Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak incelemede bahsedilen ihalenin fesh edildiği ve Yargıtay incelemesinden geçerek kararın kesinleştiği anlaşıldığından yapılan değerlendirmenin bir anlamı kalmadığı açıktır. Mahkemece yapılacak iş, borçluya ait taşınmaz ve yeni kıymet raporları esas alınarak yeniden bilirkişi raporu alınıp oluşacak sonuca göre borçlunun aciz halinin var olup olmadığı tesbit edilerek karar verilmesinden ibarettir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, 13/11/2020 tarihinde davadan feragat yönünde dilekçe verilmiş olup işbu talepleri sonrası feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğini ancak müvekkili aleyhine para cezasına hükmedildiğini, açılan davanın haksız olmayıp, ihalenin düşme sebebnin ihale bedelini yatırmayan alıcılar olduğunu, hak kaybı oluşmaması için dava açıldığını belirterek, davanın kabulüne ya da davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aleyhe verilen para cezası hükmünün kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesi uyarınca ihalenin feshi istemine ilişkindir....

    Başkanlığınca temyizi üzerine Dairemizin 2016/19951 Esas, 2016/14779 Karar sayılı ilamı ile "davaya konu ihalenin 13/08/2009 tarihinde fesh edildiği anlaşılmış olmakla, ücret alacağı, 03/07/2009 ihale fesih tarihi olan 13/08/2009 tarihleri arasındaki 40 günün karşılığı olan 6.666,40 TL olarak hüküm altına alınması gerekirken bozma kararının yanlış yorumlanması ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır." gerekçesi ile 3.kez bozulmuştur. D) Temyiz: Karar davalı ... Belediyesi vekili ve davacı vekili tarafından temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ......

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : SGK Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu şirketin borçlarından dolayı davalı T3 muvafakatı ile icra ve haciz işlemlerinin başlatıldığını, konutta aile konutu şerhi bulunmadığını, 05/03/2020 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, Sivas İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/506 Esas - 2018/71 Karar sayılı dosyasından, davacının eşi tarafından açılan ihalenin feshi davası sonucu kurum tarafından yapılan ihalenin fesh edildiğini bu davanın tekrar eşi tarafından açılması iyi niyetli olmadığını, bu dosyanın davacının bilgisinin bulunduğunun göstergesi olduğunu ve aile konutu olmadığının ispatı olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğuna dair dosyada gerekli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu sadece tanık beyanları hükme esas alındığını, eksik inceleme yapıldığını, müvekkili olan kurumun zarara uğratıldığını, ihalenin feshi davasının irdelenmeden karar verildiğini, ayrıca taşınmazın satışa çıkarıldığını ve taşınmaz için kıymet...

      Davalı, davacının ... sözleşmesinin devamsızlık yapması nedeniyle 09.10.2008 tarihinde fesh edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının ... sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle fesh edilip edilmediği noktasında uyuşmazlık vardır. Davalı, ... sözleşmesinin davacının 3, 7, 8, 9.10.2008 tarihlerinde devamsızlık yapması nedeniyle haklı nedenle fesh edildiğini savunmuştur....

        C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacıya ait iş yeri dosyasında mevcut tutanaklara göre davacının 5-6-7-9-10/02/2009 tarihlerinde mazeretsiz ve izin almaksızın işe gelmediğinden bahisle iş akdinin fesh olunduğu, davacının dinlettirdiği tanıkların beyanları ayrıca davacının tevil yollu ikrarı ve davalı tanığının beyanında da anlaşıldığı üzere davacının 1 ay içerisinde 5 gün mazeretsiz ve izinsiz işe gelmediği, her ne kadar davacının tevil yollu ikrarında 3 aylık maaşını alamadığını, ne ile geçineceğini belirttiği görülsede, maaş alamamanın mazeretsiz ve izinsiz işe gelmemeyi gerektirmediği, davacının maaşlarını alamıyorsa bu durumda iş akdini haklı olarak kendisinin fesh edebileceği, bu itibarla davacının mazeretsiz ve izin almadan üst üste 2 gün işe gelmediğinden iş akdinin fesh edilmesinin yasaya uygun olduğu, gerekçesi ile davanın reddine, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir....

          Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin kim tarafından haklı sebeple fesh edildiği, davacının fazla mesai ücret alacağının olup olmadığı noktalarında uyuşmazlık vardır. 2- Davacı iş sözleşmesini, 21.06.2010 tarihinde ücret alacağını alamaması sebebiyle haklı nedenle fesh ettiğini iddia etmiş, davalı ise 14.06.2010 tarihli fesih bildirimi ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2. -ı. maddesi gereğince haklı sebeple fesh ettiğini savunmuştur. Mahkemece iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple fesh edildiği kabul edilmiştir. Davacı yıllık izinde iken iş sözleşmesi feshine ilişkin bildirim tebliğ edilmek istenmiş ise de davacının tebellüğden imtana etmesi sebebiyle fesih bildirimi tebliğ edilememiş olup sonrasında davacı tarafından ücretlerini alamadığından bahisle iş sözleşmesini fesh ettiği yönündeki beyanına itibar ile iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple fesh edildiği kabul edilmiştir....

            E) Gerekçe: Davacı vekili davacının davalı şirkete ait fabrikada 02/07/2014 tarihinde boyama operatörü olarak çalışmaya başladığı, çalışmasının iş akdinin iş veren tarafından fesh edildiği 07/09/2015 tarihine kadar devam ettiği, davacının iş akdinin iş verenlikçe hukuka aykırı olarak fesh edildiğini, sağlık durumu nedeniyle iş akdinin fesh edilemeyeceğini, iş yerinde rahatsızlığa uygun başka çalışabilecek bölümlerde bulunduğunu iddia etmiş olup, davalı taraf ise davacının iş yerinde sık sık rapor aldığını, bu durumun iş yerindeki iş akışını bozduğunu ve davacının çalışma arkadaşlarının iş yükünüde arttırdığını, iş yerinde norm kadro uygulamasıyla personel çalıştırıldığını, davacının iş yerinde sağlık durumuna uygun bir işte bulunamadığını, bu itibarla iş akdinin geçerli olarak fesh edildiğini savunmuş olup, iş verenin fesih gerekçesiyle bağlıdır....

              K A R A R Davacı,Eczane sahibi olduğunu ,reçetede belirtilen ilaçlar yerine farmasötik eşdeğer ilaç verilmediği gerekçesi ile kurumla olan sözleşmesinin süresiz olarak fesh edilip bir daha sözleşme yapılmamasının kararlaştırıldığını,oysa önceden uyarı yapılması ve devam etmesi halinde dahi sözleşmenin 1 yıl süre ile feshinin gerektiğini ileri sürerek fesh kararının iptalini istemiştir. Davalı, teftişte eczanenin yetkisiz ellere bırakıldığını ve eşdeğer yerine insan sağlığını ciddi şekilde tehlikeye düşürecek ilaçlar verildiğini bu nedenle süresiz fesh edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak usulsüzlüğün tespiti halinde yazı ile uyarıda bulunulması gerektiğine ve bu halde dahi süresiz feshin kararlaştırılmış olmadığına dayanılarak davanın kabulüne,23.12.1999 tarihli fesh kararının iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                Salt çelişki 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına ve HMK.nın 298/2. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2- Kabule göre ise, a- Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini iddia ederken davalı taraf davacının işverene karşı haksız isnatlarlarda bulunması nedeniyle haklı olarak fesh ettiklerini savunmuştur. Mahkemece karar gerekçesinde, davacının, iş yükünün artması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiği kabul edilmiş ise de kıdem taminatı yanında ihbar tazimnatına da hükmedilmiştir. Haklı nedenle dahi olsa iş sözleşmesini sona erdiren taraf ihbar tazminatına hak kazanamayacağından ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulü isabetsizdir. b- Davacı tarafın ıslah yolu ile talep miktarlarını arttırmasından sonra davalı vekilince ileri sürülen zamanaşımı def'inin değerlendirilmemesi de ayrı bir bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu