Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki talebinin ihtiyati haciz istemi olduğu kabul edilerek karar verilmesi yerinde olmuş, buna karşın davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebini de ayrı bir talep olarak değerlendirerek bu talebi için de karar verilmesini istemesinde yukarıda anlatılan hususlar gözetildiğinde usul ve yasaya uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır....

Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nun 72/3. maddesinde; "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir" denilmektedir. Bu madde hükmüne göre icra takibinden sonra açılacak menfi tespit davasında teminat karşılığında olsa dahi ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması imkanı bulunmamakta ise de davacının talebinin, çoğun içinde az da vardır kuralı gereği, İİK'nın 72/3....

    KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2022...

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP: İhtiyati tedbire itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir isteyen vekilinin talebi uyarınca mahkemece müvekkilinin gıyabında ve evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin koşulların bulunmadığını ileri sürerek Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/102-106 Esas-Karar (D.İş) sayılı dosyasında verilen 18.06.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: İhtiyati tedbir isteyen vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararında bir isabetsizlik bulunmadığını savunarak itirazın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava konusunun mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz isteminden ibaret olduğu anlaşıldı....

        Yapılan açıklamalar ışığında davacının takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebi değerlendirildiğinde; Menfi tespit davasının, takip tarihinden sonra açıldığı tespit edilmiştir.İİK'nun 72/3. fıkrası uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilemeyeceğinden takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. Davacının İİK'nun 72/3 Maddesi uyarınca icra veznesine yatacak olan paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulması talebi değerlendirildiğinde ise, davacının davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği, yaklaşık ispat “yalın bir iddiadan daha çok,tam ispattan daha az” bir durumu anlattığı, ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafın iddia ettiği hakkın varlığı ve bu hakkın varlığının tehlikede olduğu hususunda hâkimde kuvvetli bir kanaat oluşturması gerekir. İşbu davada davacının dava dilekçesine ekli olarak cep telefonu ......

          Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi üzerine mahkemece, ........2010 tarihli tensip tutanağı ile, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ihtiyati tedbir kararının dava sonuna kadar devamına karar verilmiş, ancak davalı tarafın 26.04.2012 tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmesi üzerine mahkemece, 26.04.2012 tarihli ek karar ile konulan tedbirlerin kaldırılması cihetine gidilmiş, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik ek karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 382/d maddesinde göre; ihtiyati tedbir, çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddede ise "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği " belirtilmiştir....

            Dava dilekçesinde mahkememizden ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik talepte bulunulmuş ise de bu talebi haklı gösteren sebeplere dair herhangi bir açıklamada bulunulmadığı gibi talep edilen ihtiyati tedbir talebinin çeşidi de belirtilmeksizin davalının taşınır, taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz nevinden "ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz" konulmasına karar verilmesi şeklinde talepte bulunulmakla iktifa edildiği görülmüştür. Bu haliyle talebin HMK 389 vd. Maddelerinde öngörülen şartları taşımadığı anlaşılmaktadır. Buna ek olarak davalıların taşınmaz mallarının uyuşmazlık konusu olmadığı da açıktır....

            İlk derec mahkemesince ihtiyati tedbir talebine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içinde ihtiyati tedbir talep edenler vekilince istinaf edilmiştir....

            Dosyada mevcut bilgi ve belgeler, istinaf talep dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davacı taraf açtığı dava ile elde edebileceği alacağı güvence altına almak amacı ile ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesinin 08.09.2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir konulan taşınmaz doğrudan uyuşmazlık konusu değilse de; dava edilen alacağın oluşumu ile bağlantılı olduğundan ihtiyati tedbir konulması mümkündür.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 31/05/2005 tarih 2012/4524- 5082 E. K, 23/01/2014 tarih 2013/23852- 2014/979 E. K. sayılı emsal kararları). Tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde davacı vekilinin davalı tarafın diğer malvarlığı üzerine de ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebi bu aşamada yerinde değildir. 08.09.2023 tarihli davacı tarafın davalının diğer mal varlıkları üzerine de ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine ilişkin ara kararı da bu aşamada usul ve yasaya uygundur....

            Mahkemece, ihtiyati tedbir talebi yönünden; mahkemece mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması, ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu bulunması, limited şirketlerde geçerli bir hisse devrinin yapılabilmesi için; yazılı şekil şartının ve noter onayının gerçekleşmesinin gerekmesi (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 595. maddesi), talep dilekçesinin ekinde bulunan sözleşmenin noter onaylı olmaması, geçersiz sözleşmeye dayanılarak ihtiyati tedbir talebinde bulunulamayacak olması, ihtiyati tedbir için yaklaşık ispatı koşulunun da gerçekleştirememiş olması nedenleri ile şirket hisselerinin...

              UYAP Entegrasyonu