Davacı vasiyetnamenin iptali istemine dayanak olarak murisin tasarruf ehliyetinin bulunmamasını, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığını ve irade sakatlığını göstermiş ise de alınan kanaat verici Adli Tıp Raporu ile murisin tasarruf tarihi itibariyle tasarruf ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığı gibi davaya konu vasiyetname asgari yasal şekil koşullarını taşımakta olup toplanan kanıtlardan murisin iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin bir sonuca da varılmadığına göre vasiyetnamenin iptaline yönelik talebin reddinde yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Öte yandan tenkis yönünden yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporlarına göre (İstanbul Sultanbeyli Battalgazi Mahallesi 144 ada 4 parseldeki üç katlı binadaki muris hissesi de dahil edildiğinde) saklı paya tecavüzün de söz konusu olmadığı açıkça ortadadır. Bu durumda tenkise yönelik talebin reddedilmesinde de yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır....
DAVALILAR T3,T10, T5, T6 ve T7 VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ: Mahkemenin vasiyetnamenin iptali davası açmayan kişiler yönünden hüküm ve sonuç doğurmayacağını sadece davanın taraflarını bağlayacağını, davacı dışında kalan mirasçılar açısından hüküm doğurmayacağından dolayı davacı dışında kalan diğer mirasçıların yasal payı açısından vasiyetnamenin hüküm ve sonuç doğurmaya devam edeceğini, mahkemece vasiyetnamenin iptali davasının kabul gerekçesinde şekle aykırılığın gerekçe gösterildiğini, vasiyetnamenin iptali için kanun ve yargıtay kararlarının aradığı şartların mevcut olmadığını, murisin iradesinin davacının iddia ettiği gibi vasiyetnamenin iptaline yönelik olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde muris T7'ın bir anlık öfkeyle ve yaşadığı müteessir durumlar nedeniyle vasiyetname düzenlediğini ve bu nedenle vasiyetnamenin iptalini talep ettiğini ve vasiyetnamenin iptali için gerekli şartların irade sakatlığı gibi durumların mevcut olmadığını, muris T7'ın ölene kadar gayet aklının...
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; vasiyetnamenin iptaline yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 25.09.2018 tarihinde davalı vekili .........geldi. Başka gelen olmadı....
Vasiyetnamenin iptali sebepleri MK.488-500 maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir. Maddede “rızai taksim mukavelesi yapılması” hususunun vasiyetnamenin iptalini gerektirdiği belirtilmemiştir. Kural olarak, anılan hüküm dışında bir nedenle vasiyetnamenin iptali istenemez ve hakim bu nedenlerle bağlıdır. Bu nedenle, taksim mukavelesi yapılarak vasiyetnameden rücu ancak TMK.nun 600.maddesi kapsamında “vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasında gözönünde tutulur. Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak ve davacının ileri sürdüğü diğer iptal sebepleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme (davacının ileri sürdüğü diğer iptal sebepleri incelenip, tartışılmadan) ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Dava; vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davacının vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Bilindiği üzere, TMK.nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK.nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. TMK.nun 504. Maddesine göre de "Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir....
mirasbırakana manevi ikrah altında yaptırıldığı sabit olduğundan vasiyetnamenin iptali isteminin kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Kural olarak; ölüme bağlı tasarrufun iptali davasını, mirasçıların birlikte açma zorunluluğu bulunmamaktadır (TMK m. 558) Diğer bir ifade ile her bir mirasçı kendi yönünden ve tek başına vasiyetnamenin iptalini isteyebilir. Bu durumda iptal davasını açmayan mirasçılar yönünden, vasiyetname geçerliliğini korur. Bu nedenle davada murisin tüm mirasçıları taraf olduğundan taraf teşkil yönünden bir eksikliğin bulunmadığı değerlendirilmiştir. 4721 sayılı TMK’nın 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; a-ehliyetsizlik, b-vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, c-tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, d-tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak vasiyetnamenin iptali istenilemez....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2015 NUMARASI : 2014/292-2015/138 Dava; vasiyetnamenin iptali, bu mümkün olmazsa vasiyetnamenin tenkisi istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; ölünceye kadar bakma akdinin iptali ile davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece; Orhangazi Noterliği tarafından düzenleme şeklinde tanzim edilen 20.09.2006 tarih ve 11652 yevmiye nolu vasiyetnamenin iptaline, birleşen davanın kabulü ile Orhangazi ilçesi, S. köyü 2817 ve 1683 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacının murisi E.. A..'dan intikal edecek miras hissesi (½) oranında davacı A.. A.. adına tesciline, kalan kısmın davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından yalnızca ölünceye kadar bakma akdinin iptaline ilişkin hüküm yönünden temyiz edilmiştir....
Noterliğinin 11031 yevmiye sayılı vasiyetname ile kendisine annesi T12 intikal edecek olan Antalya ili, Kumluca ilçesi Salur Mahallesi Göksu mevkiinde kain, tapuda 31 parsele numaralı taşınmazın hisselerinin tamamını torunu olan T8 bıraktığını, müvekkillerin vasiyetnameyi murisin ölümünden sonra öğrendiklerini, vasiyetnamenin 21/03/2017 tarihinde açıldığını, hükmün 08/09/2017 tarihinde kesinleştiğini, davacılar tarafından Kumluca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/175 E. Sayılı dosyası ile vasiyetnamenin iptali davası açtıklarını, bu davanın vasiyetnamenin iptali davası için bekletici mesele yapılmasını, muris T10 bu tasarruf ile serbest tasarruf nisabını aştığını ve müvekkillerinin saklı paylarına tecavüz ettiğini, ekte verasetten de anlaşılacağı üzere murisin 7 çocuğunun bulunduğunu, bu nedenle müvekkillerine ait saklı payın tenkisi ile davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunca düzenlenen 09/10/2017 tarihli ve 2017/4454 Karar numaralı raporunda murisin işlemin yapıldığı, 06/04/2011 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun bildirildiği, miras bırakanın, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte tasarruf ehliyetine sahip olduğu, vasiyet edenin, çocuğun serbest mallarının yönetimini yine vasiyet yoluyla eşi T3 bırakmış olmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, vasiyetnamenin 7. Maddesinde " torunum Bülent oğlu T1 çocuksuz ölümü halinde, mirasımın eşit paylar halinde yeğenlerim Yılmaz oğlu Bora Bodur ile Hulki oğlu Saygın Can Oğuz'a kalmasını istemekteyim. Bu paylaşım eşim T3 ölümü halinde söz konusu olacaktır....