-KARAR- Davacı Limited Şirket borca batık durumda olduğunu, ancak mali durumunu iyileştirebileceğini ileri sürerek iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece iflasın ertelenmesi için gerekli koşulların mevcut olduğu gerekçesiyle iflasın ertelenmesine karar verilmiş, karar Ziraat Bankası A.Ş.’nin temyizi üzerine Dairemizin 10.04.2008 gün ve 240-3742 sayılı kararıyla bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davacı şirketin borca batık halde bulunduğu, bir kısım borçlarını ödediği, iflas erteleme talebinin kötüniyetli olmadığı, şirketin faaliyetine devam etmesinin alacaklılara ekonomik yönden yarar sağlayacağı gerekçesiyle iflasın 30.01.2009 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, karar Ziraat Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerekir....
Bu nedenle iflasın ertelenmesi talebinin aynı gruba dahil olsalar bile ayrı tüzel kişiliği bulunan, ayrı organları olan her bir şirket ayrı yapmalıdır. Birden çok şirketin birlikte iflasın ertelenmesini birlikte talep etmeleri mümkün olmadığından mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum....
GEREKÇE :Dava, iflas erteleme süresinin birinci defa bir yıl süre ile uzatılması talebine ilişkindir. Davacı şirket, 15/07/2016 tarihinde iflas/iflasın ertelenmesi istemiyle mahkememize müracaat etmiş, yapılan yargılama neticesinde 10/04/2019 tarihinde 2016/528 esas, 2019/255 karar sayılı ilam ile iflasın davacı şirket yönünden bir yıl süre ile ertelenmesine hükmedilmiştir. Mahkememiz tarafından verilen 1 yıllık iflas erteleme süresi dolmadan davacı vekili iş bu davayı açarak müvekkili şirket hakkında iflas erteleme süresinin 1 yıl süre ile uzatılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -KARAR- 1-Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK’nın 74. ve TBK’nın 504. maddeleri uyarınca, vekilin, iflas veya iflasın ertelenmesi talebinde bulunabilmesi için vekâletnamesinde bu konulara ilişkin özel yetki bulunması gerekmektedir. Dava dosyasında, iflas erteleme talep eden davacı şirket vekilince sunulan vekâletnamede, iflas veya iflasın ertelenmesi talebinde bulunabilmesi konusunda verilen özel yetkinin bulunmadığı anlaşılmıştır. İflas erteleme talep eden davacı şirket vekiline verilmiş, iflas ve iflas erteleme isteme yetkisini de içeren vekâletname varsa sunulmasının sağlanması, 2-Gerekçeli kararın, müdahiller ... A.Ş. ve ....A.Ş. vekillerine, Tebligat Kanunu'nun 17. ve 20. madde hükümlerine aykırı olarak, tebliğ belgesinde, muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmeden, daimi işçilerine tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece dosya kapsamı sunulan deliller ek rapor ve denetlenen kayyum raporlarına göre iflasın ertelenmesi kararından sonra davacının borçlarını hernekadar kısmen iyileştirme projesi çerçevesinde ödemelerde bulunmuş ise de, borçlardaki azalmanın asıl etkeninin satış ve kar artışından değil ortakların şahsi mal varlıklarından yapılan satışlar ile kapatılmaya çalışıldığını, bu durumun tüm borçların ödenmesine kadar devamının mümkün bir gelir olmayacağını, kayyum raporunda şirketin defter ve belgelerini ibraz etmediğini, aramalara rağmen ulaşılamadığı yolundaki tespiti de göz önüne alındığında iflasın ertelenmesine karar verilmesinin alacaklılar ve şirket yönünden bir anlam ifade etmeyeceği iflas ertelememesinin amacına artık ulaşamayacağından iflas erteleme talebinin reddine, davacının iflasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde bir kısım müdahil vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin borca batık durumda olduğunu, iyileştirme projesi kapsamında erteleme kararı verilmesi halinde borca batıklıktan çıkabileceğini ileri sürerek, müvekkili şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesini talep ve dava etmiştir. Müdahiller vekilleri, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirketçe sunulan projenin hayata geçirilmesinin mümkün olduğu, iyileştirme projesini gerçekleştirdiği takdirde davacı şirketin borca batıklıktan kurtulma ümidinin olduğu anlaşılmakla davacının iflasın ertelenmesi talebinin kabulü ile iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2012 tarih ve 2012/6-238-2012/635 sayılı kararı ile [Görüldüğü üzere, bu hükümde (...nun 179/b maddesi kastedilerek) iflasın ertelenmesi kararının davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıktık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2012 tarih ve 2012/6-238-2012/635 sayılı kararı ile [Görüldüğü üzere, bu hükümde (İİK.nun 179/b maddesi kastedilerek) iflasın ertelenmesi kararının davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıktık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/102 Esas sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 04.04.2014 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile "İİK.nun 206. madde 1. sıradaki alacaklar hariç, 6183 Sayılı Kanunla yapılan takipler de dahil olmak üzere davacı hakkında her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza istemi de dahil olmak üzere hiçbir takip işlemi yapılmamasına, yapılmış olan takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına" karar verilmiştir. İİK'nun 179/b maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği üzere, iflas erteleme sırasında taşınır ve taşınmaz rehni ile temin edilmiş alacaklar için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ise de, somut olayda henüz iflasın ertelenmesi kararı yoktur, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne iflasın ertelenmesi istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, verilen bu karar içeriğinde rehinli alacaklar hariç tutulmadan tüm takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir....
Somut olayda, davacı şirket hakkında yapılan üç ayrı takip nedeniyle Kuruma üç ayrı ödeme emri gönderildiği, ödeme emirlerinin tebliğ edilmesinden sonra süresi içinde bu davanın açıldığı, bu dava açılmadan önce İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinde 17.04.2009 tarihinde açılan iflasın ertelenmesi davasında 21.07.2009 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, ancak iflasın ertelenmesi davasının halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, henüz iflasın ertelenmesine ilişkin bir karar olmadığından, iflasın ertelenmesi davasının sonucu beklenmeden, bu davada verilen ihtiyati tedbir kararına istinaden İİK'nun 179/6. maddesi uyarınca davacı şirket hakkında yapılan takiplerin iptaline karar verilmesi isabetsiz olmuştur....