Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 02.04.2012 tarihli ve 2011/25870-2012/10550 sayılı ilamıyla takipte taraf olmayan üçüncü kişinin icra takibinin iptalini istemesine yasal imkan olmadığı,şikayetçinin takibin iptaline yönelik isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi, haczin kaldırılması talebinin ise istihkak prosedürüne göre çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının takibin iptaline yönelik isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, istihkak iddiasının ise araçların davacıya ait olduğu gerekçesi ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Dava taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından, davanın istihkak davası olduğu ve yetkili mahkemenin haczi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olduğundan bahis ile yetkisizlik kararı verilmiş ise de, olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Öncelikle istihkak davasından bahsedebilmek için üçüncü kişinin haksız yere haczedilen bir mal ile ilgili hak iddia etmesi ve dava açmış olması gerekmektedir. Oysaki somut olayda davacımız bizzat kayıt maliki olduğu için istihkak iddiasından bahsetmek mümkün değildir. Burada bizzat kayıt maliki davacı mülkiyet hakkına dayanarak taşınmaz üzerine önceki kayıt maliki Yalçın Yem Gübre Hayvancılık ve San. Tic....

    Dava taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından, davanın istihkak davası olduğu ve yetkili mahkemenin haczi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olduğundan bahis ile yetkisizlik kararı verilmiş ise de, olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Öncelikle istihkak davasından bahsedebilmek için üçüncü kişinin haksız yere haczedilen bir mal ile ilgili hak iddia etmesi ve dava açmış olması gerekmektedir. Oysaki somut olayda davacımız bizzat kayıt maliki olduğu için istihkak iddiasından bahsetmek mümkün değildir. Burada bizzat kayıt maliki davacı mülkiyet hakkına dayanarak taşınmaz üzerine önceki kayıt maliki Yalçın Yem Gübre Hayvancılık ve San. Tic....

    Açıklanan nedenlerle ihtiyati haczin kaldırılması veya değiştirilmesi talebine ilişkin verilen kararlara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmasına imkan veren bir yasal düzenleme bulunmadığından davalı T3 vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- ç maddesi gereğince reddine karar verilmiştir....

    Davalı (alacaklı) vekili, haciz yerinde borçlu şirkete ait kaşe ve faturaların ele geçtiğini, haciz sırasında bakanlık onaylı işletme ruhsatının sunulamadığını,üçüncü kişinin alacaklıdan mal kaçırmak için kurulmuş paravan şirket olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; ”dava konusu haciz sırasında borçlu şirket kaşesi ile yine borçlu tarafından kesilmiş dört adet faturanın ele geçtiği, mahcuzlara ilişkin faturaların ise sunulamadığı, haciz mahallinde borçlu şirketin üçüncü kişi şirketin adı altında faaliyetini devam ettirdiği, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü ”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

      Davalı (alacaklı) vekili,davacı ve borçlunun anlaşmalı olarak boşandıklarını,haczin yapıldığı yerde birlikte yaşadıklarını,istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu) ,kendisine ait tüm eşyaların başka dosyadan 2003 yılında haczedildiğini, üçüncü kişi konumundaki eşi ile 2002 yılında boşandıklarını, mahcuzların da O’na ait olduğunu belirtmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: “takip borçlusu ile üçüncü kişinin boşandıkları halde haczin yapıldığı yerde aynı adreste yaşamaya devam ettikleri, sulan fatura ve belgelerin de istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli bulunmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

        Mahkemece toplanan delillere göre: “haczin yapıldığı yerde ödeme emrinin de tebliğ edildiği, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına bulunduğu, ispat yükü altında bulunan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlayamadığı, davaya konu iş makinesinin ticaret sicil kaydının bulunmadığı,sunulan faturanın tarihi üzerinden 10 yıl geçmesi nedeni ile gerçekliğinin araştırılamadığı “gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

          Hukuk Dairesi'nin 2020/3322 Esas 2021/5545 Karar sayılı kararı) Diğer taraftan, ödeme emri haciz adresinde tebliğ edilmemiş ise de, borçlu şirket yetkilisinin üçüncü kişinin babası olduğu, üçüncü kişinin faaliyetine borcun doğumundan sonra başladığı, borçlu ile üçüncü kişinin faaliyet alanları aynı olduğu gibi aynı marka gömlek satışı yaptıkları, bu durumda mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, karinenin aksinin davalı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığı anlaşılmakla yargılama giderlerinin davalı üçüncü kişiye yüklenmesi gerekmiştir....

            Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığı, mülkiyetin davacıya geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle davalı alacaklı tarafa duruşma günü bildirilirken çıkartılan davetiye üzerinde HUMK’nun 508, 509, 510. maddelerine uygun uyarının yazılmış olmasına ve davanın açılması ile istihkak iddiasından haberdar olan alacaklı tarafın haczin kaldırılması yönünde bir girişiminin olmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

              Davalı (alacaklı) vekili, istihkak iddiasının yasal hak düşürücü süreden sonra yapıldığını, haczin yapıldığı adresin borçluya ait olduğunu, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre: “haczin yapıldığı yerde borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, vergi kaydına göre davacının, borcun doğumundan önce bu iş yerinde faaliyete başladığı, mahcuzların sunulan faturalar kapsamında üçüncü kişiye ait olduğunun kanıtlandığı” gerekçesi ile; davanın kabulü ile 31.03.2006 ve 09.12.2005 tarihli hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

                UYAP Entegrasyonu