Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

arasında 2008 tarihinde bayilik sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki niteliğindeki protokol gereğince sözleşme konusu istasyonda davacı lehine 15 yıl süreli intifa hakkı ve .. TL bedelli üst sınır ipoteği tesis edildiğini, istasyonun davacının marka ve logosu altında işletilmesi ve istasyon üzerinde davacı lehine intifa hakkı tesisi karşılığında davalıya ... ödendiğini, ipoteğin davalı tarafından vekalete dayalı olarak yapıldığını, ödemenin intifa hakkı ve ipotek nedeniyle yapıldığını, daha sonra bedellerin ödenmediğini, ipoteğin paraya çevrilmesi için takip yapmak istenirken taşınmaz malikine vesayeten dava dışı .. tarafından .....

    Somut olayda, davalı aleyhine sözleşmenin (üst hakkı bedelinin) uyarlanması davası açtığını, taraflar arasında 24.03.2008 tarihli Üst Hakkı Sözleşmesi ve ek protokoller düzenlendiğini, bu sözleşmelere istinaden davalının maliki olduğu taşınmaza 30 yıl süreli üst hakkı davacıya geçtiğini, üst hakkı bedelinin sözleşmede belirlendiği davacı tarafça ekonomik sebeplerle üst hakkı bedelinin emsal kira bedelleri ile uyumlu olacak şekilde yeniden belirlenmesi talep edilmiştir. Davalının maliki olduğu taşınmaz 30 yıl süreli üst hakkının taraflar arasında yapılan sözleşme ile davacıda olduğu, üst hakkı bedelinin üst hakkı sözleşmesi ve ek protokollerle belirlendiği, sözleşmenin yapım aşamasının tamamlandığı kira aşamasının başladığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. (Aynı yönde Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2012/18940 E. 2013/3955 K. sayılı ilamı,) Açıklanan bu sebeplerle uyuşmazlığa bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan Osmaniye 1....

    Turizm Otelcilik A.Ş'ne 13.08.1999 tarihinde yapılan sözleşme ile kiralandığını, daha sonra kira sözleşmesinin 24. maddesi uyarınca, kira ilişkisinin üst hakkına dönüştürüldüğünü ve dava dışı üst hakkı sahibi şirketin, üst hakkı sözleşmesinin 14. maddesi doğrultusunda davalının da izniyle üst hakkını 25.07.2005 tarihli üst hakkı devir sözleşmesi ile davacı şirkete devrettiğini, devreden şirket ve devralan davacı şirketin, sözleşmenin ilk imzalandığı tarihten 2007 senesine kadar üst hakkı bedelini sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen şekilde ödediğini, ancak; davalının 2011 yılı için davacı şirketten 539.855,77 TL üst hakkı bedeli istediğini, bunun sözleşmeye aykırı olmasına rağmen temerrüde düşmemek için davacı şirketçe ödendiğini, 107.966,87 TL ek üst hakkı bedelinin sözleşmeye aykırı olarak talep edildiğinden ödeme tarihi olan 15.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

      Serbest Bölge Müdürlüğü’nce verilen cevapta; üst yapı üzerine, mülkiyetin Hazineye ait olması nedeni ile haciz konulamayacağı belirtildiğinden, bu defa üst yapı hakkı ile birlikte üst yapı kullanım hakkının devir hakkı bedeline de haciz uygulandığı görülmektedir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere göre, her ne kadar faaliyetin sonunda, üst yapı hakkına ilişkin ruhsat Hazine’ye intikal edeceğinden haczi mümkün değil ise de, söz konusu hakkın, ekonomik değer karşılığı devrinin, yönetmelik kapsamında mümkün olması nedeniyle devir hakkının haczinin de mümkün olacağı anlaşılmaktadır....

