Somut olayda davanın Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan davası olduğu , HMK'nın 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu üzerinde verilebileceği, davacının tedbir konulmasını istediği davalının araç ve davalının menkul ve gayrimenkul malları uyuşmazlık konusu olmadığından ve konusu para olan alacak davalarında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden, dava dilekçesinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirdiği iddia edilen konu ve vakıaların ispatı sadedinde herhangi bir belge veya delil sunulmadığından, iddia edilen hususların ispatının yargılamayı gerektirdiğinden, ihtiyati tedbir talebinin dava konusu uyuşmazlık hakkında ve telafisi imkansız zararların doğacağı anlaşıldığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine" dair karar verilmiştir. İş bu ara kararını davacı asil süresinde istinaf etmiştir....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ EDEN DAVALI :ÜNYE MADENCİLİK SAN. VE TİC....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
Davalının istinafı, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389- 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK'nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir....
KARARI ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK'nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir....
İlk Derece Mahkemesi tarafından 02/09/2021 tarihli ara karar ile, davacı her ne kadar tedbir talebinde bulunmuş ise de tedbir harcını yatırmamış olup, davacının aidat ödemelerini yapmaya devam ettiğinin görülmesi karşısında ileride bir zarar doğmaması amacıyla tedbir talebinin teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir. İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ EDEN DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifin tüm tüm ihtarlarına rağmen aidat ve diğer borçlarını ödemediğini, bu yüzden davacının kooperatif yönetim kurulunun 28/06/2017 tarihli kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, ihraç kararının 12/07/2017 tarihli noter ihtarnamesi ile davacıya gönderildiğini, kooperatif üyesi olmayan davacının kooperatifte herhangi bir hissesinin de bulunmadığını ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DAVALI VEKİLİ İHTİYATİ TEDBİR KARARINA KARŞI İTİRAZLARINI DA İÇERİR 26/03/2021 TARİHLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; HMK'nun 389/1 maddesi vd. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığından bahisle, ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 05/04/2021 tarihli duruşmada;davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına yapmış olduğu itirazın reddine karar verdiği, 06/04/2021 tarihli gerekçeli ara kararı ile de; itiraza ilişkin ileri sürülen gerekçelerin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının reddine karar verdiği, ayrıca 18/05/2021 tarihli ara kararı ile de aynı hususa ilişkin aynı gerekçeyle tekrar davalı vekilince yapılan itirazın reddine ilişkin ara karar oluşturulduğu anlaşılmıştır....
haciz konulmasını, Davalılar adına kayıtlı gayrimenkullerin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, Davalılar adına kayıtlı araçların ve diğer menkullerin tespiti ve tespit edilecek araçların ve diğer menkullerin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, Davalı adına kayıtlı ticari işletmelerin hesapları menkul ve gayrimenkulleri üzerine üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve etmiştir....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....