Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinafa konu ihtiyati tedbir talebi davanın esasına ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağı düzenlemesi karşısında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava, ödeme emrinin iptali talebi olup, dava konusu ödeme emirlerinin tahsil işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı istenmiştir. İstinafa konu ihtiyati tedbir talebi davanın esasına ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağı düzenlemesi karşısında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tazminat davasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı, davalıya ait aracın ehliyeti bulunmayan sürücü tarafından kullanımı esnasında başka bir araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu bildirerek müvekkili tarafından karşı araç hasarı için ödenen 6.749 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sigortalı araç üzerini ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi, mahkemenin 26/04/2012 tarihli kararı ile; ihtiyati tedbir istenen aracın taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasında davacı vekilinin talebi üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Mahkemece, 20.12.2013 tarihli kararla davalıya ait taşınmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için HMK'nın 389. maddesi gereği tapu kayıtları üzerinde ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmuştur. Mahkemece verilen kararın, ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu açıktır. Davalı vekilince HMK'nın 394/1. maddesiyle tanınan itiraz hakkı kullanılmadan hüküm temyiz edilmiştir....

      (III) İhtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın incelenmesine ilişkin usul HMK'nın 394. maddesinde, ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın incelemesine ilişkin usulse İİK'nın 265. maddesinde düzenlenmiştir. Birbirine paralel iki düzenlemeye göre; karşı taraf dinlenmeden verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı, aleyhine karar verilen tarafın itiraz hakkı bulunmakta olup, itiraz halinde mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet etmesi, diğer bir ifadeyle duruşma açarak itirazı değerlendirmesi, gelmemeleri halindeyse evrak üzerinden itirazı değerlendirmesi gerekmektedir. HMK'nın 341/1- b maddesine göre; "b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." aleyhine istinaf yoluna başvurulabilir....

      Dava konusunun aynı ile ilgili olmayan durumda bu malların 3. kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmediği için Mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarının aslında ihtiyati haciz mahiyetinde sayıldığı ve hüküm kesinleşinceye kadar bir sınırlama yapılmaması gerektiği şeklinde Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin tarafından istikrarlı bir uygulaması da mevcuttur. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki istemin kabul edilerek karar verilmesi yerinde olmakla birlikte, ihtiyati haciz kararı yerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      haciz veya ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      haciz veya ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, takip sırasında davaya konu çek sebebi ile tahsil olunan 44.451,73 TL'nin icra müdürlüğünce 07/04/2020 tarihli reddiyat makbuzu ile davalı vekiline ödendiği, davacı tarafça tespit ve alacağa ilişkin davanın 15/06/2020 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle ihtiyati tedbir talebine konu paranın icra müdürlüğünce davalı tarafa ödenmesi sebebiyle ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talep tarihi itibariyle konusu kalmayan ihtiyati tedbir talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir talebinin esası incelenerek yukarıda belirtilen gerekçeyle talebin reddedilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından ihtiyati tedbir talep edenin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK'nın 353/1.b.2.maddesi gereğince davacının ihtiyati tedbir talebi ile ilgili yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...

        maddesinde öngörülen takip yasağından sayılmayacağına ilişkin” 16.02.2000 gün ve 2000/12-49 esas ve 2000/94 karar sayılı; yine “ihtiyati haczin Türk Ticaret Kanunu’nun 662.maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılan takip talebi niteliğinin bulunmadığına ilişkin” 22.06.1968 gün ve 1967/805 esas, 1968/475 karar sayılı ilamlarında da açıkça ifade edilmiştir (Ayrıca Hukuk Genel Kurulu’nun 23.01.2008 tarih, 2008/12-25 esas, 2008/3 karar sayılı kararı). Bu nedenle ihtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararı, ihtiyati haczin infazını engellemez. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı bir kez infaz edilmekle son bulmayıp, ihtiyati haciz kararında belirtilen alacak miktarını karşılayıncaya kadar infaz işlemine devam edilir. Bir diğer ifade ile ihtiyati hacizler konulur....

          UYAP Entegrasyonu