"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi icra kefili, icra mahkemesine başvurusunda, icra kefilliğine ilişkin işlemin yasaya uygun yapılmadığını ve icra emri tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürerek icra emrinin ve icra kefaletinin iptalini talep etmiş, mahkemece; istemin süreden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup, icra kefaletine ilişkin başvurular ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir....
Hemen belirtmek gerekir ki, İİK.’nun 38.maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup; icra kefaletinin geçersizliğine yönelik iddia, yargılamayı gerektirdiğinden ve dolayısıyla genel mahkemede ileri sürülebileceğinden dar yetkili icra mahkemesinde, tartışılma ve değerlendirilme olanağı bulunmamaktadır. Ancak, İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin, yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; ''Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....
Kurumu raporunun esas alınarak hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, somut olayda ipoteğin asıl borçlu dava dışı şirketin davalı bankadan kullandığı tüm kredilerden kaynaklanan borcun ipotek limiti dahilinde teminatı olduğu, davacının ipotek tesis edilen tarihte fiil ehliyetinin bulunması halinde, kullandırılan kredilerde kefaletinin bulunup bulunmaması gözetilmeden davalı bankanın dava tarihinde dava dışı şirketten kullandırılan krediler nedeniyle alacaklı olduğu miktar tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken, davacının kefaletinin bulunmadığı 23.03.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davalı banka alacağı hesaplamaya dahil edilmeden sadece davacının kefaletinin bulunduğu 17.01.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davalı alacağının tespitine ilişkin 26.05.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınması da bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekili 12/08/2020 tarihinde açtığı işbu davada, 02/06/2015 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesine istinaden alınan kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürerek kefaletin geçersiz olduğunun tespitine, bu sözleşmedeki kefilliğin iptaline ve bu sözleşme ile ilgili olarak müvekkili hakkında icra takibi yapılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının kefaletinin geçerli olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine Adana 1. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6731 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesine dayalı takip yapıldığını ve Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6965 esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını beyan etmiştir....
Davacı vekili 12/08/2020 tarihinde açtığı işbu davada, 02/06/2015 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesine istinaden alınan kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürerek kefaletin geçersiz olduğunun tespitine, bu sözleşmedeki kefilliğin iptaline ve bu sözleşme ile ilgili olarak müvekkili hakkında icra takibi yapılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının kefaletinin geçerli olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine Adana 1. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6731 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesine dayalı takip yapıldığını ve Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6965 esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını beyan etmiştir....
İlk Derece Mahkemesince; "Davanın, icra dosyasında verilen icra kefaletinden dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davası olduğu, Toplanan deliller ile tüm dosya münderecatı birlikte değerlendirildiğinde; iddia olunan icra kefalet tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı TBK'nun 583. maddesine göre kefalette, sorumlu olunan azami miktar ve kefalet tarihinin kefil olan kişinin kendi el yazısı ile yazılmasının geçerlilik şartı olduğu, icra dosyasındaki 24/04/2015 tarihli icra kefaletine ilişkin beyanın davacı tarafından kendi el yazısı ile yazılmadığı, bu nedenle icra kefaletinin geçerli olmadığı, davalı takip alacaklısı vekili, davacının bu şekilde eldeki davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu beyan etmiş ise de, bu durumun kanunun düzenleniş amacına uygun olmadığı, geçersiz bir kefalet sözleşmesine dayalı olarak davacıdan her hangi bir alacak talebinde bulunmanın mümkün olmadığı, diğer davalı takip borçlusu ... yönünden ise; icra kefaletinin herhangi bir talep...
İlk Derece Mahkemesince; "Davanın, icra dosyasında verilen icra kefaletinden dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davası olduğu, Toplanan deliller ile tüm dosya münderecatı birlikte değerlendirildiğinde; iddia olunan icra kefalet tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı TBK'nun 583. maddesine göre kefalette, sorumlu olunan azami miktar ve kefalet tarihinin kefil olan kişinin kendi el yazısı ile yazılmasının geçerlilik şartı olduğu, icra dosyasındaki 24/04/2015 tarihli icra kefaletine ilişkin beyanın davacı tarafından kendi el yazısı ile yazılmadığı, bu nedenle icra kefaletinin geçerli olmadığı, davalı takip alacaklısı vekili, davacının bu şekilde eldeki davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu beyan etmiş ise de, bu durumun kanunun düzenleniş amacına uygun olmadığı, geçersiz bir kefalet sözleşmesine dayalı olarak davacıdan her hangi bir alacak talebinde bulunmanın mümkün olmadığı, diğer davalı takip borçlusu T3 yönünden ise; icra kefaletinin herhangi bir talep...
İlk Derece Mahkemesince; "Davanın, icra dosyasında verilen icra kefaletinden dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davası olduğu, Toplanan deliller ile tüm dosya münderecatı birlikte değerlendirildiğinde; iddia olunan icra kefalet tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı TBK'nun 583. maddesine göre kefalette, sorumlu olunan azami miktar ve kefalet tarihinin kefil olan kişinin kendi el yazısı ile yazılmasının geçerlilik şartı olduğu, icra dosyasındaki 24/04/2015 tarihli icra kefaletine ilişkin beyanın davacı tarafından kendi el yazısı ile yazılmadığı, bu nedenle icra kefaletinin geçerli olmadığı, davalı takip alacaklısı vekili, davacının bu şekilde eldeki davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu beyan etmiş ise de, bu durumun kanunun düzenleniş amacına uygun olmadığı, geçersiz bir kefalet sözleşmesine dayalı olarak davacıdan her hangi bir alacak talebinde bulunmanın mümkün olmadığı, diğer davalı takip borçlusu T3 yönünden ise; icra kefaletinin herhangi bir talep...
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan 06/10/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda müvekkilinin kefaletinin bulunmadığı, yeni genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 27/03/2018 tarihi ile hesabın kat edildiği 03/01/2019 tarihleri arasında borç bakiyesinin sıfırlandığını tespit edildiğini, müvekkilinin kefaletinin bulunduğu hesap "sıfır" bakiye verdikten sonra, yeni oluşacak bir borç bakiyesinin artık müvekkilinin kefaletinin bulunduğu sözleşmeden kaynaklandığının söylenemeyeceğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, aksi kabul edilse dahi alacak likit olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, mahkemece dava kısmen kabul edilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Müdürlüğünün ...Esas dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının icra dosyasına dilekçe ile başvurarak tüm borca ve fer' ilerine itiraz ederek takibin durmasına neden olduğu... Hususları belirtilerek Ankara ... Müdürlüğünün ... Esas dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlu aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili davalı tarafından Ankara ... Müdürlüğü ... sayılı dosya alacağına, tüm borca ve ferilerine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, müvekkili ...'...