Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda olanların gelir ve aylıkları yazılı istek tarihini takibeden aybaşından itibaren başlar." hükmünü içermekte ve bu madde hükmüne göre davacıya tahsis talep tarihini takip eden ay başından itibaren ölüm aylığı tahsisi gerekmekte ise de, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 97. maddesinin 1. fıkrasının “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, kazası, meslek hastalığı, vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar.” düzenlemesi karşısında, tahsis talep tarihinden geriye yönelik beş yıllık dönem içindeki ölüm aylıklarının istenebileceği belirgin bulunmakla ve anılan Yasanın yürürlük tarihi de gözetildiğinde, davacının ölüm aylığı başlangıç tarihinin 01.10.2008 tarihi olduğunun gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ./.. -2- Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı...

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2021 NUMARASI : 2019/131 ESAS- 2021/265 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gelmiş olmakla dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kurum sigortalısı Erkan Arslan'ın 22/04/2015 de geçirdiği kazası sonucu vefat ettiğini, işverenin %100 kusurlu olduğunun işe giriş bildirgesinin süresinde verilmediğini, kaza bildiriminin süresinde yapılmadığının müfettişliğince tespit edildiğini, hak sahiplerine peşin değerli gelir bağlandığını, yine hak sahiplerine ölüm aylığı bağlandığını toplam kurum zararının 142.795,29 TL olduğunu belirterek kurum alacağı belli olduğunda artırılmak üzere şimdilik 71.397,65 TL kurum zararının davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep...

    sigorta kolu olan kazası kolundan da ölüm geliri bağlandığını, kazası kolundan bağlanan ölüm geliri yüksek olduğundan 506 sayılı Yasanın 92.maddesi gereği kazası ölüm gelirinin tam gelir üzerinden ölüm aylığının ise yarıya düşürülerek bağlandığını, Kurum tarafından sigortalının eşi Algül'e 221.359,66 TL ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, oğlu Fırat'a 18 yaşını doldurup gelirden çıkması sebebi ile 10.262,28 TL fiili ödeme yapıldığını, 208 TL cenaze ödemesi ve 5.657,87 TL tedavi masrafı yapıldığını, davalı işveren aleyhinde Ankara 2.İş Mahkemesinde 2009/921 esas sayılı dosyada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak rücuen alacak davası açıldığını ve bu davada Mahkemece 18.199,64 TL alacağın hüküm altına alındığını, ilgili kararın Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiğini belirterek kusur ve miktar yönünden fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 29.297,92- TL alacağın gelirlerin onay tarihinden, masraflar için sarf ve ödeme tarihinden itibaren...

    Somut olayda; 01.07.1975 doğumlu olup, kazası sonucu ölümün gerçekleştiği 04.04.1998 tarihinde 22 yaşında ve bekar olan sigortalının, sigortalı çalışma gün sayısı toplamının 31 günle sınırlı olduğu, kaldı ki, kazasının olduğu tarihte aynı işyerinde davacı babanın da çalıştığı, bu tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Medeni Kanununun 152.maddesi uyarınca, koca birliğin reisi olup, eş ve çocukların geçimini sağlama ödevi kocanın olmakla, davalılar açısından yukarıda açıklanan biçimde, ana-babanın geçiminin sigortalı tarafından sağlanmasına ilişkin yasal koşulların gerçekleşmediği, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır....

      e, 05.01.2013 tarihinde kazası nedeniyle ölen oğlu ... üzerinden kazası sigortası kolundan ölüm geliri ve ölüm sigortası kolundan ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Kanunun 34'üncü maddesinin (d) bendinde, anne ve babaya ölüm aylığı bağlanması "Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25'i oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam % 25'i, oranında aylık bağlanır." şeklinde hüküm altına alınmıştır....

        Yapılacak ; öncelikle davacıya 10.05.2010 tarihli kazası iddiasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar etmesi için önel vermek, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde bu kez Sosyal Güvenlik Kurumunun ve hak alanını etkileyeceğinden işverenin hasım gösterildiği “ kazasının ve maluliyet oranının tespiti” davası açması için davacıya yeni bir önel vererek açılacak olan bu tespit davasının neticesini beklemek, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise bu kez davacının anılan kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranının tespiti için Kuruma müracaat etmesini sağlayarak bu müracaat neticesinde Kurumun tespit ettiği maluliyet oranı ile dosyada mevcut....İhtisas Dairesinden alınan rapor arasında çelişki doğar ise bu çelişkiyi ... Genel Kurulundan son bir rapor alarak gidermek ve tüm delileri bir arada değerlendirip neticesine göre karar vermekten ibarettir....

          HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; İncelemesi yapılan bu dosya üzerinden davacı Asena Çaplık kendi adına asaleten ve Utku Oğuz Çaplık adına vesayeten murisi Ozan Çaplık'ın 17/12/2012 tarihli ölümünün kazası sonucu olduğunun tespiti, meydana gelen olayın kazası olduğunun tespiti talepli T7 T3 T4, T5 Madencilik, T9 aleyhine dava açmış olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalılar TTK ve T4 yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabul edilerek meydana gelen kazanın kazası olduğunun tespitine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu dosya ile aynı anda istinaf incelemesi yapılan Zonguldak 1....

          Sosyal Güvenlik Kurumunca olayın kazası olarak kabul edilmemesi halinde olayın ilgilisi olan sigortalı veya hak sahipleri "olayın kazası olduğunun tespiti" istemli dava açabilecekleri gibi, Kurumca olayın kazası olarak kabul edilmesi halinde de olayın ilgilisi olan işverinin de "olayın kazası olmadığının tespiti " istemli dava açabileceği, gerek sigortalı veya hak sahiplerinin gerekse işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunca belirlenen sürekli göremezlik oranına itiraz etmeleri halinde "sürekli göremezlik oranının tespiti" istemli dava açabilecekleri Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş kararları ile kabul edilmektedir. Açılacak bu davalarda davanın tarafları sigortalı veya hak sahipleri ile işveren ve hak alanını ilgilendirdiğinden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığıdır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölümün ve Sağ Olmanın Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Dava ölüm ve sağ olmanın tespitine ilişkindir. Mahkemece ölüm ve sağ olmanın tespiti ile yetinilmesi gerekirken idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde nüfus kaydının aktarılmasına da karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK. 438/7)....

              Yapılacak , maddi tazminat isteminde bulunan davacı eş ve çocuğa kazası sigorta kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığını Kurumdan sorularak, gelen yanıta göre gerekirse davacıya SGK Başkanlığını hasım göstererek kazası sigorta kolundan kendilerine ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti davası açması için önel vermek, süresi içerisinde davanın açılmaması halinde ise davacı eş ve çocuğun sigortalının vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldığının sabit olması karşısında, Kurumdan davacılara bağlanabilecek olan kazası ölüm gelirinin ilk peşin sermaye değerini tespit ettirerek, bu gelirin rücuya kabil kısmını tazminat alacağından tenzil etmek ve oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                UYAP Entegrasyonu