Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Uyuşmazlık, takip kapsamında üçüncü kişiye İİK'nın 89/1, 89/2 ve 89/3 maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine verilen cevapların itiraz mahiyetinde bulunup bulunmadığı, üçüncü kişinin dosyaya borçlu sıfatı ile eklenmesi talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü kararının usul ve yasaya uygun olup hususlarında toplanmaktadır. İİK'nun 89. maddesinde; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa, bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi)....

Mahkemece, tüm dosya kapsamına uyulan bozma ilamına göre; üçüncü kişi ile borçlu şirket yetkilisinin baba oğul olduğu, duvarda borçlunun vergi levhasının asılı olduğu, üçüncü kişinin alacaklılardan mal kaçırmak için borçluyla birlikte hareket ettiği, elektrik, su ve gaz aboneliklerinin 3. kişinin iddiasını doğrulayamadığı, tanık beyanlarının da İİK 97/a maddesindeki karinenin aksini ispata elverişli olmadığı,sadece faturanın tek başına mülkiyeti ispatlayamayacağı, İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne; ancak aynı konuda dava açılmış iken davacının aynı nedenle ikinci dava açmasının yanlış olduğu gerekçesiyle de birleşen 2013/452 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı alacaklı vekili temyiz etmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, şikayet tarihi ile şikayete konu işlem tarihleri göz önüne alındığında, şikayetin süresinde olmadığını, kararın İİK'nın 89. maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, alacaklının talebinin müvekkiline üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeksizin haciz uygulanmasına yönelik olduğunu, icra müdürlüğünün şikayete konu işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliği üzerine alacaklının herhangi bir işlem yapmadığını, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğini talep etmediğini, sonrasında tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine müvekkilinin süresinde itiraz ettiğini, İcra Ceza Mahkemesinin verdiği kararın icra müdürlüğünü bağlamayacağını, müvekkilinin borçtan sorumlu tutulması için İİK'nın 89/3. maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş üçüncü haciz ihbarnamesi veya yine İİK'nın 89/4. uyarınca üçüncü kişinin tazminat sorumluluğunu doğuran bir mahkeme kararının gerekeceğini...

    Şirketindeki hisselerini 16.04.2010 tarihinde devrettiği, devir kararının ticaret sicil gazetesinde 13.05.2010 tarihinde ilan edildiği, ilan tarihi nazara alındığında, borcun doğum tarihi itibarıyla üçüncü kişinin borçlu şirketin ortağı olarak göründüğü, haciz esnasında borçlu şirkete ait ticari kayıtların bulunduğu, borçlu şirket ile üçüncü kişinin faaliyet alanlarının uyumlu olduğu ve üçüncü kişinin borcun bir kısmına kefil olduğu, bu durumda ispat yükünün üçüncü kişiye ait olacağı, bir kısım mallar yönünden fatura ibraz edilmediği, bir kısım mallar hakkında fatura ibraz edilmiş ise de faturaların ait olduğu yıllara ilişkin bir kısım ticari defterlerin ibraz edilmediği, ibraz edilen ticari defterlerin ise kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, bu haliyle üçüncü kişinin karinenin aksini ispatlayamadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılır. Somut olayda, 3. kişiler ..., ... ve ...’ya İİK.'nun 89/1 maddesi uyarınca çıkarılan haciz ihbarnamelerinin, muhatapların tanınmadığından bahisle bilâ tebliğ iade edildiği görülmüştür. Bu durumda, alacaklının, üçüncü kişilerin adrese dayalı kayıt sistemindeki adreslerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmasını istemesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile talebin reddine ilişkin memurluk kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İİK'nun 89. maddesi uyarınca; borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağını haczeden icra dairesince, üçüncü kişiye bir haciz ihbarnamesi gönderilir. Borçlunun üçüncü kişideki parası, birinci haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliğ edildiği tarihte haczedilmiş sayılır. Borçlu, birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etmez ise, borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılır. Üçüncü kişiye ikinci haciz ihbarnamesi gönderilerek, 7 gün içinde itiraz edebileceği, aksi halde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi istenir....

          İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’nın beraatine, hakkında İİK’nun 89/4.maddesi gereğince talep edilen tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna yönelik kurulan hükmün temyiz incelemesi sonucunda; Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, Tazminat istemine yönelik hükmün temyiz incelemesi sonucunda; İİK’nun 89/4.maddesine göre “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde...

            üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....

              Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 338/1. maddesinde yazılı yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükme yönelik incelemede; Mahkeme tarafından 15/08/2013 tarihli duruşma gün ve saatinin şikayetçiye veya vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve şikayetçi şirket yetkilisinin mahkemeye hitaben yazdığı 01/07/2013 tarihli dilekçe ile duruşma gün ve saatinden haberdar olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesi, 2-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/4. maddesine ilişkin kurulan hükme yönelik incelemede; İİK'nın 89/4. maddesindeki "üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın İİK'nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....

                , borçlu aleyhine açılan davanın hukuki sebebinin ise, sebepsiz zenginleşme olduğu, takip dosyasına maaş kesintisinin 2014 tarihinde başladığı, davacının haksız fiil hükümlerine dayalı olarak açmış olduğu iş bu davayı, iki yıllık süre içinde açtığı, genel hükümlere dayalı iş bu davanın süresi içinde olduğu, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, davacının, kardeşi ile arasında borç ilişkisi olması için bir neden olmadığını, takip alacaklısının bu durumu bildiği halde, kötüniyetle hareket ettiğini iddia ettiği, davacının iddiasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, borcu olmadığını ispatladığı, davalılar aksine bir delil sunamadığından davanın kabulü ile davacının takip dosyasına dava tarihine kadar ödemiş olduğu 1908,36.TL’ nin 20/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm dahili davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nunda "dahili davalı" adı altında bir müessese öngörülmemiştir...

                  UYAP Entegrasyonu