Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 281/2. maddesi gereğince "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır. Diğer bir anlatımla ihtiyati haciz, devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulmasıdır....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 265/1. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin yasal şartların oluşmadığı iddiasıyla ihtiyati haczin kaldırılması, bu talep kabul edilmediği takdirde taşkın haciz nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz şartları düzenlenmiş olup, aynı kanunun 266. maddesi "borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer" hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacıların istemi Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/54 D.İş Esas 2022/26 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararının yasal şartların oluşmadığı iddiasıyla kaldırılması istemine ilişkin olup, ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra asıl icra takibine geçildiği tartışmasızdır....

Mahkemece toplanan delillere göre: “bir takip dosyasında dava konusu aracın kaydına son olarak 17.05.2010’da konulan hazcin İİK’nun 106. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde satış istenmediğinden düştüğü, daha sonrasında aracın kaydına haciz konulmadığı, diğer takip dosyasında ise dava tarihi itibarı ile araç kaydına konulmuş geçerli bir haczin bulunduğu, ancak yargılama aşamasında alacaklı vekilinin talebi ile kaldırıldığı böylece davanın konusuz kaldığı, davalı alacaklının davanın açılmasına neden olduğu“ gerekçesi ile davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemize ait 20.02.2012 gün, 12269-1839 sayılı karar ile hüküm, davanın açıldığı tarih itibarı ile iki takip dosyasında da geçerli bir haczin olmadığı, bu nedenle istihkak davasının açılmasında üçüncü kişinin hukuki yararının bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur....

    AŞ olduğunu, hak edişlerin bu firmaya ödendiğini ileri sürerek hazcin kaldırılmasını talep etmişitr. Davalı alacaklı vekili, duruşmada davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu şirket yetkilisi, taşeron firma olduklarını, asıl yüklenici firmadan olan alacaklarını alamadıklarını, bu nedenle borcu ödeyemediklerini, beyan etmiştir. Mahkemece, davacı idarenin dava dışı ... AŞ ile yüklenici sıfatıyla inşaat işi yapılması konusunda 2.4.2009 tarihinde anlaştıkları, yüklenici ......

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen ara kararda 2004 sayılı İİK'nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257 maddesine yer vermek suretiyle ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verildiğini ancak ihtiyati haciz taleplerinin kanunda düzenlenen koşullardan hangisinin, ne nedenle sağlamadığının karar içeriğinde bulunmadığını, ihtiyati haciz taleplerine konu olan borcun rehinle temin edilemediğini ve muaccel olan bir borç olduğunu, dava konusu alacağın doğup doğmamasının beklenmesinin, ihtiyati haciz yolunun düzenlenme amacına ters düştüğünü, dosya kapsamında mevcut delillerin yaklaşık ispat koşulunu karşılar nitelikte olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılması ile taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/236 Esas sayılı dosyasında 20/10/2020 tarihinde verilen İHTİYATİ TEDBİR KARARININ KALDIRILMASI TALEBİNİN REDDİ kararının istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir. İhtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır....

      Talep: Trafik kazası neticesinde ölüm nedeni ile ölenin yakınları tarafından açılan destekten yoksun kalmaya ilişkin tazminat davasında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin mahkemece reddedilmesine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacılar tarafından 17/05/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müşterek çocukları destekleri ......'ın vefat ettiği belirtilerek destekten yoksun kalma talepli dava açılmış, davalı sürücü ve işleten hakkında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, mahkemece ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara karar tesis edilmiştir. Gerek ihtiyati tedbir gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. Ancak, bu iki hukuki koruma kurumu konuları, amaçları ve kapsamı bakımından birbirinden farklıdır....

        Diğer taraftan, İİK'nın 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. İhtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez. Öte yandan, İİK'nın 264/2. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklı, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için, itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek veya mahkemede iptalini sağlamak üzere dava açmak zorundadır....

        455, 488, 788, 959, 967, 1070 parsel sayılı taşınmazların TAPU KAYDINDAKİ İHTİYATİ TEDBİRİN VE DAVALIDIR ŞERHİNİN KALDIRILMASI TALEBİNİN REDDİNE" karar verilmiş, ara karara karşı davalı T19 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde verilemeyeceği, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ekindeki EK-4/A ve EK-4/C listelerinde yer almadığından ilaç bedelinin Kurum tarafından karşılanmadığı, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle, ilk derece mahkemesinin 24/06/2022 tarih ve 2022/133 esas sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davalı vekilinin, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizce istinaf incelemesi HMK 355 ve 357. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır....

        UYAP Entegrasyonu