Temyiz Sebepleri Davacılar vekili, murisin vasiyetnamelerle davacıların saklı paylarını ihlal ettiğini, farklı tarihlerde yaptığı vasiyetnamelerde tutarsızlık olduğunu, vasiyet edilen bir kısım taşınmazın murisin adına kayıtlı olmadığını, eksik araştırma sonucunda karar verildiğini, davanın sadece vasiyetnamenin iptali talebi olmadığını, ikinci kademede tenkis istemlerinin olduğunu, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince bu durumun dikkate alınmadığını belirterek bölge adliye mahkemesi kararını temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık çözümünde; vasiyetnamenin iptali ilişkin olarak Türk Medeni Kanunu’nun 557. maddesi esas alınmıştır. 3. Değerlendirme İncelenen bölge adliye mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. VI....
Somut olayda; vasiyet alacaklısı olan davacının, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesi üzerine, diğer bir anlatımla dava hakkının doğmasıyla birlikte vasiyetnamenin yerine getirilmesi için işbu davayı açtığı, mirasbırakanın yasal mirasçıları olan davalıların da yerine getirilmesi istenilen vasiyetnamenin iptali istemi ile davacıya karşı dava açmış oldukları anlaşılmaktadır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bu davanın sonucunu etkileyecek niteliktedir. Buna göre mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, aralarındaki bağlantı nedeniyle vasiyetnamenin iptali davasının sonucunda verilecek hükmün kesinleşmesinin bekletici sorun yapılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
E.sayılı dosyası ile açılan 02.09.2004 tarihli vasiyetname ile lehlerine mal vasiyet edildiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmiş, davacılar vekili 05.03.2012 tarihli dilekçesi ile de davanın TMK.nun 600.maddesi uyarınca vasiyete konu taşınmazların tapularının iptali ile davacılar adına tescili istemine ilişkin olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili; vasiyetçinin tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca vasiyetçiye hata, hile ve baskı uygulanarak vasiyetnamenin tanzim ettirildiğini savunarak; vasiyetnamenin hükümsüzlük nedeniyle iptalini, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkisi istenilmiştir. Mahkemece davanın tenkis talebi yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacılar vekili, tarafların ortak murisi ...’ın ......
TMK'nın 561. maddesindeki "Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tâbi olur." hükmü gereğince miras bırakanın tasarruf edilebilir kısmı aşan ve davacının saklı payını ihlal eden kazandırmalar tenkise tabidir. İlk derece mahkemesince murisin dava konusu vasiyetname ile tüm malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunduğu ve dava konusu vasiyetnamenin davacının saklı payı dışında yerine getirileceği göz önünde alınarak, tenkis davası şartları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılması usul ve yasaya uygundur....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 05.12.2023 tarihli ve 2023/203 Esas, 2023/776 Karar sayılı kararı ile "...TMK’nın 504 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır, denilmektedir... davaya konu vasiyetnamenin davalının telkin ve baskısı düzenlendiğini iddia edilmiştir. Dosyada dinlenilen tanık beyanları dikkate alındığında gerek vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte iradesini bozacak nitelikte bir ikrahın etkisi altında bulunduğu, gerekse düzenlemeden sonra da bu etkinin sürdüğü kanıtlanabilmiş değildir....
Davada, 04.10.2007 tarihli vasiyetnamenin tenfizi ile 3149 parseldeki murisin 1/2 payın davacı adına tescili talep edilmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davaları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında açıklandığı gibi, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp okunan vasiyetnamenin TMK.nun 595 vd. (MK.nun 535. vd.) maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği (istenmiş ise reddedildiği) bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz....
e eşit paylarla vasiyet ettiği, vasiyetnamenin bulunduğu yer mahkemesi aracılığı ile davacı ... vekiline 16.02.2011 tarihinde okunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; vasiyetname ile yapılan kazandırmalar mutlak tenkise tabidir (TMK. md. 565).Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini isteyebilirler (TMK. md. 560/1).Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralı sayılır(TMK.md.560/2).Mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufuyla paylaşmanın nasıl yapılacağı ve payların nasıl oluşturulacağı hakkında kurallar koyabilir (TMK. md. 647/1).Bu kurallar, mirasbırakan tarafından kast edilmemiş olan bir eşitsizlik halinde payların denkleştirilmesi olanağı saklı kalmak kaydıyla mirasçılar için bağlayıcıdır (TMK.md.647/2)....
na vasiyet ettiği, vasiyetnamenin Artvin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/249 E. 2007/312 K. sayılı dosyasında 16.10.2007 tarihli kararı ile usulüne uygun olarak “Açılıp okunmasına” karar verildiği ve bu davanın ise 22.10.2007 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. TMK'nun 557. maddesinde ölüme bağlı tasarrufların iptali sebepleri sınırlı(tahdidi) olarak belirtilmiş, dava konusu vasiyetnamenin iptali yönünden maddedeki iptal sebepleri gerçekleşmediğinden mahkemece vasiyetnamelerin iptali talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Tenkis talebine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....