Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. Asıl ve birleştirilen davalardaki vasiyetnamenin iptali istemleri yönünden; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, ( 3.2.1 ) paragrafında belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca vasiyetnamenin iptali şartları oluşmadığı, ayrıca vasiyetnamenin ifasının mümkün olmaması bir iptal sebebi olmayıp vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik açılacak olan davada değerlendirilebileceği gözetilerek, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 3.3.2....
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. Asıl ve birleştirilen davalardaki vasiyetnamenin iptali istemleri yönünden; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, ( 3.2.1 ) paragrafında belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca vasiyetnamenin iptali şartları oluşmadığı, ayrıca vasiyetnamenin ifasının mümkün olmaması bir iptal sebebi olmayıp vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik açılacak olan davada değerlendirilebileceği gözetilerek, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 3.3.2....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davalarda tenkis talebinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen dava, vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir. Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, mirasbırakanları ...Noterliğince düzenlenen 26/11/2002 tarihli vasiyetname ile adına kayıtlı 1238 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 nolu bağımsız bölümünü davalı ...’e vasiyet ettiğini bu durumu ........
Mahkemece; davacı vekilinin vasiyetnameyi, 21/03/2012 tarihli duruşmada öğrendiği, davacının muris-vasiyetçi ........mirasçısı olduğunu daha önceden bildiği, saklı payının zedelendiğini de vasiyetnameyi gördüğü tarihte öğrendiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davacının, vasiyetnamenin iptali davasını TMK'nun 559. madde de belirtilen, vasiyetnamenin tenkisi davasını ise; TMK'nun 571. madde de belirtilen 1 yıllık hakdüşürücü sürelerde açmadığından bahisle, davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş; Dairemizin 20.09.2017 tarih,2017/13184 E.;2017/12272 K.sayılı ilamıyla onanmıştır. Davacı vekili bu kez onama ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava; vasiyetnamenin iptali ve tenkisi istemine ilişkindir....
Muris ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine (vasiyetname ya da miras sözleşmesi) uyarak, kendi iradesiyle tasarruf özgürlüğü içerisinde, terekesinin tamamı veya belli bir oranı için bir ya da birden fazla kişiyi mirasçısı olarak belirlemek hakkına sahiptir. Bu hukuki işleme “mirasçı atama (nasbı)”, böyle bir işlemle mirasçılık sıfatını kazanan kişiye de “atanmış (mansup) mirasçı” denir. Buna karşılık, belirli (muayyen) mal bırakma, ölüme bağlı bir tasarrufla murisin bir kişiyi, onu mirasçı olarak atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmasıdır. Kendisine bu şekilde menfaat sağlanan (kazandırmada bulunulan) kişiye “belirli mal bırakma vasiyeti alacaklısı” ya da kısaca “vasiyet alacaklısı (eski deyimle “musaleh”) denilmektedir. Bir ölüme bağlı tasarrufun mirasçı atanması mı yoksa belirli bir mal bırakma vasiyetini mi içerdiğinin belirlenmesinde murisin gerçek iradesi esas alınmalıdır....
Noterliği 29181 Yevmiye Numaralı 02.12.2020 tarihli ihtarname ile öğrenilmiş olup; işbu vasiyetnamenin, geçerli bir vasiyetname olmaması nedeniyle vasiyetnamenin iptali davası açılacağını, huzurdaki davada, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi halinde müvekkillerinin telafisi güç zararları doğacağından; vasiyetnamenin iptali davası açılması için taraflarına süre verilmesi ve açacakları vasiyetnamenin iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirerek davada yabancı mahkemenin vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin kararının tenfizini değil, doğrudan doğruya vasiyetnamenin tenfizini talep ettiği davanın reddine, Almanya Mahkemeleri'nde açılıp okunan ancak müvekkillere tebligat dahi yapılmadan usule aykırı olarak kesinleştirilmiş işbu kararın tenfizini talep ettiği davanın reddine, mahkeme aksi kanaatteyse vasiyetnamenin iptali davası açılması için taraflarına süre verilmesi ve açılacak davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir...
Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1/2, 17.nci maddesi hükümlerine göre ihtilafın çözümünde 743 sayılı MK. hükümleri uygulanacaktır. 743 sayılı MK’nun 501/1 maddesinde “iptal davası, müddeinin tasarrufu ve butlanın sebebine muttali olduğu günden itibaren bir sene ve herhalde vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren beş sene geçmekle mürunu zamana uğrar” denilmiştir. BU durumda kural olarak vasiyetnamenin açılmasından (MK.536) başlayarak beş yıl içinde dava açılmaz ise artık ölüme bağlı tasarrufun iptali istenemeyecektir. Hak sahibinin vasiyetnamenin açılmasını öğrenememiş olması zamanaşımını etkilemez. Dava açacak kişi öğrenmeme hususunda ister kusurlu, isterse kusursuz olsun süre herhalde vasiyetnamenin açıldığı günden başlayacaktır....
ÖLÜME BAĞU ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME, ölüme bağlı kazandırmayı amaçlayan sağlararası işlem olup şekle bağlı olmaksızın gerçekleştirilebilmektedir. Zira hukuksal işlemi elden geldiğince kurtarıcı yorum ilkesi ve şekil kurallarının elden geldiğince dar tutulup kıyas yoluyla yaygın-laştrılmaması yolundaki ana kural bu tür yorumu gerektirmektedir (Serozan, sh.69). ÖLÜM SONRASINDA ETKİLİ YETKİLENDİRME, ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME İLE BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞTİR (Bkz. Serazan, sh.180). Böylece ölüme bağlı üçüncü kişi yarama sözleşme aracılığı ile gerçekleştirilen ölüme bağlı kazandırmalar korunup geçerli tutulmuştur. C) DEĞERLENDİRME: aa) İŞLEMİ GEÇERLİ KILICI YORUM Bizatihi ölüme bağlı tasarruf şekline uyulmamış atsa bile tarafları bir sağlararası işlemi kurmak istediklerini ve böyle bir işlemin ölüme bağlı tasarruf hükümlerine bağlanmasının zorunlu olmadığını gösterebilir....
Vasiyetnamenin iptali, mirasçılıktan çıkarmanın iptali ve tenkisi davaları, ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesinde çıkarı olan mirasçı tarafından, ölüme bağlı tasarruftan yararlanan kişilere karşı açılabilecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez....
Davalı; davaya konu vasiyetnamenin fotokopisinin tesadüfen eline geçtiğini, ilgili mahkemeye vasiyetnamenin açılması talebinde bulunduğunu, ancak vasiyetname henüz açılmadan eldeki davanın açıldığını öğrendiğini, vasiyetnamenin varlığından davacıların haberdar olduklarını, davanın zamanaşımına uğradığını, vasiyetnamenin iptali koşullarının oluşmadığını, saklı payların ihlal edildiğine ilişkin iddianın da gerçeği yansıtmadığını, terekeye ait bir kısım taşınmazların bedeli ödenmek suretiyle tarafınca satın alındığını, davacılar ile aralarında yapılmış herhangi bir yazılı miras taksim sözleşmesinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....