Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı üçüncü kişinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, her bir davalı lehine ayrı ayrı avukatlık ücreti takdir edildiği görülmektedir....

    Davalı vekili 03/09/2020 tarihli üçüncü dilekçesi ile teminat mukabili haczin kaldırılması talebini açıklama gereği duymuş, talebinin menkuller ve banka hacizleri yönünden ihtiyati haczin kaldırılması olduğunu belirtmiştir. 17/09/2020 tarihli, ihtiyati hacze itirazın değerlendirilmesi duruşmasında davalı vekili, dilekçelerini tekrarla, ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığını, öncelikle ihtiyati haczin menkuller ve banka alacakları yönünden kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise teminat karşılığı kaldırılmasını talep etmiştir. Bu durumda davalı vekilinin nihai talebinin menkuller ve müvekkilinin üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacakları üzerine konulan ihtiyati haczin, yasal şartları oluşmadığından kaldırılması olduğu izahtan varestedir. Mahkemenin, yapılan tüm açıklamalara rağmen aksi kanaatte olması halinde hacizlerin bu kez teminat karşılığı kaldırılması seçeneğini de ikincil talep olarak ileri sürmüştür....

    Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığı, mülkiyetin davacıya geçtiği, ancak yasal süresinde tescil işlemini yaptırmadığı,bu nedenle davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığı “gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. İstihkak davalarında, İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dahilinde basit yargılama usulü uygulanır ve dava değeri alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise ona göre belirlenir. Somut olayda nispi karar ve ilam harcının alacak miktarı olan 13.075,55.-TL üzerinden hesaplanması gerektiğinin dikkate alınmaması hatalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı vekili, alacağın tahsili için borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesinden sonra davalılar vekilinin ihtiyati haczin kaldırılması istemi ile yaptığı itiraz üzerine itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

        Davalı (üçüncü kişi ve borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: “haczin yapıldığı yerin borçlunun eski adresi olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, burada takibin kesinleşmesinden sonra sıra ile davada taraf sıfatı bulunmayan ... Konfeksiyon Ltd. Şti. ve ... Giyim Konfeksiyon Ltd. Şti. ile üçüncü kişi ...Büyük Mağazacılık ...nin faaliyete başladığı, bu işlemlerin alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı yapıldığı, haczin İİK’nun 96. maddesine göre yapılması gerekirken 99. maddenin uygulanmasının ispat yükünü değiştirmeyeceği, İİK’nun 44. BK’nun 179. maddesi gereğince devralan şirketlerin işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlayamadığı “ gerekçesi ile üçüncü kişiye karşı açılan davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın kaydına noterde yapılan sözleşme ile hacizden önce satın alındığı ve mülkiyetin üçüncü kişiye hacizden önce geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Somut olayda davacı üçüncü kişi icra dosyası içinde istihkak iddiasında bulunmadan doğrudan dava açmıştır ve bunu engelleyen yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Yapılan yargılama sırasında alacaklı vekili davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, ayrıca davadan haberdar olduktan sonraki süreçte haczin kaldırılması önünde herhangi bir girişimde de bulunmamıştır....

            Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın kaydına noterde yapılan sözleşme ile hacizden önce satın alındığı ve mülkiyetin üçüncü kişiye hacizden önce geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Somut olayda davacı üçüncü kişi icra dosyası içinde istihkak iddiasında bulunmadan doğrudan dava açmıştır ve bunu engelleyen yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Yapılan yargılama sırasında alacaklı vekili davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, ayrıca davadan haberdar olduktan sonraki süreçte haczin kaldırılması önünde herhangi bir girişimde de bulunmamıştır....

              Esasa yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Gerek üçüncü kişinin açtığı istihkak iddiasına dayalı haczin kaldırılması talepli dava, gerekse alacaklı tarafından açılan üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talepli dava, nispi harca tabi olup, alacak miktarı ile mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden nisbi harcın alınması, peşin yatırılan harç eksik ise tamamlatılması gerekmektedir. Aksi durumda yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi mümkün değildir....

              Mahkemece, üçüncü kişi ile borçlu şirketin faaliyet konularının aynı olduğu, haciz mahallinde borçlu şirket ve yetkililerine ilişkin evrak bulunduğu, üçüncü kişinin borçlu şirket yetkilisinin akrabası olduğu, haciz adresinin resmiyette borçlu şirketin deposu olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 27.11.2019 tarihli ve 2019/3963 Esas, 2019/10660 Karar sayılı ilamı ile davacı üçüncü kişinin eldeki dava tarihinden önce dava konusu haczin iptali hususunda şikayet başvurusunda bulunduğu, Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 09.04.2015 tarihli ve 2014/1025 Esas, 2015/415 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, kararın üçüncü kişi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 21.12.2015 tarihli ve 2015/22652 Esas, 2015/32338 Karar sayılı ilamı ile şikayetçi üçüncü kişi ...'...

                Mahkemece toplanan delillere göre: “haciz tarihinde iş yerini dava ve takip dışı ...’nun işlettiği, ödeme emri bu adreste borçluya tebliğ edilmişse de haczin borçlunun yokluğunda,üçüncü kişinin huzurunda yapıldığı, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu ve aksini iddia eden alacaklının ispat yükü altında bulunduğu, borçlunun hacizden 2010/6389 2010/10458 önce iş yerini işlettiği ve üçüncü kişini dayandığı kira sözleşmesinin muvazaalı olduğu yönünde delilin bulunmadığı, haczedilen eşyaların mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olduğu yönünde kira sözleşmesinde açık hüküm bulunduğu, “gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Somut olayda haciz, ödeme emrinin tebliğ edildiği, takip ve bono adresinde yapılmıştır. İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu