Davalı, (karşı davacı) 2029 yılına kadar bağımsız ve sürekli üst hakkı sahibi olduğunu, yan arazide yapılan inşaat nedeniyle bazı yerlerde kayma meydana geldiğini, mücbir sebep nedeniyle taahhüt edilen tesisin yapılmadığını, yıllık üst hakkı bedellerinin ödenemediğini, kira bedellerinin ödenmesi için 6111 sayılı yasadan yararlanarak taksitler halinde ödeme yapmaya başlandığını, sözleşme gereğince inşaatın her zaman yapılmasının mümkün olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirdiklerini,akde aykırı bir işlemlerinin olmadığını ve mücbir sebep nedeniyle zor durumda kaldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Karşı davasında ise üst 2013/11601-17366 hakkı sözleşmesinin feshine karar verilmesi durumunda kalan 19 yıllık üst hakkı kullanım bedeli ve inşa edilen otel bedelinin davacıdan (karşı davalıdan) tahsiline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenmiş 14.07.2005 başlangıç tarihli ve yirmi yıl süreli irtifak ( üst ) hakkı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira sözleşmesi olmayıp, Türk Medeni Kanunu'nun 779 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve sınırlı ayni hak olan irtifak hakkı ilişkisi bulunmaktadır. Mahkemenin nitelendirmesi de bu yöndedir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki adı geçen Dairece de, Dairemiz görevli gösterilerek görevsizlik kararı verildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenmiş 14.07.2005 başlangıç tarihli ve yirmi yıl süreli irtifak ( üst ) hakkı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira sözleşmesi olmayıp, Türk Medeni Kanunu'nun 779 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve sınırlı ayni hak olan irtifak hakkı ilişkisi bulunmaktadır. Mahkemenin nitelendirmesi de bu yöndedir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki adı geçen Dairece de, Dairemiz görevli gösterilerek görevsizlik kararı verildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yanlar arasındaki çekişme 3.6.1992 tarihli ilk protokolün bir üst hakkı tesisi sözleşmesi olup olmadığı ve ikinci sözleşme ile bu sözleşmenin hükmünü yitirip yitirmediği noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere üst hakkı başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağlayan ve bu inşaat üzerinde irtifak hakkı sahibine mülkiyet hakkı kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkına ilişkin yasal düzenlemeler Türk Medeni Kanununun 726 ve 826-836.maddeleri arasında yapılmıştır. Olağan yolla üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşma yapmaları, ilgili Tapu Siciline giderek iradeleri doğrultusunda resmi senet düzenletip üst hakkı kuruluş senedini tanzim etmeleri, bundan sonrada resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescil talebinde bulunmaları suretiyle kurulur....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, öncelikle davalı ... şirketi adına tapuda tesis edilen üst hakkının tescili işleminin geçerli olup olmadığına karar verilmesi, buna göre sözleşme ile davacıya bırakılan bölümler üzerinde muarazanın giderilmesi talebi olduğu, ayrıca istenen ecrimisil bedeli de dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına gireceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanunu 726-826 maddelerinde düzenlenen üst hakkı, başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağla- yan ve bu inşaat üzerinde hak sahibine mülkiyet hakkı kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkının sahibine, başkasına ait taşınmaz üzerinde veya altındaki binalar nedeniyle yararlanma hakkı sağladığı kuşkusuzdur. Dolayısı ile üst hakkı sahibi, hak kapsamındaki bir yer üzerinde Türk Medeni Kanununun 683.maddesinin mülkiyet hakkı sahibine tanıdığı yetkileri kullanabilir....
kurabileceği, aksi kararlaştırılmış olmadıkça bu hakkın, devredilebileceği ve mirasçılara geçeceği, üst hakkı, bağımsız ve sürekli nitelikte ise üst hakkı sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebileceği, en az otuz yıl için kurulan üst hakkının, sürekli nitelikte olduğu hükme bağlanmıştır....
Davacı vekili, dava konusu 139 ada 94 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı lehine 04.01.2001 tarihinde 29 yıllığına üst hakkı kurularak tapuya tescil edildiğini, ancak davalının, ödemesi gereken 7, 8, 9 ve 10. yıl üst hakkı bedellerini ödemediğini, davalı şirkete ödenmeyen üst hakkı bedelini ödemesi, sözleşmenin 7. maddesinin açıkça ihlali nedeniyle son yıl üst hakkı bedeli tutarında tazminat bedeli ödemesi, üst hakkının rızaen terkin edilmesi ve taşınmazın üzerindeki yapı ve tesislerle sağlam ve işler durumda teslim edilmesi için ihtaratın tebliğ edildiğini, ancak üst hakkının tapudan terkin edilmesine ve ödenmeyen irtifak hakkı bedellerinin 6111 sayılı Kanun çerçevesinde yapılandırılmasına rağmen taşınmazın tahliye edilmediğini ve son yıl üst hakkı bedeli kadar tazminatın ödenmediğini belirterek son yıl üst hakkı bedeli tutarındaki 41.438,00 TL tazminatın faiziyle ödenmesi, taşınmazın üzerindeki yapılarla birlikte sağlam ve işler durumda teslim edilmesi ile sözleşme gereğince tahliye...
Mahallesi, B... mevkii 157 ada 7 parsel sayılı taşınmazda davacı O.Vedat'ın 3/10, dava dışı K.Selçuk'un 5/10, A.Muhlis'in 2/10 oranında olmak üzere 01.12.1994 yılında 34 yıl süreyle üst hakkı kurulduğu, 1996 yılında yapılan imar uygulaması sonucu 593 ada 1 ve 2 parsellere ayrıldığı, üst hakkının ise K... Belediyesinin 1472/1587 pay sahibi olduğu 593 ada 2 nolu parsel üzerine kaydırıldığı anlaşılmıştır. Üst hakkı paydaşlarından K.Selçuk'un 5/10 ve A.Muhlis'in 2/10 paylarına karşılık 30/80 payın Talat'a, 26/80 payın da M.Ayşe'ye 08.05.2003 tarihinde satıldığı görülmüştür. Davacı, bu satış nedeniyle onalım hakkına dayanarak 16.05.2003 tarihinde dava açmış bulunmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere taşınmaz mal hükmünde bulunan üst hakkına konu payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer hak sahibinin bu satış nedeniyle onalım hakkını kullanabileceğinin kabulü gerekir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun yukarıda metnine yer verilen hükümlerinden emlak vergisini taşınmazın sahibinin ödeyeceği, intifa hakkı tesis edilmesi halinde emlak vergisini malik yerine intifa hakkı sahibinin ödeyeceği,ancak taşınmaz malikinin ve intifa hakkı sahibinin bulunmaması halinde taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği sonucuna varılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü; üst hakkı sahibinin inşa ettiği binalar yönünden Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında mükellef olarak nitelenip nitelenemeyeceğine bağlı bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun üst hakkına ilişkin hükümleri değerlendirildiğinde, bir üst irtifakına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin, irtifak hakkı sahibine ait olduğu kuralına yer verilerek, üst hakkı sahibine inşa ettiği binalar yönünden malik olma yetkisi verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/685 Esas sayılı davayı açtığını, davalının bu davada üst hakkının terkin edildiği 26.04.1994 tarihi ile üst hakkının yeniden tescilinin sağlandığı 13.08.2014 tarihleri arasında şirket lehine herhangi bir irtifak hakkı mevcut olmadığından borcunun olmadığının tespitini talep ettiğini, ilgili mevzuat gereği tahsis bedellerinin irtifak hakkının tesis edilmesinden bağımsız olarak tahsil edilmesi gerektiğini, kesin tahsisin yürürlük tarihinin belli olduğunu belirterek, 15.10.2009 tarihi itibariyle kesin tahsisin tekrar ihya edilmesi sonucunda 15.10.2009-04.07.2010 arası dönemden 04.07.2016 vadeli 2016-2017 dönemi kullanım bedeli toplam 2.921.554,76 TL irtifak hakkı bedeli ile 1.996.810,06 TL gecikme faizi alacağın asıl alacak irtifak hakkı bedellerine dava tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı Kanun'un 51 inci maddesinde geçerli olan oranda gecikme faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II....