Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın dava konusu taşınmaz haricinde kalan gayrimenkul ve araçları, menkul malları, banka mevduat hesapları üzerine ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir konulmasını istemiş, mahkemece 19.01.2015 tarihli gerekçeli ara kararı ile, davalı karşı davacı ...'nın dava konusu taşınmazdaki payını dahili davalı ...'ne devrettiği ve mallarını devretme girişiminde bulunabileceği gerekçesiyle davalı-karşı davacı ... için talep edilen ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir isteminin teminat karşılığı kabulü ile, 100.000 TL teminat karşılığında davalı karşı davacı ...'nın bir kısım taşınmazlarına 3.000.000.00- TL ve 200.000 USD bedelinde ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir konulmasına karar verilmiş, davalı karşı davacı ... vekili ise 23.01.2015 tarihli dilekçesinde, arsa üzerindeki 19.01.2015 tarihli ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir....

    nın 389 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir yasal koşulları oluşmuştur. Dolayısıyla davalılar vekilinin istinaf sebebi yerinde olmayıp esastan reddi gerekir. Davalılar vekilinin teminat miktarı ile ilgili istinaf itirazlarına gelince: HMK.'nın 341/1. Maddesine göre; "ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir." anılan hüküm gereğince, ihtiyati tedbirin kabulü halinde itiraz üzerine verilen karara karşı yapılacak istinaf tedbir kararının varlığına, diğer bir deyişle esasen yasal koşullara uygun olup olmadığına ilişkindir. Burada, teminat miktarı tedbiri kabul eden ilk derece hâkiminin takdirinde olup, teminat miktarına dair karar istinafı kabil bir karar değildir. Bu nedenle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ise usulden reddi gerekir....

    konulmasına, elde edilen kazançlar nispetinde tazminata dönüştürülerek bu doğrultuda davalı Levent Seyfi'nin mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, mümkün olmadığı takdirde 3. kişilere devir ve temliki ile ilgili her türlü tasarrufun önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Sonuç itibarıyla kanun koyucu hem yürürlükte olan 391 ve 394’üncü maddelerde hem de istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesi hâlinde yürürlüğe girecek olan 341’inci maddede açık bir sınırlama getirmiş ve ihtiyati tedbir isteminin reddi ile ihtiyati tedbir kararına itiraz dışındaki ihtiyati tedbire ilişkin kararlara karşı kanun yollarını kapatmıştır. Üstelik yukarıda değinilen madde gerekçelerinde de kanun koyucu iradesini vurgulamıştır. Buna rağmen ihtiyati tedbir isteminin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz dışındaki ihtiyati tedbire ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceğini savunmak, kanun koyucunun iradesine aykırı olacaktır. Yukarıda yapılan açıklamalardan açıkça anlaşıldığı üzere kanun koyucu, ihtiyati tedbir isteminin reddi ile ihtiyati tedbir kararına itiraz dışındaki ihtiyati tedbire ilişkin kararlara kanun yollarının kapalı olmasını öngörmüştür....

      Maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/3. Maddesine göre , tedbir talep eden taraf , dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. HMK 391. Maddesinde, ihtiyati tedbir kararının şekil şartları belirtilmiş, mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararının bu şekil şartlarına uygun olduğu anlaşılmıştır. HMK 392.maddesinde (1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

      Somut olayda, istinafı talep edilen karar, özel nitelikteki geçici koruma önlemidir. Ortada HMK'ya göre verilmiş bir ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı için, icra hakimliğince tedbirin kabulüne ilişkin ara kararını, istinafın objektif kapsamı içinde telakki etmek mümkün değildir.Anılan nedenlerle, Davacının talebinin istinafa tabi olmadığı anlaşılmakla, istinaf talebinin HMK 341/5 maddesi aracılığı ile İİK nun 363/1 ve ilgili maddesi gereği dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

      Maddesi; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." "İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar" başlıklı 341. maddesi de "İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." şeklindedir....

      Asliye Ticaret Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne 59.633,73 TL borca ilişkin itirazın iptaline takibin devamına icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verdiği, ancak kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Dava konusu borç faturaya ilişkin olup, icra dosyasındaki faturalar taraflar arasındaki perakende satış sözleşmesinin 9. Maddesi dikkate alındığında icra iflas kanunu 257. Maddesi uyarınca davalı şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun nitelikte olduğu, ihtiyati haciz kararının takip konusu olan 76.027,63 TL ile sınırı olarak verildiği anlaşılmakla ihtayati haciz kararına karşı verilen itirazın reddi ara kararının usul ve yasaya uygun nitelikte olduğu anlaşılmakla istinaf isteminin HMK'nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne 59.633,73 TL borca ilişkin itirazın iptaline takibin devamına icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verdiği, ancak kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Dava konusu borç faturaya ilişkin olup, icra dosyasındaki faturalar taraflar arasındaki perakende satış sözleşmesinin 9. Maddesi dikkate alındığında icra iflas kanunu 257. Maddesi uyarınca davalı şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun nitelikte olduğu, ihtiyati haciz kararının takip konusu olan 76.027,63 TL ile sınırı olarak verildiği anlaşılmakla ihtayati haciz kararına karşı verilen itirazın reddi ara kararının usul ve yasaya uygun nitelikte olduğu anlaşılmakla istinaf isteminin HMK'nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          Aile Mahkemesinde boşanma ve mal rejiminden kaynaklanan alacak davası bulunduğu ve davaların derdest olduğu, davacının talebe konu bu dava ile boşanma davası açılmasından kısa süre önce davalı eş tarafından diğer davalıya satışı yapılan iki adet aracın satış işleminin muvazaalı olduğu iddiasıyla araçların satışına ilişkin tasarruf işleminin iptalinin talep ettiği ve bu talep kapsamında ihtiyati tedbir ya da ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunduğu, Mahkemece alacağın muaccel olmadığı ve 3.kişi adına kayıtlı araç kaydı üzerine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Talebin incelenmesi için ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz müesseselerinin irdelenmesi gerekir. İhtiyati tedbir, geçici hukuki korumaların düzenleme altına alındığı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş iken, ihtiyati haciz İİK'nın 257. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

          UYAP Entegrasyonu