Hukuk Dairesinin 28.05.2018 tarih ve 2018/639 E. - 2018/1337 K. sayılı karar ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak alacaklının istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İİK’nın 32. maddesi aynen; “Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24. maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir...” hükmünü içermektedir. İcra dairesine ilam niteliğindeki belge verilmeden borçluya icra emri tebliğ edilmesi İİK’nın 32. maddesi hükmüne aykırı olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince açıklanan nedenle icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, belirtilen nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 21....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taleplerin hukuka aykırı olduğunu, icra emrine itiraz dosyasının icra dosyasının devamı niteliğinde olduğunu, şikayet dilekçesinde vekil olarak adlarının yazılmamasının usule aykırı olduğunu, itirazın iptali kararı ile yeni bir alacak meydana geldiğini, mahkeme ilamı ile bağlı olan icra dairesinin bu hususta tercih ve değerlendirme özgürlüğünün bulunmadığını, mahkeme ilamı esas alınarak icra emri düzenlendiğini, icra emrinin içeriğinde bir usulsüzlük olmadığını, icra emrinin 3....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 14/05/2015 NUMARASI : 2014/569-2015/296 İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının işlemiş faize ilişkin 2,71 TL'nin tahsili yönünden kaldırılmasına, temerrüt gerçekleşmediğinden tahliye isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı 01.01.2014 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 07.08.2014 tarihinde tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2014 yılı Ağustos ayı kira bedeli 2.250,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, ödeme emri davalı kiracıya 08.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2019/12477 Esas sayılı dosyası ile başlatmış oldukları kambiyo senetlerine mahsus icra takibine iş bu dosya ile itirazda bulunduğunu, davacının itirazlarının herhangi bir temele dayanmadığını ve kambiyo senetlerine itiraz ispat şartlarını da taşımadığından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece;"Davanın Kısmen Kabul ve Kısmen Reddi ile; Davacının geçikmiş itirazının Kabulü ile Niğde İcra Müdürlüğünün 2019/12477 Esas Sayılı dosyasında davacı T1 03/12/2019 tarihinde yapılan ödeme emri tebligatının iptali ile ödeme emri tebliğinin 10/12/2019 tarihi olarak Kabulüne, Davacının faiz yönünden itirazının kabulü ile Niğde İcra Müdürlüğü 2019/12477 E....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2019 NUMARASI : 2018/342 ESAS 2019/1346 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibindeki ödeme emri komşusu imzadan etti notuyla muhtarlığa bırakılmış olması sebebiyle tebligatın usulsüzlüğünün tespitine icra müdürlüğünden gönderilen ödeme emrindeki tebligatın 25.04.2018 olarak tespitine, takip konusu çek üzerindeki imza müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığını, müvekkilinin alacaklı gözüken tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, usulsüz tebligatın iptali ile tebliğ tarihinin 25.04.2018 olarak belirlenmesine, İMZAYA ve ASIL ALACAĞA, FAİZE, İşletilmiş ve işletilecek FAİZ ORANINA VE SAİR TÜM FERİLERİNE...
İtirazın iptali için kanunen kabul edilmiş olan bir yıllık süre kamu düzenindendir; bundan ötürü, bu süreler sözleşme ile uzatılamazlar, kısaltılamazlar; talep bu sürede yapılmazsa ve dava bu sürede açılmazsa, talep ve dava hakkı düşer; icra mahkemesi ve genel mahkeme bu süreyi re’sen göz önünde tutar ve sürenin geçmiş olması halinde, talep ve dava, bu sebeple reddedilir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; huzurdaki itirazın iptali davasında davacı/alacaklı, davalı/borçlunun, icra takibine itiraz etmesi üzerine, yasanın kendisine verdiği dava açma hakkını kullanarak, iş bu itirazın iptali davasını açmış olup, ödeme emri, huzurdaki itirazın iptali davası açıldıktan sonra, icra dairesi tarafından, davalı/borçluya gönderilen ödeme emrine, dayanak belge eklenmediği için iptal edilmiş olup, itirazın iptali davasının reddine davacı/alacaklı sebebiyet vermemiştir....
yaprak bedeli alınmış olmasına karşın karşılıksız çek tazminatının çek bedeli üzerinden hesaplanarak icraya konulduğunu, karşılıksız çek tazminatının asıl alacak üzerinden icra edilmesinin gerekeceğini, bu sebeple de açıkça bu bedele itiraz ettiklerini ve takibin iptal edilmesini talep ettiklerini belirterek , faize ve borca itirazlarının kabulü ile başlatılan takibin müvekkilleri yönünden iptaline, haksız olan alacaklı davalı aleyhine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve alacağın %10 oranında para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapamayacağını, davalının kayıtsız şartsız borç ikrarı içermeyen teminat ipoteğine dayalı olarak örnek no:9 ödeme emri çıkartılması gerekirken, örnek no:6 icra emri çıkartılmasının doğru olmadığını, ihtarnameye itiraz edildiğinden örnek no:6 icra emri gönderilemeyeceğini, müvekkili şirketin davalı/alacaklıya ödemeler yaptığını, icra emrinde belirtilen borcun söz konusu olmadığını, teminat ipoteğine faiz işletilmesinin doğru olmadığını, usul ve yasaya aykırı olarak faiz işletildiğini ve yasal faiz oranı dışına çıkılarak faiz oranı belirtildiğini, takip dosyasındaki faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlu 16.01.2012 tarihinde icra dairesine müracaat ederek, takip dayanağı kati borç ipoteğinde borcun faiziyle tahsil edileceği kararlaştırılmadığı halde, icra takibinde ticari temerrüt faizi uygulanarak, borcun hesap ve tesbit edildiğini, bu nedenle yeniden faizsiz, olmadığı takdirde takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiziyle hesap edilerek, rehin açığı belgesindeki borç miktarının düzeltilmesini talep etmiştir. İcra Dairesi'nce, borçlunun ihtarname ve icra emri tebliği üzerine süresi içerisinde takip öncesi ve sonrası faize ve oranına itirazda bulunmadığı, takibin mevcut haliyle kesinleştiğinden bahisle talebin reddine karar verilmiştir. Borçlunun bu karara karşı icra mahkemesine şikayete gelmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Somut olayın incelenmesinde; takip dayanağı ipotek kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olup HGK.nun 27.03.1971 tarih 1969/İc-İf esas, 542 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ilam niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde, borçlu vekilinin örnek (10) numaralı ödeme emri tebliği üzerine yasal süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğunu iddiası ile borca ve faize itirazda bulunarak takibin iptalini talep ettiği; mahkemece, dosya üzerinde inceleme yapılarak borca itirazın reddine, çek tazminatının ise muteriz borçlu yönünden iptaline karar verildiği görülmektedir....