WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; İİK'nun 89/3-son maddesi uyarınca üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasıdır. İİK'nun 89 maddesi uyarınca "Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi)....

    Bu nedenle şikayetçiye Yayçe Kurumsal Hizmetler A.Ş. yönünden ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, şikayetçi üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesinde yazılı borç miktarı 317.676,93 TL olduğu halde, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde yazılı borç miktarının 346.458,58 TL olduğu görülmekte olup, birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmemekle üçüncü kişi şirket nezdinde takip hukuku bakımından kesinleşmiş sayılan alacak miktarı 317.676,93 TL olmasına rağmen, bunun üzerinde bir rakam olan 346.458,58 TL'nin ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde istenmesi usul ve yasaya aykırıdır....

    Mahkemece, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirketin yetkililerinin aynı kişi olduğu, üçüncü kişi şirket bakımından haczin öğrenildiği tarihin, İİK'nin 103. maddesine göre haciz bildirimi tebliğinin yapıldığı 10.07.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, davanın yasal ve hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. İİK'nin 103.maddesinde "Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa, bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi için icra dairesine davet olunur. Kanunen ilavesi gereken müddetler mahfuzdur. Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde, haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir....

      Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya ESAS NO : 2023/7782 emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2023 Tarihli ve 2023/89 Esas, 2023/73 Karar Sayılı Kararı İhtilafın bayilik sözleşmesinden kaynaklı, davalının sözleşme gereğince ödemekle yükümlü olduğu para borcunun bulunduğu iddiasına dayalı olduğu, böylelikle eldeki davada kesin yetkili kuralının bulunmadığı, seçimlik yetki kuralına dayandığı, dava dilekçesine ekli vekaletnameden davalının yerleşim yerinin Şişli/İstanbul olduğunun anlaşıldığı, seçimlik yetkide davacı alacaklının tercih hakkını doğru kullandığı, para borcunun ifasında alacaklının yerleşim yerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....

          Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, alacak ve diğer haklarının haczi İİK’nun 89. maddesi çerçevesinde mümkün kılınmıştır. Bu hükümle, üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi tebliğ edilmek suretiyle söz konusu mal, alacak ve hakların haczine imkân tanınmış, tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine üçüncü kişinin itiraz yolu açık tutulmuştur. Kendisine birinci haciz ihbarnamesi gönderilen kimsenin, bu haciz ihbarnamesine itiraz etmemesi halinde, mal yedinde ve borç zimmetinde sayılır. Üçüncü kişinin ihbarnameye süresi içinde itiraz etmesi halinde, usulüne uygun bir haczin varlığından bahsedilemez. Elinde borçluya verilmesi gereken bir mal ya da para bulunan üçüncü kişinin, gerçeğe aykırı itirazı halinde dahi hacizden söz edilemez ve alacaklının hakları ancak aynı yasanın 89/... ve 120/.... maddeleri çerçevesinde korunabilir. İİK’nun 89 uncu maddesi, kural olarak, borçlu ile üçüncü kişi arasındaki bir hukuki ilişkiden kaynaklanacak (müstakbel) alacaklar için de uygulanabilir....

            Davalı (alacaklı) vekili, davacı ve borçlu şirketler arasında ortakları itibarı ile organik bağ bulunduğunu, aynı alanda faaliyet gösterdiklerini, hacizde de borçlu şirket yetkilisine ait çok sayıda belgenin ele geçtiğini, üçüncü kişi şirketin borçtan kurtulmak için danışıklı olarak kurulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: davacı ve borçlu şirketlerin kurucularının aynı kişiler olduğu, hacizde borçluya ait belgelerin ele geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir. Davacı üçüncü kişi mahcuzları kiracı sıfatı ile elinde bulundurduğunu belirterek kiracılık hakkına dayalı olarak istihkak iddiasında bulunmaktadır....

              İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK.’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur. Somut olayda, bozma öncesi yapılan yargılamada üçüncü kişi ...'ün borçlu Taylan Yatçılık...Ltd....

                Şti’nin 89/1 haciz ihbarnamesine haksız yere itiraz ettiğini belirterek şirket yetkilisinin İİK'nun 338. maddesi gereği cezalandırılmasını, şirket hakkında ise İİK'nun 89/4. maddesine göre dosya alacağı kadar tazminata hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece, şirket temsilcisinin mahkûmiyetine karar verilmediğinden tazminat talebinin de reddine hükmedilmiştir. İİK'nun 89/4. maddesinin; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....

                  , 21.07.2004 tarih ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Yasa’nın 3/B maddesi ile değiştirilen CMUK’nun 305/1.maddesi uyarınca, kesin olup, temyizi mümkün olmadığından, sanığın temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1.maddesiyle yürürlükte bulunan CMUK’un 317.maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, Tazminat istemine yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonucunda ise; İİK’nun 89/4.maddesine göre “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....

                    UYAP Entegrasyonu