Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda yazılı maddede, ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Şikayetçinin, takibe konu ipoteğe esas kredi sözleşmesinde kefil olması da kendisine ihalenin feshini talep hakkı vermez....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, İİK'nın 134. maddesine dayalı ihalenin feshi istemine ilişkindir. İlk derece yargılaması sonucunda, istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurarak İlk Derece Mahkemesi kararınının kaldırılması isteminde bulunmuştur. İcra ve İflas Kanunu’nda ihalenin feshi nedenleri tek tek belirtilmemiş; yalnızca Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesinde yazılı nedenlere dayanılabileceği belirtilmiş (İİK m. 134/2), sözü edilen hükümde ise “hukuka veya ahlaka aykırı yollara başvurulması” ihalenin feshi nedeni olarak öngörülmüştür (TBK m. 281). Yargıtay’a göre, satışı yapan icra dairesinin satışın yapılmasını düzenleyen yasa, tüzük veya yönetmelik hükümlerine aykırı hareket etmiş olması halinde icra mahkemesinden ihalenin feshi istenebilir. Ancak takibin kesinleşmesinden sonra borca itiraz nedenleri ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemez (HGK, 17.02.1999, 1999/82- 86)....

nın temyiz itirazlarının incelenmesinde; i - İcra mahkemesinin ihalenin feshi isteminin reddine yönelik kararı yönünden; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), ii- İİK'nun 134/2-3.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi ve alacağın konut finansmanından kaynaklanması halinde mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde yirmisi oranında para cezasına mahkum eder. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.04.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ile ihalenin feshi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen 08.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, ihalenin feshi, tapu iptali ve tescil istemleri ile açılmıştır....

      İİK'nın 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiş, sadece, ihalenin Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebeple, satış ilanı tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1) İhaleye fesat karıştırılmış olması 2) Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3) İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4) Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanabilmektedir....

      isabetsiz olduğunu zira başvurunun süresinde yapılmadığı için talebin reddedildiğini, taşınmazın vasıflarının eksiksiz yazıldığını, satış ilanının yasal süresinde askıda kaldığını, tebligatların usulüne uygun yapıldığını, yapılan ihaleler arasında ihalenin feshi davası açılmamış olanların bizzat kooperatif üyelerince alınmış olduğunu, artırmayı yapan memurların, satış ilanının, kıymet takdirinin, tebligatların aynı dosyadan olduğu bu ihalelerde üyelerce alınanların yasaya uygun olduğunu, aynı gün aynı saatte bir sıra sonra yapılan ihalenin yasaya uygun olmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, yapılan ihalenin usul ve yasaya uygun bir şekilde yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      isabetsiz olduğunu zira başvurunun süresinde yapılmadığı için talebin reddedildiğini, taşınmazın vasıflarının eksiksiz yazıldığını, satış ilanının yasal süresinde askıda kaldığını, tebligatların usulüne uygun yapıldığını, yapılan ihaleler arasında ihalenin feshi davası açılmamış olanların bizzat T2 üyelerince alınmış olduğunu, artırmayı yapan memurların, satış ilanının , kıymet takdirinin, tebligatların aynı dosyadan olduğu bu ihalelerde üyelerce alınanların yasaya uygun olduğunu, aynı gün aynı saatte bir sıra sonra yapılan ihalenin yasaya uygun olmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, yapılan ihalenin usul ve yasaya uygun bir şekilde yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      isabetsiz olduğunu zira başvurunun süresinde yapılmadığı için talebin reddedildiğini, taşınmazın vasıflarının eksiksiz yazıldığını, satış ilanının yasal süresinde askıda kaldığını, tebligatların usulüne uygun yapıldığını, yapılan ihaleler arasında ihalenin feshi davası açılmamış olanların bizzat T2 üyelerince alınmış olduğunu, artırmayı yapan memurların, satış ilanının , kıymet takdirinin, tebligatların aynı dosyadan olduğu bu ihalelerde üyelerce alınanların yasaya uygun olduğunu, aynı gün aynı saatte bir sıra sonra yapılan ihalenin yasaya uygun olmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, yapılan ihalenin usul ve yasaya uygun bir şekilde yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür....

        Somut olayda, borçlunun şikayete konu taşınmazı üzerine 07.05.2013 tarihinde haciz konulduğu, alacaklının talebi üzerine 22.05.2014 tarihinde haczin yenilendiği, ihaleye esas olan kıymet takdirinin 15.03.2014 tarihinde, ihalenin ise 05.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Alacaklının haczin yenilenmesi talebi üzerine 22.05.2014 tarihli haciz sonrası yeniden kıymet takdiri yapılması gerekirken, düşmüş hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdiri bir hüküm ve sonuç doğurmaz. Bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. O halde mahkemece, kalkmış (düşmüş) hacze dayalı kıymet takdiri esas alınarak yapılan ihalenin usulsüz olduğu gözetilerek, ihalenin feshi yerine şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, kararın Dairemizce bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu