in müvekkili idareye olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığı, ancak alacaklısı olduğu Kırıkhan İcra Müdürlüğünün 2003/641 sayılı takip dosyasındaki alacağını diğer davalıya temlik ettiği, muvazaalı olarak yapılan bu temlik işleminin iptalini talep ettiği, ancak borçlu davalının alacaklısı olduğu icra takip dosyasının Kırıkhan İcra Hukuk Mahkemesinin 11.11.2011 tarih ve 2011/53-62 sayılı kararı ile İİK.nın 71/son ve 33/a maddesi uyarınca geri bırakılmasına karar verildiği, bu durumda mahkemece icranın geri bırakılmasına dair kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak, kararın kesinleşmiş olması halinde tasarrufun iptaline konu olabilecek geçerli bir icra takibinin dolayısıyla temlik işleminin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin doğru bulunmadığı” belirtilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/2870 Esas (Yeni Nazilli İcra Müdürlüğünün 2019/15678 Esas) sayılı dosyasındaki takibin davacı yönünden iptaline yönelik davanın reddine, -birleşen dosya yönünden; Davanın kabulü ile, Nazilli 2. Müdürlüğünün 2019/2870 Esas (Yeni Nazilli İcra Müdürlüğünün 2019/15678 Esas) sayılı dosyasında İİK71/2 yollamasıyla İİK33/a maddesi hükümleri uyarınca davacı Fatma Sözüer yönünden icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir....
Mahkemece yapılacak iş, yüklenici şirket tarafından açılan itirazın iptâli, icra takibinin devamı davası ile işsahibi şirket tarafından açılan karşı davadaki alacak istemleri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasından, yüklenici şirketin itirazın iptâli, icra takibinin devamı davasında hüküm oluşturulurken reklamasyon faturaları nedeniyle 1.560,00 TL’nin mahsubunun yapılmasından ibarettir. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 18.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Asıl dava; İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca itfa nedeniyle icranın geri bırakılması, Birleşen dava; İİK'nın 16. maddesi uyarınca 27/08/2021 tarihli bakiye borç muhtırasının iptali şikayetidir. İİK'nın 33/1. maddesinde, icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Davacı borçluya icra emrinin 13/08/2021 tarihinde, şikayete konu borç muhtırasının 27/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, asıl davanın 13/08/2021 tarihinde, birleşen davanın 03/09/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, her iki dava yasal süresindedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu borcun ve icra takibinin tarihleri dikkate alındığında borcun iflas kararı sonrası doğduğunu, icra takibinin iflas masasına kaydının yapılamayacağı ve icra takibinin durdurulamayacağının aşikar olduğunu, davalı takip alacaklısı yan icra müdürlüğüne başvurarak hatalı kararın kaldırılmasını sağlayarak yada icra mahkemesine başvurarak hatalı kararın şikayeten iptalini sağlayarak, icra takip işlemlerine devam edebilir ve müflisin masaya tabi olmayan hak ve mallarından tahsil gerçekleştirebilirken böyle bir talepte hiçbir zaman bulunmadığını, bu sebeple yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği gibi İcra Müdürlüğünce verilen hatalı durdurma kararının alacaklının takibine devam etmesini engeller nitelikte olmadığını, Bursa 12. İcra Müdürlüğü'nün 2015/568 E....
Likid bir alacağın bulunmadığı, bilirkişi raporu ile uyuşmazlığın çözümlendiği durumlarda davalı borçlu icra takibine itirazında haksız sayılamaz. Somut olayda uyuşmazlık bilirkişi raporuyla çözümlendiğine göre icra inkâr tazminatı şartları oluşmamıştır. Mahkemece kısa kararda davacı yüklenicinin icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, kararın gerekçe bölümünde de davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmediği belirtilmiş, ancak kararın hüküm bölümünde icra inkâr tazminatı karar altına alınmıştır. Mahkemece yapılan bu yanlışlık maddi hata niteliğinde kabul edilmiş, kısa kararla gerekçeli karar çelişkisi olarak yorumlanmamıştır. 3-Davacı yüklenici vekili icra takibinde %25 ve değişen oranlarda faiz isteminde bulunmuştur. İcra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle %25 oranı avans faizine tekabül etmektedir. Mahkemece bu durum gözden kaçırılarak yasal faiz uygulanmak suretiyle icra takibinin devamına karar verilmesi de hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Feri Müdahil ... tarafından geri çevirme kararından sonra dosyaya örneği ibraz edilen karardan davacının dayandığı icra takibinin iptal edildiği belirtilmiş olmakla bu kez İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/309-443 sayılı dava dosyasının getirtilip dosya arasına konulması ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, itirazın iptâli, icra takibinin devamı, icra inkâr tazminatının tahsili ve alacak istemleriyle açılmış, mahkemece itirazın iptâli davası yönünden icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, alacak davası yönünden mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, karar davacı şirket vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir. İtirazın iptâli davasının dinlenebilmesi için yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibinin bulunması zorunludur. Bu husus dava şartıdır. Somut olayda yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması nedeniyle, diğer bir deyişle dava şartının yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu icra takibinin "mirasçılara yöneltilmesine" ilişkin herhangi bir talep olmadığından üstelik mirası reddeden mirasçıların davada hangi sıfatla davacı olduklarının anlaşılamadığını, davacının, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında; "dosya borcu zamanaşımına uğradığından her iki davacı yönünden de icra takibinin geriye bırakılmasını ve dava sonuna kadar icra takibinin tedbiren durdurulmasını" talep ettiğinin görüldüğünü, yerel mahkeme kararında şikayeti kabul ederek takibin davacılar yönünden geri bırakılmasına karar verdiğini, davacılar T2 Sevilen Atalay yöneltilmiş bir icra takibi bulunmamasına rağmen; mirası reddeden mirasçıların tedbiren durdurulacak icra takibinin hangi takip olacağının taraflarınca anlaşılamadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece iş bedelinin USD cinsinden olduğu gözden kaçırılarak 43.736,00 TL üzerinden itirazın iptâline, icra takibinin devamına karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında bu yanılgının fark edildiği açıklanmıştır....