Yalnız para alacakları için öngörülen genel haciz yolu ile takip, alacaklının icra dairesine yapacağı bir takip talebi ile başlar. Takip talebini alan icra dairesi, borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu, borçlu olmadığını süresi içinde icra dairesine bildirerek ödeme emrine itiraz edebilir (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Hukuku, ..., 2017 s. 87 vd.). 14. Borçlu, borcun tamamına itiraz edebileceği gibi, yalnızca bir kısmında da itiraz edebilir. Kısmi itiraz olarak adlandırılan bu durumda itiraz edilen borç kesimi için icra takibi duracaktır. Elbette ki borçlunun kabul ettiği miktar için icra takibi durmayacağından; alacaklı, kabul edilen kısım yönünden takibe devam edilmesini isteyebilir. Alacaklı itiraz ile duran takibe ancak itirazın iptali davası ve itirazın kaldırılması yollarına başvurarak devam edebilir. 15....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü, itirazın 7.713,77 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden faiz işletilmesine, asıl alacağın % 40 oranında 3.085.51 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, İİK 67/2.maddesi uyarınca; icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ...2. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı kiralayan tarafından davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur....
İlk derece mahkemesi; İtirazın iptali davasını açma süresinin, İİK'nın 67. maddesi uyarınca ilgili icra dosyasına borçlu tarafından yapılan ödeme emrine itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, İİK'nın 62. maddesi ile, “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur” olduğunun belirlendiği, İİK'nın 66. maddesine göre süresi içinde yapılan itiraz takibini durdurduğu, itirazın iptali davası açılabilmesi için icra müdürlüğünce ayrıca itirazın durdurulmasına karar verilmesi zorunluluğunun bulunmadığı (Yargıtay 19. HD'nin 29/01/2014 tarihli ve 2013/18420 E. - 2014/2119 K....
- K A R A R - Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece talebin dayanağını oluşturan kredi sözleşmesinde davalının kefaleti bulunmadığı, bu suretle talep olunan tutardan sorumlu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli şartlardan biri borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren (7) gün içinde itiraz etmiş olmasıdır. Süresi içinde yapılan geçerli itiraz ile icra takibi durur. Şayet itiraz süresinde değilse takip durmamış olacağından alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. İcra dosyasında, borçlu-davalıya ödeme emrinin, 11.10.2005 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu -davalı şirketin icra takibine 21.10.2005 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz ettiği görülmektedir....
Fatma ÜNAL'ın, müvekkili olan T1'a ait ödeme emrine ilişkin tebligatı sehven aldığı için 03.06.2022 tarihinde yazılı dilekçe sunmak ve müvekkil borçlunun yurt dışında bulunduğunu belgelemek şartıyla sehven yapılan tebligatın iadesini talep ettiğini, Şikayet eden müvekkili olan T1' Türkiye'ye geldikten sonra harici olarak öğrenmiş olduğu Gaziantep İcra Dairesinin 2022/55408 Esas sayılı ilamsız takibinde yer alan borca, faize ve ferilerine 30.06.2022 tarihinde itiraz ettiğini, Söz konusu itiraz dilekçesi aradan 7 gün geçtikten sonra, diğer borçlu Fatma Ünal'a sehven yanlış yapılan tebligatın Gaziantep İcra Dairesinin 03.06.2022 tarihli tensip zaptında yer alan iade edilmesi hususu konusunda karar verilmesine rağmen bu hususun göz ardı edildiğini, ödeme emrine ilişkin diğer borçluya yapılan tebligatın 31.05.2022 tarihinde yapıldığı tarih göz önünde bulundurularak itirazın yasal süresi içerisinde yapılmamış olması sebebi ile reddine karar verildiğini, Söz konusu İlamsız takipte ödeme emrinde...
Nitekim İcra Müdürü tarafından da dilekçenin sonuç bölümündeki ifade esas alınarak takibin tamamının durdurulmasına karar verilmiş, dava dilekçesinde de asıl alacak, takipten sonra işleyecek faiz ve tazminat isteminde bulunulmuştur. Dolayısıyla hem taraflar hem de İcra Müdürü tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesindeki sonuç kısmındaki beyan esas alınmak suretiyle takip konusu asıl alacak da dahil olmak üzere ödeme emrinin tamamına itiraz edildiği kabul edilmiş ve takip bütünüyle durdurulmuştur. Bu durumda mahkemece, itiraz dilekçesindeki sonuç kısmında yazılı olan ve taraflar ile İcra Müdürü tarafından esas alınan beyan yerine, dilekçe içeriğinde yazılı olan ve davalı tarafından maddi hataya dayalı olduğu savunulan ifade esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
bulunmadığını, husumete itiraz ettiklerini, müvekkili aleyhine gönderilen icra emrine konu edilen mahkeme kararları eklenmediğinden içeriğinin tespit edilemediğini, icra emrinin İİK ve Yönetmeliği'ne aykırı olarak usulsüz gönderildiğini, mahkeme kararlarının hüküm fıkrası içeriğinin para borcu olup olmadığının bilinmediğini, icra emrine konu kararlar 40- 50 mahkeme kararı olup hepsinin ayrıntısı ile açıklanması gerekir iken bu hususun yerine getirilmediğini, T3 yönelik olarak açılan Karasu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/155 esas sayılı dosya sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının faiz isteme hakkı olmadığını, icra emrine konu mahkeme kararlarının kesinleşip kesinleşmediği ve icra kabiliyeti olup olmadığı bilinmediğinden icra müdürlüğünün mahkeme kararlarının bu durumunu incelemesi ve kararların müvekkiline gönderilen icra emrine eklenmesi gerekir iken eklenmediğini belirterek icra emrinin/takibin iptaline, davalının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında, kira alacağının tahsili amacıyla, tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine, davacı alacaklı, icra mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulü ile davalının tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı tarafından 01.12.2011 tarihinde tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinde 01.08.2010 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi gereğince ödenmeyen 7.800,00 TL kira parasının tahsili istenilmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu, yasal süresinde itiraz ederek, borcu bulunmadığını beyan etmiştir....
Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yasal süresinde itiraz ederek, istenilen kira paraları ödenmiş olup, borcu bulunmadığını beyan etmiştir. Bu şekilde ödeme emrine itiraz edildiğinden kesinleşmiş bir takipten söz edilemez. İcra takibine itiraz yapıldığına göre itirazın kaldırılması istenilmeden doğrudan doğruya tahliye ve alacak isteminde bulunulamaz. Bu durumda istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....