ödeme muhtırası işleminin buna dayanak icra dosyasına borçlu olarak eklenme işleminin iptali ve dolayısıyla dosyadaki borçlu sıfatının kaldırılmasını, yargılama masraflarının dosya alacaklısı üzerine tahmil edilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu