Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinin 1-c bendi: "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....

    - K A R A R - Davacı vekili; davacı şirketin davalı taraftan sipariş etmiş olduğu ürünün kendisine gönderildiğini, fatura bedelinin çek ile ödendiğini, ürün işleme tabi tutulduktan sonra ürünün faturada belirtilen evsafa uygun olmadığının tespit edildiğini, anılan ürünün niteliğinin muayene suretiyle tespitinin imkansız olduğunu, davalıya bu hususun defalarca şifai olarak bildirildiğini,bir sonuç alınmaması üzerine ihtarname keşide edilerek malın bedeli olarak verilen çekin iade edilmesi faturaya uygun olmayan malın iade alınmasının ihtar edildiğini, davalı yanın ihtarı kabul etmediğini bildirdiğini, tespit talebi ile mahkemeye başvurduklarını belirterek,müvekkilinin borcu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı çek bedeli 16.767,80 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      defter incelemesi yapmalarından da belli olduğunu, söz konusu davayı aydınlatmak için ürünün ayıplı olup olmadığının tespitinin esas olarak yapılması gereken olduğunu, bilirkişilerin defter incelemesinde ne gibi bir sonuca varabilmiş olduklarının anlaşılamayan bir nokta olduğunu, hali hazırda karşılıklı borçlar ödenerek satın alınmış bir ürünün mevcut olduğunu, bilirkişilerin raporda yaptığı incelemelerin bir çoğunun mantıklı bir tarafı bulunmadığını; Eksik inceleme içeren haksız, kötü niyetli ve hatta belki taraflı olarak kaleme alınan işbu raporların hükme esas teşkil etmesinin güçlü bir bozma nedeni olacağını, bilirkişi raporlarının yetkilerini aşarak hukuki bir değerlendirmede bulunduğunu, Mahkemenin işbu hususu bertaraf ediyor olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ayıp kavramı hukuki bir terim olup, bunun kararını verebilecek nihai merciin mahkeme olduğunu, bilirkişi raporunda yer verilen teknik bilgilerin ancak mahkemece nazara alınması gerektiğini, dosyaya sunulan tüm raporlarda...

        Davalı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisine dayalı 09.02.2005 tarihli akaryakıt alım -satım sözleşmesi bulunduğunu, davacı şirketten satın alınan ürünün ayıplı olduğunu sebebine dayalı İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/495 sayılı dosyasından tazminat istemli dava ikame edildiğini, iş bu dava yönünden bekletici mesele yapılarak takas ve mahsup taleplerinin olduğunu, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını belirterek davanın reddine ve davacının % 40 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında akdedilen alım satım sözleşmesine uygun olarak davacı yanca davalı firmaya akaryakıt ürünü satıldığı, davacının davalıdan 3.580....

          , mevcut durumda davalının distribütör konumunda olup ürünün üreticisi veva satıcısı konumunda olmadığı, gizli ayıp iddiasının ortaya konulması halinde dahi davalıya vüklenilebilecek bir kusurun mevcut olmayıp. 6098 s....

            Oysaki Yönetmelikte belirtilen ... süresi içinde 1 yıl içersinde aynı arızanın 4 defa meydana geldiği sabit olup, bu durumda davacı yasada düzenlenen seçimlik haklarından istediğini kullanabilir. Bu talebi reddedilemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Sözü edilen yasal düzenlemelere göre tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından birisi de ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada sözleşmeden dönerek ayıplı ürünün fatura satış bedelinin tahsilini istemekte olup, dava konusu aracın satış bedelinin davacının talebi doğrultusunda iadesine karar verilmesi gerekir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahmekenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 04/06/2010 tarihli ve 11800 sayılı fatura muhteviyatı ile almış olduğu ürünün arızalandığını, arızanın giderilmesi için davalıya yaptığı müracatta arızanın giderilmiş olduğunun söylenerek tarafına iade edildiğini, ancak ürünün arızasının hala devam ettiğini ve kullanamadığını, ürünü ticari amaçla kullandığından ayıplı ürün yüzünden zarara uğramaya devam ettiğini ileri sürerek fatura bedelinin tarafına iade edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu koltuk takımının bir tane üçlüsü ve iki tane teklisinin kumaşlarının kullanıcının günlük kullanımı sonucu oluşmayacak kusurlarının mevcut olduğunu, bu kusurların evsel kullanımda oluşmasının mümkün olmadığı, yeni alınmış bir ürün için oluşan bu durum kullanıcı memnuniyeti açısından rahatsız edici olduğunu, yeniden servise giderek koltuk takımının tümüyle kumaşının değişmesinin ikinci bir kullanıcı memnuniyetsizliği sebebi olacağını böylece ürünün ayıplı olduğu belirtmiştir. Ne var ki; söz konusu bilirkişi raporunda dava konusu ürünlerin açık ya da gizli ayıplı olduğu hususunda bir tespite yer verilmemiş olup, rapor bu yönü ile hükme esas almaya elverişli değildir....

                  Noterliğinin 27/07/2018 tarih ve 17146 yevmiye nolu ihtarname yolladığını, ayıp nedeniyle ürünün ayıpsız olan yenisiyle değiştirilmesini talep ettiğini ancak davalı tarafça herhangi bir geri dönüş yapılmadığını, bu arada telefon görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını beyan ederek ayıplı olan televizyonun ayıpsız olan yenisiyle değiştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ürünün teslim anında herhangi bir ayıbı bulunmadığını, dava konusu ürünün ayıplı olduğunun kabul edilebilmesi için teslim tarihinde cihazın ayıplı olduğunun ispat edilebilmesi gerektiğini, kaldı ki ürünün 2015 yılında satın alınmış olduğunu ve davacı tarafından 3 yıl gibi uzun bir süre boyunca 2018 yılına kadar sorunsuz bir şekilde kullanılmaya devam ettiğini beyan ederek müvekkili açısından davanın reddini talep etmiş ayrıca üretici ve ithalatçının müteselsilen sorumlu bulunması nedeniyle dava T5 A.Ş'nin davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Bakırköy 2....

                  İlk derece mahkemesince; bilirkişi kök ve ek rapor gereğince; ürünün gizli ayıplı olduğu, ürünün takım halinde olup ayıp ihbarının süresinde yapıldığı gerekçesiyle "...Davanın KABULÜNE, taraflar arasındaki 29/01/2016 tarihli sözleşmenin iptali ile 1 adet Kelebek Yatak Odası, 1 adet Yatak ve 1 adet Baza'nın davalı tarafa iadesine, 4.100,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,..." karar verilmiş, karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ürün bedeli 4.100,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte talep ettiğini mahkemenin faiz talebi konusunda bir karar vermediğini, bu şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ürün bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi hükmü eklenmek sureti ile düzeltilerek onanmasını talep etmiştir. İstinaf talebine karşı davalının beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu