Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasçılardan T9 ve T8 vekili adli yardım ve satışın durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.(15.03.2017'de) İlk derece mahkemesi kararı özetle; Adli Yardım talebi kabul edildiğinden bu aşamada teminat alınmaksızın İİK.nun 72/3. maddesi gereğince; İstanbul 18.İcra Müdürlüğünün 2016/15072 sayılı takibi ile ilgili olarak icra müdürlüğünce davacılardan tahsil olunacak paranın alacaklıya verilmemesi yönünden ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin bu ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına itiraz ettiği, itirazın 12/07/2017 tarihli ara kararı ile ilk derece mahkemesince reddedildiği anlaşılmış olup, davalı vekili bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

İŞ ESAS -2021/69 KARAR DAVA KONUSU : İhtiyati Tedbir KARAR : Adana 4....

İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafça ihtiyati tedbir talebi ile ilgili 492 sayılı Harçlar Kanununun 1 nolu tarifesinin yargı harçları bölümünün (A) fıkrasının karar ve ilam harcı başlıklı (III) numaralı bendin 2/d alt bendi gereğince yatırılması gereken karar ve ilam harcının ödenmediği anlaşılmıştır. Bu husus kamu düzenini ilgilendirdiğinden Dairemizce re'sen inceleme konusu yapılmıştır. Talebin incelenmesi Harçlar Kanunu 2 ve 27. maddeleri gereğince talep tarihinde geçerli olan maktu karar ve ilam harcının yatırılmasına bağlıdır. Somut olayda, ihtiyati tedbir talep eden davacının ihtiyati tedbir talebinde bulunmasına rağmen 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince yatırması gereken 97,70 TL ihtiyati tedbir karar ve ilam harcını yatırmadığı, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken anılan hususun nazara alınmadığı anlaşılmıştır....

    İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde, genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece 16/01/2020 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine hükmedilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili yargılama aşamasında 21/02/2022 tarihinde aynı nitelikte ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece 21/02/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine hükmedilmiştir....

      İhtiyati tedbire itiraz edenler vekilleri, çeklere el konulması yönündeki tedbirin kanuna aykırı olduğunu, çeklerin faturaya dayalı olarak devralındığını, çek bedellerine bloke konulmasının müvekkillerini zarara uğratacağını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını belirterek ayrı ayrı ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, menfi tespit davasının icra takibinden önce açıldığı, ihtiyati tedbir kararının talebi aşar şekilde çeklerin alıkonulmasını da kapsar şekilde verildiği, HMK'nun 26. maddesi uyarınca talepten fazlasına karar verilemeyeceği gerekçeleriyle itirazların kısmen kabulüyle çeklerin davalı alacaklılar tarafından bankaya ibrazı halinde çek hesabında para varsa ödenmeyerek davalılar adına açılacak hesapta bloke edilmesine, tedbir kararının davanın tarafları dışındaki 3. kişileri bağlamamasına karar verilmiş, kararı ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekili temyiz etmiştir....

        Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında (ve muvazaa) ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir isteminin ihtiyati haciz olarak kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Emsal Yargıtay 17 HD.nin 2012/8174 Esas 2012/9903.Sayılı Kararı) Bu bakımdan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları doğrultusunda davacının talebinin ihtiyati haciz talebi olarak kabul edilmiş olup İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır. Diğer bir anlatımla ihtiyati haciz, devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulmasıdır....

        Her ne kadar ilk derece mahkemesinin, ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, eldeki davada tedbir talep edilen araçların uyuşmazlık konusu olmadığına yönelik değerlendirilmesi doğru ise de, talebi aşacak şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        İhtiyati tedbir talebi kabul edildiğine göre talep edenin istinaf yoluna başvuru hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, sonuç olarak davacı tarafın ihtiyatî tedbir talebi kabul edilmiş, Adana 13.Asliye Hukuk Mahkemesince 26/07/2022 tarihli ara karar ile 20.000 TL teminat ile ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davacının teminat miktarına itiraz etmesi ve itirazın reddine karar verilmesi üzerine davacı taraf istinafa başvurmuştur. 6100 sayılı HMK m. 341, 393(3) ve 394(5) hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ihtiyatî tedbir için mahkemece hükmedilen teminatlar konusunda kanun yolu öngörülmediği anlaşılmaktadır (Aynı yönde bkz. Yargıtay 20. HD'nin 04/10/2012 tarihli ve 2012/3381 E., 2012/11216 K. sayılı kararı) Sonuç olarak, 6100 sayılı HMK'nın 341.maddesine göre, ihtiyati tedbir talep edenin bu istemi reddedildiği taktirde istinaf yoluna başvuru hakkı vardır. İhtiyati tedbir talebi kabul edildiğine göre, talep edenin istinaf yoluna başvuru hakkı bulunmamaktadır....

        Dosya içeriğine göre davacının talebi üzerine mahkemece 28/01/2013 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talep davalı tarafça 18/02/2013 tarihinde yapılmış bu talep 01/10/2013 tarihli ara kararla red edilmiş en son davalının aynı yöndeki talebi gerekçesiz olarak 26/09/2019 tarihli ara karar ile red edilmiştir. İhtiyati tedbir kararının verildiği ve itirazın ilk olarak red edildiği tarihte itiraz üzerine verilen ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin karara karşı istinaf yolu kapalıdır. Dolayısıyla bu itiraz hakkında mahkemece gereken kararın verilmediğinden söz edilemez. Mahkemece daha önce verilen ihtiyati tedbir kararının durum ve koşulların değiştiğinden bahisle kaldırılması halinde de verilen karar kanunun istinaf yolunu gösteren 394/5. Maddesine atıf yapılmadığı için istinaf incelemesine kapalıdır. Bu sebeple davacının istinafının reddine karar vermek gerekmiştir....

          Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak (kanunen gerektiği için) açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir. Somut olayda; davacı vekilinin dava dilekçesinde tedbir talebinde bulunması nedeniyle 17/12/2021 tarihli ara kararı ile tedbir talebinin reddine yönelik kararın verildiği, bu kararla ilgili olarak davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. Davaya konu olan ve tedbir konulması talep edilen taşınmazdaki davalılara ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi talep edilmektedir. Bu hali ile dava, taşınmazın aynına yönelik bir davadır....

          UYAP Entegrasyonu