Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili; icra takibine dayalı ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davanın itirazın iptali davası olup, davanın davalısının sadece müvekkili olduğunu, ödeme emrinin ise sadece diğer takip borçlusu olan ... ... ve Ticaret Limited Şirketine tebliğ edildiğini, icra takibinin her iki şirkete ayrı ayrı asaleten yapıldığına göre ödeme emrinin de her bir şirkete ayrı ayrı tebliğinin gerektiğini, bu nedenle müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı hakkında takip yapılmış olmakla, usulüne uygun ödeme emrinin tebliği ile itiraz olmadığı, itirazın iptali davasının şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip talebinde borçlu görünen davalı ... ... Kg adına bu şirketin acentesi olduğunu iddia eden ......

    Somut olayda, davalı T4'e gönderilen ödeme emrinin 17/02/2020 tarihinde muhatabın adres bırakmadan ayrıldığı belirtilerek iade edilmiş olduğu, borçlu kiracı vekili tarafından 13/02/2020 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde yasal süresi içinde müvekkilleri adına takibe itiraz ettiklerini belirtilerek takibin durdurulmasının istendiği, icra müdürlüğünce aynı tarihte itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyasından borçlu Ali Sefa vekiline çıkartılan ödeme emrinin 30/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Her ne kadar İİK’nın 269. maddesi gereğince borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de, bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2010/2602 E. sayılı icra takip dosyasından, 14/12/2010 tarihli ihtiyati haciz kararına istinaden davalı borçlunun mallarına haciz konulduğu, borçlunun 20/12/2010 tarihinde icra dosyasına sunduğu hacizlerin kaldırılmasına ilişkin dilekçesi nazara alınarak icra müdürlüğünce ödeme emrini ıttıla tarihinin 20/12/2010 olduğu, itiraz tarihinin 29/12/2010 olduğu, 7 günlük süreden sonra yapıldığından itirazın reddine ve takibin devamına karar verildiği, bu karara yönelik herhangi bir şikayet yoluna gidilmediği, itiraz takibi durdurmadığından davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davası sıkı şekil şartına bağlı dava çeşididir. Takip üzerine borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliği İ.İ.K.’nun 61. maddesine göre yapılır....

      Bilindiği üzere; alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince borçlunun borca ilişkin itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, alacaklı vekilince borçluya gönderilen ilk ve ikinci ödeme emri tebligatlarının geçerli kabul edilmediği ve talebi doğrultusunda borçlu adına üçüncü kez ödeme emri tebliğe çıkarıldığı görülmektedir. Bu durumda, her ne kadar borçlu birinci ve ikinci ödeme emri tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde icra mahkemesine itiraz etmemişse de; alacaklı vekilinin istemi üzerine yapılan üçüncü ödeme emri tebliğ işleminin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıdığı kuşkusuzdur....

        icra emrinin iptalinin gerektiğini, yine takip talebinde yer alan faiz miktarlarının neye dair olduğunun ve hangi tarihten itibaren hesaplandığının da belli olmadığını, hesaplamaların hatalı olduğunu bu durumun ilama aykırılık oluşturduğunu bu nedenle de icra emrinin iptalinin gerektiğini, ayrıca takibe konu ilamın kesinleşmeden infazının mümkün olmadığını bu nedenle takibin iptalinin gerektiğini beyan etmiş, takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından , alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiğinin anlaşıldığı , İİK'nun 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2018/24223 sayılı icra dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; icra takibinde alacaklı ve borçlunun taraf sıfatının bulunması kamu düzeninden olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken zorunlu unsurlardan bir tanesi olduğu, icra dosyasından, takip talebinde ve ödeme emrinde davacı asil Tümer Anlı'nın borçlu sıfatı ile eklendiği, takibe dayanak belgelerden Tümer Anlı'nın kefil sıfatının bulunduğu bu sebeple taraf sıfatının olabileceği anlaşılmakla davacının bu yöndeki iddialarının yersiz görüldüğü, yine her ne kadar davacı takibe dayanak sözleşmenin geçersizliği, kendisinin kefil sıfatının bulunmaması, kendisine müracaat edilemeyeceği ve zamanaşımı gibi nedenlerle icra takibinde borca itiraz etmiş ise de ilamsız olarak yapılan takibe karşı İİK'nın 62- 66. maddeleri gereği icra müdürlüğüne itiraz edilmesinin icap ettiği gerekçesiyle yapılan itirazın usulden reddine karar verilmiştir....

        Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının imzaya itirazının süresi içerisinde yapılmadığını ve davanın usulden reddi gerektiğini, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde takibi yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak imzaya veya borca itiraz hakkını kullanabileceğini, Eşme İcra Dairesinin 2021/269 E. sayılı dosyasında ödeme emri ve senet suretinin davacı borçluya 20/08/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, huzurdaki davanın 27/08/2021 tarihinde açılmış olup davacının imzaya itiraz hakkının süresinin geçtiğini, bu sebeple öncelikle huzurdaki davanın, itirazın süresi içerisinde yapılmaması sebebiyle usulden reddi gerektiğini, senet üzerindeki imzanın davacı borçluya ait olduğunu, senede dayalı borcun alım satım işinden kaynaklandığını ve davacının borcu olduğunu belirterek davanın reddi ile davacı borçlunun takip bedelinin %20'si oranında icra inkar tazminatına...

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/07/2021 NUMARASI : 2021/148 ESAS, 2021/403 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından müvekkili hakkında Bursa 16. İcra Müdürlüğü'nün 2020/5877 E sayılı dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, Bursa 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/239 E sayılı dosyasında yetkiye, imzaya ve borca itiraz edildiğini, dava neticesinde haklı davalarının kabulüne ve Bursa İcra Müdürlüğü'nün yetkisizliğine karar verildiğini, takibe İzmir İcra Müdürlüğü'nde devam edildiğini, İzmir 27....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca da itiraz ettiği, mahkemece, icra takibinin şekline göre, borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu, sonuç doğurmayacağı,süresi içinde icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile başvurusunun reddine karar verildiği görülmektedir...

          UYAP Entegrasyonu