Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder....

    İcra Müdürlüğünün -----. sayılı dosyası ile----tarihinde asıl alacak ve işlemiş faiz ile birlikte toplamda 33.260,14 TL alacak üzerinden takip başlattığı, borçlunun itiraz etmediği, davacı----- tarihinde İİK.nun 43/2 maddesi uyarınca takibi iflas yoluyla adi takibe çevirdiği, iflas yoluyla adi takibe özgü ödeme emrinin ------ tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça itiraz edilmediğinden icra takibinin kesinleştiği, davacının da 30/09/2019 tarihinde İİK.nun 156/4.maddesinde belirtilen 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde huzurdaki iflas davasını açtığı anlaşılmaktadır. Borçlunun itirazı olmaksızın takibin kesinleştiği anlaşılmakla, 156. maddenin yollaması ile 158. maddesindeki usulle davanın ilanına karar verilmiş, ilanlar yaptırılmıştır. İcra müdürlüğüne müzekkere yazılarak kapak hesabı istenmiş, kesinleşen takibe göre alacak kalem kalem İİK.nun 158. maddesindeki ihtarla davalıya depo emri çıkarılarak gönderilmiştir....

      Davalı borçlu vekili 31.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklı görünen taraf ile müvekkili arasında yazılı veya sözlü hukuken geçerli kira akdi bulunmadığı gibi, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir kira borcunun da bulunmadığını bildirerek takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, “tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” denilmek suretiyle davanın kabulüne, davalının itirazının kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir....

        ./... tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin alacağının ödenmemesi üzerine davalı şirket hakkında ...İcra Müdürlüğü'nün .../... esas sayılı takip dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine rağmen davalının borcunu ödemediği ve takibe de itiraz etmediği, bu nedenle İİK'nın 156. Maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmesini ve İİK'nın 159.maddesi uyarınca 159.maddesi uyarınca da iflas kararı verilinceye kadar şirket malları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. ......

          Yetkisiz icra dairesinde yapılan takipteki ödeme emrine ilişkin yetkiye itiraz yanında borca da itiraz edilmiş olsa bile yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılacak olup, itiraz üzerine takibin durması için tebliğ edilen yeni ödeme emrine de ayrıca itiraz edilmesi gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz; yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri bakımından sonuç doğurmaz. Bu nedenle yeni ödeme emrine itiraz edilmemiş olması halinde takip kesinleşir. İİK. 67. maddeye dayalı açılan itirazın iptali davası, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak için açılan bir dava olup, takibin kesinleşmiş olması halinde itirazın iptali açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. HMK. 114-(1)-h). maddeye göre hukuki yarar dava şartıdır....

            Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eldeki dava İİK 67/1'e göre açılan itirazın iptali davası olduğunu, işbu davada, takip/ödeme emrine ilişkin hususların değil, borçlunun borcuna ilişkin hususlar(borçlu olup olmadığı, borçlu ise borcun miktarı, borcun ödenip ödenmediği) incelenmeli ve bu yönde bir değerlendirme yapılması gerektiğini, borçlunun borca itiraz ettiğini ve borçlu olmadığını iddia ettiğini, bunun karşısında alacaklı tarafından da borçlunun borca haksız itirazı sebebiyle itirazın iptali davası açıldığını, borçlunun ise takibe/ödeme emrine itiraz davası açmadığını, icra dairesinde borca itiraz ettiğini, işbu dosyada mahkemenin, icra mahkemesi gibi hareket ettiğini, borçlunun takip talebine itirazı dahi yokken, takip talebini resen incelediğini, İcra Hukuk Mahkemeleri’nin görev alanına girildiğini ve takibe/ödeme emrine ilişkin hususlarda inceleme yapmasının hatalı olduğunu, borçlunun, kesinleşmiş mahkeme kararı ve akabinde çıkarılan yeni ihtarname ile de borçtan...

            İcra Müdürlüğü’nün 2016/43400 sayılı dosyasından düzenlenen ödeme emri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 58., 60. Ve 61. maddeleri hükmüne aykırı olduğundan Mahkeme’ye müracaatla ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, İstanbul 5....

            Gerekçe ve Sonuç İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK.nun 33. maddesinde düzenlenen icra emrine itiraz yolunun, yalnız mahkeme ilamına dayalı icra takiplerinde değil, ilam hükmünde olan belgelere istinaden yapılan ilamlı icra takiplerinde de uygulandığı, anılan madde uyarınca, ilamlı icra takibine karşı borçlunun, icra emri tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede ancak itfa, imhal ya da zamanaşımına ilişkin iddialarını ileri sürerek icra emrine itiraz ederek ve icranın geri bırakılmasını isteyebileceği, imza inkârının ise söz konusu olamayacağı dolayısı ile borçlunun ilamlı takibinde imzaya itirazının dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, yasal düzenleme olmadığından davalı alacaklı tarafın tazminat talebinin de reddine ve mahkemece verilen 21,08.2020 tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

              Bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazımdır. Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir. İflas istemek hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden bir sene sonra düşer. Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder....

                İİK'nun 62. maddesi uyarınca; genel haciz yoluyla yapılan takibe karşı itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde dilekçe veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Tüzel kişiler aleyhine yapılan takiplerde, borçlu tüzel kişinin organı (temsilcisi) ödeme emrine itiraz edebilir. Somut olayda, borçlu şirket adına icra dairesine verilen 27.11.2014 havale tarihli itiraz dilekçesinde borçlu şirket adına borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmayan ...'ın itiraz ettiği, borçlu şirketi temsil ve...'nın yetkili olduğu görülmektedir. Bu durumda borçlu şirketin süresi içinde icra dairesine yaptığı geçerli bir itiraz olmadığından icra dairesince takibin devamına karar verilmesi gerekirken takibin durdurulmuş olması, "bir hakkın yerine getirilmemesi" niteliğinde olup, İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak şikayet konusu edilebilir....

                  UYAP Entegrasyonu