Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları, sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur. Somut olayda da; yukarıda açıklanan niteliklerde bir üst hakkı mevcuttur. Diğer irtifak haklarında olduğu gibi üst hakkı da sürenin sona ermesi ile veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olması ile terkin edilebileceği gibi Türk Medeni Kanununun 831. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık nedeniyle de terkini mümkündür....
Mahkemece, taraflar arasında kira ilişkisi niteliğinde irtifak hakkı bulunduğundan bahisle Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek tensip ile birlikte görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Borçlar Kanun'unun 299. ve devamı maddelerinde düzenlenen kira akdi ile Türk Medeni Kanun'unun İkinci Kısmın birinci bölümünde yer alan, irtifak hakkı, kurulması, sonlandırılması, sonuçları itibariyle birbirinden tamamen farklı olan haklardandır. Türk Medeni Kanununda üst hakkına ilişkin 826. Maddesinde “Bir taşınmaz maliki, üçüncü kişi lehine arazisinin altında veya üstünde yapı yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek yetkisi veren bir irtifak hakkı kurabilir.” düzenlemesi getirilmiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlık irtifak hakkının bir çeşidi olan üst hakkından kaynaklanmaktadır....
Serbest Bölge Müdürlüğü’nce verilen cevapta; üst yapı üzerine, mülkiyetin Hazineye ait olması nedeni ile haciz konulamayacağı belirtildiğinden, bu defa üst yapı hakkı ile birlikte üst yapı kullanım hakkının devir hakkı bedeline de haciz uygulandığı görülmektedir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere göre, her ne kadar faaliyetin sonunda, üst yapı hakkına ilişkin ruhsat Hazine’ye intikal edeceğinden haczi mümkün değil ise de, söz konusu hakkın, ekonomik değer karşılığı devrinin, yönetmelik kapsamında mümkün olması nedeniyle devir hakkının haczinin de mümkün olacağı anlaşılmaktadır....
Serbest Bölge Müdürlüğü’nce verilen cevapta; üst yapı üzerine, mülkiyetin Hazineye ait olması nedeni ile haciz konulamayacağı belirtildiğinden, bu defa üst yapı hakkı ile birlikte üst yapı kullanım hakkının devir hakkı bedeline de haciz uygulandığı görülmektedir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere göre, her ne kadar faaliyetin sonunda, üst yapı hakkına ilişkin ruhsat Hazine’ye intikal edeceğinden haczi mümkün değil ise de, söz konusu hakkın, ekonomik değer karşılığı devrinin, yönetmelik kapsamında mümkün olması nedeniyle devir hakkının haczinin de mümkün olacağı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, şikayet konusu serbest bölge üst yapı hakkının kurulmasına ilişkin olarak, borçlu ile ......
Davalı, 12. yıl üst hakkı bedelini ödediklerini, bu bedel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 11. yıl üst hakkı bedeli olan 79.835 TL nin tamamını da ödediklerini, ancak davacının bu bedelin bir kısmını ana para, bir kısmını da faiz olarak saydığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, davanın açıldığı tarihte davacı idarenin 2007 yılı irtifak hakkı bedeli ile irtifak hakkı bedel farkı faizi ve 2008 yılı irtifak hakkı bedeli ile irtifak hakkı bedel farkı faizi olmak üzere toplam var olan 50.419 TL alacağın daha sonraki tarihlerde ve dava aşamasında 2011/12749-18309 ödenmiş olması nedeniyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ödenmeyen irtifak hakkı bedellerinin tahsili isteğine ilişkindir....
hakkı kurma sözleşmesinin resmi şekilde aktedildiğini, üst hakkı sözleşmesi ile ortada bir kira sözleşmesi kalmadığını, bedelin irtifak hakkı bedeline dönüştüğünü, taraflar arasında bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesinin mevcut ve geçerli olduğunu, davalının USD cinsinden üst hakkı bedeli ödemesinin gerektiğini, davalı tarafından taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğundan bahisle kira bedelinin uyarlanması talebiyle dava açıldığını, dava sonuçlanıncaya kadar kira bedelinin tedbiren aylık 200.000 TL olarak belirlenmesine karar verildiğini, davalıdan tedbir kararı ile belirlenen bedelin ödemesinin alınabildiğini, İstanbul BAM tarafından tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini, talep edilemeyen 01/08/2021-31/07/2022 arası döneme ilişkin olarak daimi ve müstakil üst hakkı sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken 3.018.741,67 USD alacak ile 15.052,36 USD işlemiş faizin tahsili amacıyla Bakırköy ......
hakkı kurma sözleşmesi akdedildiğini ve bu kapsamda müvekkiline ait taşınmazın 43.531,18- m2' lik kısmı üzerinde davalı lehine 01.05.2005 başlangıç tarihli ve 01.05.2035 bitiş tarihli olmak üzere toplam 30 yıl süreli üst hakkı kurulduğunu ve üst hakkı tesisine ilişkin sözleşmenin 3.maddesinde taraflar arasında akdedilen dört ve beş yıldızlı otel sözleşmeleri ile bunların eki olan tüm zeyilnamelere atıfta bulunularak, üst hakkı kurma sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası oldukları zikredildiğini ve “..İşbu sözleşme hükümleri ile Sözleşmeler hükümleri arasında aykırılık bulunması durumunda işbu sözleşme hükümleri geçerli (öncelikli) kabul edilecektir.” denilerek üst hakkı sözleşmesinin önceki sözleşmelerin yerini aldığının açıkça ifade edildiğini, davalının üst hakkı kurma sözleşmesinde belirtilen irtifak hakkı bedelini ödeme yükümlülüğü olduğunu ve bu tutarın açıkça USD (Dolar) olarak belirlendiğini ve irtifak hakkı tutarının-üst hakkı iradının taraflar arasında daha önce akdedilen 4 ve 5...
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/05/2013 NUMARASI : 2011/619-2013/175 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.09.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmazın tahliyesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu 139 ada 94 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı lehine 04.01.2001 tarihinde 29 yıllığına üst hakkı kurularak tapuya tescil edildiğini ancak davalının sözleşme gereğince ödenmesi gereken 7, 8, 9 ve 10 yıl üst hakkı bedellerini ödemediğini, davalı şirkete ödenmeyen üst hakkı bedellerinin ödenmesi, sözleşmenin 7. maddesinin açıkça ihlali nedeniyle son yıl üst hakkı bedeli tutarında tazminat bedeli ödemesi, üst hakkının rızaen terkin edilmesi ve...
"Zemin Üst Hakkı Bedeli" başlıklı A bendi "ilk yıla ait üst hakkı bedeli, pazarlık ihalesi soncu kararlaştırılacak 60.050 TL'dir....
Dosya arasında yer alan Sayıştay’ın 2010/1248 karar sayılı ilamında; 13.08.1999 tarihli kira sözleşmesi uyarınca müteahhit firmanın yapacağı tesisler için Hazine Müsteşarlığı’ndan 29.08.2000 tarihinde yatırım teşvik belgesi alındığı, 502 yataklı yatırım teşvik belgesinde ilgili tesisin toplam proje bedelinin 15.575.620,00TL olduğu, daha sonra ilgili belgenin revize edilerek 574 yatak kapasitesi üzerinden yatırım teşvik belgesi alındığı, 502 yataklı tesisin proje bedeli 15.575.620,00TL ise sözleşmenin plan ve projede tadilat başlıklı 9. maddesine göre 574 yataklı tesisin proje bedelinin 17.809.573,00YTL olması gerektiği, 7. madde uyarınca üst hakkı bedeli proje bedelinin binde beşinden az olamayacağı için 2000 tarihinde 574 yatak kapasiteli tesis için 89.047,87TL üst hakkı bedeli alınması gerektiği, bu doğrultuda sonraki yıllarda üst hakkı bedelinin açıklanan Üfe oranında arttırılması gerektiği belirtilerek ekteki hesap tablosunda 2007 yılına kadar ödenmeyen toplam 671.319,67TL’lik üst hakkı...