Davacı adına 2009/07 ay bildirgesine istinaden düzenlenen ödeme emirlerinin 22.07.2010 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 27.07.2010 tarihinde eldeki davayı açtığı, davacının, idari para cezalarına 12.04.2010 tarihinde itiraz ettiği, itiraz komisyonunu ise 30.03.2012 tarihinde itirazı reddettiği, yargılama aşamasında, davacı vekilinin idari yargıda idari para cezalarına karşı dava açtıklarını söylediği, mahkemece, davacı tarafça, idari yargıda idari para cezalarına ilişkin açılan davaların akıbetleri araştırılmadan, idari para cezasına ilişkin itirazın komisyonca karara bağlanmadan, davacı aleyhine takibe geçildiğinden bahisle 5510 sayılı Yasanın 102. maddesine istinaden ödeme emrinin iptali gerekeceği gerekçesiyle davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur....
'nın davacının işçisi olmadığının tespiti ile idari para cezası tahakkukuna ilişkin ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu olayda;davacıya ait işyerinde kaçak inşaat yıkımı sırasında ... ,... , ... ve ... 'in kazalanması ile ilgili ihbar üzerine yapılan denetim sonucu düzenlenen kontrol memuru raporuyla, 5510 sayılı yasanın 8. Maddesinde öngörülen sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma sigortalının çalışmaya başlamadan önce verilmemesi nedeniyle 5510 sayılı yasanın 102.maddesi gereğince davacıya idari para cezası uygulanmıştır.Davacı iş bu dava ile idari para cezasının iptali ile kazalı ......
, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu hüküm altına alınmış, Kanunun 27. maddesinin 1. fıkrasında "İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir" hükmü yer almış, aynı Kanun'un 27. maddesine, 19.12.2006 günlü, 26381 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5560 sayılı Kanun ile eklenen sekizinci fıkrasında ise, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmış, bu maddenin gerekçesinde de bu hükümle, Kabahatler Kanunu'ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir...
CEZANIN ERTELENMESİHAPİS CEZASININ ERTELENMESİ 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 51 ] "İçtihat Metni" Gereği görüşülüp düşünüldü: Takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilirken, sanığın geçmişteki sabıkalı kişiliği ve yargılama sürecindeki davranışları değerlendirildiğinden tebliğname içeriğindeki bozma düşüncesine katılınmamıştır. Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak: Dosyada mevcut adli sicil kaydı içeriğinden ertelemeye engel geçmiş mahkumiyeti olmadığı anlaşılan sanığın, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede oluşan kanaate göre cezasının ertelenip ertelenmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçeye dayanılarak ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 27.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
geçerli olduğu, tahsil aşamasına ilişkin olarak getirilen söz konusu kural gereği, dava konusu idari para cezasına karşı dava açılmış olmasının tahsil işlemlerine başlanmasına ve ödeme emri düzenlenmesine engel teşkil etmediği; Bununla birlikte, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasının iptali istemiyle ......
geçerli olduğu, tahsil aşamasına ilişkin olarak getirilen söz konusu kural gereği, dava konusu idari para cezasına karşı dava açılmış olmasının tahsil işlemlerine başlanmasına ve ödeme emri düzenlenmesine engel teşkil etmediği; Bununla birlikte, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasının iptali istemiyle ......
geçerli olduğu, tahsil aşamasına ilişkin olarak getirilen söz konusu kural gereği, dava konusu idari para cezasına karşı dava açılmış olmasının tahsil işlemlerine başlanmasına ve ödeme emri düzenlenmesine engel teşkil etmediği; Bununla birlikte, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasının iptali istemiyle .......
Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde, idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Ne var ki; Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmayacaktır. Somut olayda; mahkemece 6183 sayılı Yasa’nın 58’inci maddesi kapsamında ödeme emri nedeniyle açılan eldeki davada ödeme emrinin iptali istemi bakımından inceleme yapılması gerekirken, davacı hakkında kesilen idari para cezalarının yerindeliğinin tartışılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, davacı adına tahakkuk ettirilen idari para cezaların nedeniyle idari yargı içerisinde davalar açtığı anlaşılmakta olup, davalar devam ederken davalı Kurum tarafından idari para cezasının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun kapsamında ödeme emri tebliğ edildiği, 25.11.2013 tarihinde davacının Tömer birimine “aynı konutta ikamet edip evrakı almaya yetkili görevliye” şeklinde yapılan tebliğin ise usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 92 ve 107/a maddelerine muhalefetten davalı şirkete idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının 05/04/2012 tarihinde davalı şirketin daimi işçisi ...’a tebliğ edildiği, idari para cezanın iptali için Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunulmadığı ve süresinde ödenmemesi üzerine tahsili için davacı tarafından 13/01/2014 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava ve takip konusu alacak, idari para cezasının süresinde ödenmemesinden kaynaklanmaktadır. Davalı tarafından idari para cezanın yasal olmadığına ve tebliğinin usulsüz bulunduğuna ilişkin olarak Sulh Ceza Hakimliğine süresinde yazılmış bir itiraz bulunmadığından idari para cezası kesinleşmiştir. Kesinleşen idari para cezasının, geçerli olup olmadığı veya tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı konusunda mahkemece değerlendirme yapılamaz (YHGK'nın 2000/21-135 E, 2000/149 K.)....
Ancak, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir ./.. şekilde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca; Kurum tarafından düzenlenen idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebilir. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabilirler. İdari aşamada kesinleşen idari para cezaları ise Kurum alacağına dönüşür. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır....