Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 01/09/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının tebliğ edildiği tarihte esas takibe geçildiğini, borçluların takibe itiraz ettiğini, 22/09/2021 tarihinde de ihtiyati hacizlerin kaldırılması için dilekçe sunduklarını, icra müdürlüğünün taleplerini reddettiğini, red kararının yasaya uygun olduğunu, ihtiyati haczin esas takibe geçilmesi nedeni ile kesin hacze dönüştüğünü, bu nedenle ödeme emrine itirazdan sonraki itirazın iptali prosedürünün İİK 264/2.maddeye göre değil İİK 67.maddeye göre uygulanacağını söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''İstanbul Anadolu Banka Alacakları İcra müdürlüğünün 2021/47367 esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; alacaklı tarafından borçlular hakkında İstanbul Anadolu 6....
in halen adına kayıtlı olan araç ve gayrimenkuller ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine teminatsız olarak İİK-257-264, maddeleri uyarınca 136.000 TL ile sınırlı kalmak kaydıyla ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 16/09/2021 tarihli ara karar ile; "eldeki dosyanın mevcut delil durumu göz önüne alındığında, yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı ve yargılamanın ilerleyen safhalarında tekrardan talep edilebileceği" görüşünden hareketle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili 17/09/2021 tarihli dilekçesi ile Anadolu 7....
Somut olayda borçlu vekili ihtiyati haczin İİK’nun 264. maddesi uyarınca kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuşsa da, Dairemizce delillerin değerlendirilmesinde maddi hataya dayalı olarak bozma kararı verildiği anlaşılmakla, kararın onanması gerekirken bozulduğu, maddi hataya dayalı bozma ilamının usuli müktesep hak oluşturmayacağı anlaşıldığından bozma sonrası verilen kararın tekrar bozulması gerekmiştir. O halde kararın incelenmesi sonucunda TTK’nun 1376. maddesi yollamasıyla İİK’nun 264/1-2 maddeleri uyarınca otuz günlük sürenin tebliğden itibaren başlayacağı somut olayda alacaklı vekiline itirazın tebliğ edilmediği bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabule ilişkin kararın bozulması cihetine gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... 4....
Kanunların -İİK.363/1- açıkça gösterdiği sürelerin, özellikle somut olaydaki gibi hak düşürücü sürelerin, hakim tarafından değiştirilmesi ve uzatılması veya kısaltılması hukuken mümkün olmadığı gibi İcra Mahkemelerinde tebliğ ile başlayan sürelerin tarafların yokluğunda verilen kararlara hasren olduğu da aşikardır. Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin İİK.'nun 363/1.fıkra son cümlesi ve HMK.'nun 352/1- c maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacı tarafın istinaf başvurusunun İİK.'nun 363/1.fıkra son cümlesi ve HMK.'...
Kanunların -İİK.363/1- açıkça gösterdiği sürelerin, özellikle somut olaydaki gibi hak düşürücü sürelerin, hakim tarafından değiştirilmesi ve uzatılması veya kısaltılması hukuken mümkün olmadığı gibi İcra Mahkemelerinde tebliğ ile başlayan sürelerin tarafların yokluğunda verilen kararlara hasren olduğu da aşikardır. Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin İİK.'nun 363/1.fıkra son cümlesi ve HMK.'nun 352/1- c maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacı tarafın istinaf başvurusunun İİK.'nun 363/1.fıkra son cümlesi ve HMK.'...
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusunda; icra dosyasından haciz konulan taşınmazın kesinleşmiş mahkeme kararı ile kendi adına tescil edildiğini buna rağmen icra müdürlüğüne yaptıkları haczin kaldırılması istemlerinin İİK'nun 106. ve 110. maddeleri gereği haczin düşmüş olduğu da gözardı edilerek reddedildiğini ileri sürerek haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını talep ettiği, İlk derece Mahkemesince; alacaklının haciz tarihinden itibaren süresi içinde taşınmazın satışını talep ettiği, satış avansını yatırdığı icra müdürlüğünün haczin kaldırılması talebinin...
İcra Müdürlüğü'nün 2018/18317 esas sayılı dosyasından geçerli bir satış talebinin olmadığını, dosyada bulunan haczin 08/04/2019 tarihinde yenilendiğini, daha sonra sehven eklenmesiyle 27/05/2019 tarihinde kaldırıldığını, bu sebeple diğer sıra alacaklarının da yanılgıya düşürüldüğünü, satıştan bir kazançları olmayacağı bilinse satış için zaman ve sermayenin harcanmayacağını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek Sakarya 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/18317 esas sayılı dosyasından yapılan 05/03/2020 tarihli sıra cetveli derece kararının İİK 16 ve İİK 142 ve devamı maddeleri gereğince kaldırılmasına karar verilmesini, şikayetlerinin kabulü ile düzenlenmiş olan sıra cetvelindeki yanlışlığın kaldırılmasını ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava konusu uyuşmazlığın İİK 85. maddenin uygulanma şekline ilişkin şikayet olması nedeniyle İİK 363. madde uyarınca niteliği itibarıyla kesin kararlardan olmakla; İİK 363 ve HMK 352(1)-b maddeleri uyarınca davalı-alacaklının istinaf dilekçesinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Nedenleri yukarıda acıklandığı üzere; 1- İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06/07/2022 tarih, 2022/597 Esas- 2022/899 Karar sayılı ilamı kesin olmakla, davalının istinaf dilekçesinin HMK'nun 352- 346 ve İİK nun 363/1 maddeleri gereğince REDDİNE, 2- a-Alınması gerekli 179,90 TL istinaf harcından, yatırılan 80,70 TL'nin mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL harcın davalıdan tahsiline, b-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda İİK'nun 363/1, 365/1- son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
İhtiyati hacze itiraz eden vekili, yapılan takibe vaki itiraz üzerine takibin durduğunu, alacaklının 7 günlük yasal sürede itirazın iptalini veya itirazın kaldırılmasını talep etmediğini, bu nedenle ihtiyati haczin hükümsüz olduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilerek bu kararın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptalinin alacaklı tarafından talep edilmemesi nedeniyle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı belirtilerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflâs Kanunu'nun (İİK) 265’nci maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri açıkça belirtilmiştir....
İİK. 106- 110 maddeleri gereğince kaldırılmasına yönelik 13/12/2020 tarihli taleplerinin reddine dair 24/12/2020 tarihli kararın kaldırılmasına, taşınmaz üzerindeki haczin düştüğünün tespitiyle haczin fekkine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....