        Bu durumda, üst hakkı sözleşmesinin kiralama işleminin unsurlarını taşıyor olması nedeniyle kiralama mahiyetinde kabul edilmesi gerekmekte olup üst hakkı tesisi işleminin ve karşılığında tahsil edilen üst hakkı bedelinin vergileme açısından da kiralama hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, davacı tarafından belirli vadelerde ödenen üst hakkı kullanım bedeline ait borcun her bir taksitinin ödenmesi gereken tarihte tahakkuk ettiği açık olduğundan, dava konusu tahakkuk işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

          Davalı, (karşı davacı) 2029 yılına kadar bağımsız ve sürekli üst hakkı sahibi olduğunu, yan arazide yapılan inşaat nedeniyle bazı yerlerde kayma meydana geldiğini, mücbir sebep nedeniyle taahhüt edilen tesisin yapılmadığını, yıllık üst hakkı bedellerinin ödenemediğini, kira bedellerinin ödenmesi için 6111 sayılı yasadan yararlanarak taksitler halinde ödeme yapmaya başlandığını, sözleşme gereğince inşaatın her zaman yapılmasının mümkün olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirdiklerini,akde aykırı bir işlemlerinin olmadığını ve mücbir sebep nedeniyle zor durumda kaldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Karşı davasında ise üst 2013/11601-17366 hakkı sözleşmesinin feshine karar verilmesi durumunda kalan 19 yıllık üst hakkı kullanım bedeli ve inşa edilen otel bedelinin davacıdan (karşı davalıdan) tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            Sulh Hukuk Mahkemesi ise, öncelikle davalı ... şirketi adına tapuda tesis edilen üst hakkının tescili işleminin geçerli olup olmadığına karar verilmesi, buna göre sözleşme ile davacıya bırakılan bölümler üzerinde muarazanın giderilmesi talebi olduğu, ayrıca istenen ecrimisil bedeli de dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına gireceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanunu 726-826 maddelerinde düzenlenen üst hakkı, başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağla- yan ve bu inşaat üzerinde hak sahibine mülkiyet hakkı kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkının sahibine, başkasına ait taşınmaz üzerinde veya altındaki binalar nedeniyle yararlanma hakkı sağladığı kuşkusuzdur. Dolayısı ile üst hakkı sahibi, hak kapsamındaki bir yer üzerinde Türk Medeni Kanununun 683.maddesinin mülkiyet hakkı sahibine tanıdığı yetkileri kullanabilir....

              Yanlar arasındaki çekişme 3.6.1992 tarihli ilk protokolün bir üst hakkı tesisi sözleşmesi olup olmadığı ve ikinci sözleşme ile bu sözleşmenin hükmünü yitirip yitirmediği noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere üst hakkı başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağlayan ve bu inşaat üzerinde irtifak hakkı sahibine mülkiyet hakkı kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkına ilişkin yasal düzenlemeler Türk Medeni Kanununun 726 ve 826-836.maddeleri arasında yapılmıştır. Olağan yolla üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşma yapmaları, ilgili Tapu Siciline giderek iradeleri doğrultusunda resmi senet düzenletip üst hakkı kuruluş senedini tanzim etmeleri, bundan sonrada resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescil talebinde bulunmaları suretiyle kurulur....

                kurabileceği, aksi kararlaştırılmış olmadıkça bu hakkın, devredilebileceği ve mirasçılara geçeceği, üst hakkı, bağımsız ve sürekli nitelikte ise üst hakkı sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebileceği, en az otuz yıl için kurulan üst hakkının, sürekli nitelikte olduğu hükme bağlanmıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenmiş 14.07.2005 başlangıç tarihli ve yirmi yıl süreli irtifak ( üst ) hakkı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira sözleşmesi olmayıp, Türk Medeni Kanunu'nun 779 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve sınırlı ayni hak olan irtifak hakkı ilişkisi bulunmaktadır. Mahkemenin nitelendirmesi de bu yöndedir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki adı geçen Dairece de, Dairemiz görevli gösterilerek görevsizlik kararı verildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu