Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 103 davet kağıdına ilişkin icra dairesine itirazlarını sunmalarının sebebinin davet kağıdında diyeceklerinin icra dairesine başvurularak belirtilmesi olduğunu, haczedilmezlik niteliğinin öncelikle icra müdürlüğü tarafından takdir edilerek takdir yetkisinin şikayet yoluyla icra mahkemesi tarafından denetlenmesi gerektiğini, icra dairesi tarafından takdir yetkilerinin olmadığından bahisle taleplerini reddedilmesinden dolayı şikayeti yaptıklarını, dolayısıyla şikayet zamanında yapılmış olup icra müdürlüğünün kararı beklendiğini, müvekkilinin haline münasip evine haciz konulduğunu, dolayısıyla İİK m. 82/12 uyarınca borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
Haczedilmezlik şikayeti 2004 sayılı İİK 16'ncı maddesi gereğince yedi günlük yasal süreye tabidir. Borçluya 103. davetiyesi gönderilmesi yasa gereği olup, haczedilmezlik şikayetine ilişkin 7 günlük yasal süre borçluya 103 davetiyesinin tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda; borçlunun Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesi Kocasinan Mah. 402 ada 28 parsel 12 nolu bağımsız bölüme 11/01/2019 tarihinde yeni haciz konduğu, 23/01/2019 tarihinde 103 davetiyesinin borçlu asile tebliğ edildiği, 28/01/2019 tarihinde şikayet eden vekili tarafından icra müdürlüğü nezdinde haczin fekkinin talep edildiği anlaşılmıştır....
İİK. m. 169/a- f. 5’ göre borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi hâlinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için,daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar. İİK 40. Madde uyarınca; Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. İcra müdürlüğünce İİK 40....
Her ne kadar davacı vekili takibe konu senedin teminat senedi olduğunu söyleyerek takibin iptalini istemişse de teminat senedi iddiasının ödeme emri tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmediği, bu nedenle teminat senedi iddiasından dolayı takibin iptali isteminin süre yönünden reddi gerektiği, her ne kadar davacı taraf İstanbul 7. İcra Müdürlüğü'nün 2015/30518 esas sayılı dosyasında başlatılan takibin mükerrer olduğunu ve İİK 45. Madde kapsamında iptali gerektiğini beyan etmişse de İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2015/5184 esas sayılı takip dosyası fotokopisinin incelenmesinde davalı banka vekili tarafından dava dışı Uğur Enerji Şirketi ve Ömer Sarıoğlu aleyhine takip başlatıldığı, söz konusu dosyada şikayetçi T1 taraf olmadığı, her ne kadar İİK 45....
Sayılı kararı kesin hüküm olması sebebi, aynı konuda yeniden karar verilemeyeceğinden davanın reddine, mahiyeti itibarı memur işlemini şikayeti olan iş bu davanın müvekkile yönlendirilemeyecek olması sebebi ile Husumet yokluğu sebebi ile reddine, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, davanın İşlem şikayeti olması sebebi ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda; davacının dava dilekçesi ekinde bildirdiği mahkeme dosyası ve ilamının resmi belge olduğu anlaşıldığından borcun itfa edildiği İİK’nun 169. maddede sayılan belgelerle ispat edilmiş ve davacı vekilinin iddialarının yerinde olduğu tespit edilmiştir....
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/05/2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, borçlunun usulsüz tebliğ edildiğini iddia ettiği 103 davetiyesinin 15/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
Diğer taraftan, İİK.'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Bu durumda, mahkemece, öncelikle, meskeniyet şikayetinin yasal sürede yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, süresinde gerçekleştiğinin saptanması halinde ise işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti. icra takibinde taraf sıfatı bulunmayan 3. kişi konumunda olup, haciz talimatının iptaline yönelik şikayette bulunamayacağı açıktır. 3. kişinin, talimatta yazılı adresin ve haciz işlemi yapılan yerin kendisine ait olduğu yönündeki iddiasını, ancak İİK.'nun 96. ve bunu izleyen maddelerde düzenlenen istihkak prosedürü kapsamında ileri sürmesi mümkün olup, İİK.'nun 16.maddesi uyarınca şikayet yoluyla haciz tutanağının iptalini isteyemez. O halde, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, davacının şikayeti yerinde görülmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetli değil ise de, sonuçta dava reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru olan ... Bölge Adliye Mahkemesi 20....
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK' nun 366 ve 6100 HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK' nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK' nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....