WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı asıl borçlu ... arasında düzenlenen genel kredi ve teminat sözleşmesinin davalı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının kısmi ve haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, kefaletinin bulunduğu sözleşme nedeniyle kullandırılan kredinin 15.030,38 TL'lik kısmının dava dışı borçlu tarafından ödendiğini, bu kredi nedeniyle açılan hesapta icra takibinin başladığı dönemde sadece 4.019,62 TL borç bulunmakta olduğunu, bu sözleşmeden bir yıl önce alacaklı ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan sözleşmeden ve kullandırılan 50.000 TL'lik kredi borcundan sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....

    ye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, borçlu tarafından kullanılan kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kefaletinin bankadan çekilen krediye ilişkin olduğunu, o tarihteki kredi tutarı ile sınırlı olduğunu, takip konusu borç nedeniyle kefaletinin bulunmadığını, borcun dayanağı kredi sözleşmesinin de daha sonra imzalandığını, kendisinin imzasının bulunmadığını ve borçlu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava ve takip konusu kredi sözleşmesinde davalının kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, dolayısıyla borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki icra kefaletinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.55 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 1.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 07/05/2015 NUMARASI : 2014/666-2015/265 - K A R A R - Uyuşmazlığın icra kefaletinin geçersiz olduğunun tespitine ilişkin olmasına ve tarafların sıfatlarına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 13.Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı kanunla değişik 2797 Sayılı Kanunun 60.maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1.Başkanlığa sunulmasına 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Şti. ile müvekkili banka arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesini davalının kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun asıl borçlu tarafından ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edilerek hesabın kat edildiğini, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Karşı davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davacı bankanın başlattığı icra takibinde belirtilen miktar kadar bankaya borçlu bulunmadığının tespitine, bankanın müvekkilinin borçlu sıfatının doğmadığını bilerek hareket etmesi nedeniyle kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. II....

            - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı arasındaki genel kredi sözleşmesine davalının müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve kefil davalı ile dava dışı diğer kefil aleyhine 5.İcra Müdürlüğünün 2014/6279 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, icra takibine davalının haksız itirazda bulunması nedeniyle hakkındaki icra takibini durdurduğunu ileri sürerek , davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin TBK nun 583 ve devamı maddeleri gereğince kredi sözleşmesine kefalet ile ilgili şekil şartlarının eksik olması nedeniyle kefaletinin kesin hükümsüz olduğunu, kefalet sözleşmesindeki tarihin, kefalet miktarının, kefalet türünün, müvekkilinin eli ürünü olmadıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              Davacı banka, dava dışı ...lan Genel Ticari Kredi Sözleşmesinde davalının kefaleti sebebiyle davalı aleyhine icra takibi başlatmış, itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. 28.12.2009 tarihli sözleşmede davalı ...'ın 28.750-TL için kefaletinin bulunduğu, sonraki limit artırımlarında imzasının ve isminin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının bu miktar üzerinden ve temerrüdü varsa temerrüdünden dolayı sorumlu olacağı kabul edilerek, asıl borçlunun icra takip tarihi itibarıyla borç miktarı belirlenip, açıklanan hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Noterliği'nin ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesap kat ihtarının tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün .../... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı takip dosyasına itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesiyle; davalının müteveffa ...'ın ortak oldukları dönemde davacı bankadan kullanmış olduğu 35.000,00 TL bedelli krediye kefil olduğunu, borcun ödendiğini, müteveffanın sonradan kurduğu şirkete ilişkin borçlarına kefil olmadığını, icra takip dosyasına konu borca ilişkin kefaletinin bulunmadığını, sorumluluğunun kefalet limiti ile sınırlı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir....

                  İİK'nın 38. maddesine göre, icra kefaletleri ilam niteliğinde olup, icra kefiline icra emri gönderilir. Ancak, usulüne uygun olarak verilen icra kefaleti ilam hükmünde sayılır. İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nın 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

                  arasında akdedilen 6.10.2004 tarihli 10.000 YTL meblağlı genel kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan krediye müvekkilinin kefil olduğunu, daha sonra 31.1.2005 tarihinde ek hesap kredisi adı altında asıl borçluya kullandırılan 5.000.00 YTL meblağlı kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını, her iki kredi taksitlerinin aksatılması üzerine davalı bankaca asıl borçlu ve kefillere ihtarname keşide edildiğini ek hesaptan kullandırılan kredi nedeniyle müvekkili aleyhine ...1.İcra Müdürlüğünün 2006/1572 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını belirterek kefil olarak borçlu bulunmadıklarının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili dava dilekçesindeki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini bildirmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davalı banka ile dava dışı ......

                    UYAP Entegrasyonu