Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Somut olayda, davacı tarafça ehliyetsizlik nedeniyle vasiyetnamenin iptalinin talep edildiği, murisin vasiyetnamenin düzenlenmiş olduğu tarihte yaşlı olması nedeniyle fiil ehliyetine haiz olmadığının iddia edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez....

Bu yön işlemlerde birlik prensibinin zaruri bir sonucudur.Bu prensibe uyulmamasının vasiyetnamenin iptali sebebi oluşturduğu Yargıtay’ın yerleşmiş uygulaması ile kabul edilmektedir.Somut olayımızda, vasiyetnamenin son sayfasının ...15.Noter vekili ...’ın imzalamış olması karşısında ilk sayfanın da bu kişi tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti önem taşımaktadır. İptal davasına konu olan vasiyetnamenin düzenlendiği... 15.Noteri ...'...

    Öte yandan, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Başka bir deyişle, tenfiz için kesinleşmiş vasiyetnamenin bulunması gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece; aynı dava dosyasında vasiyetnamenin tenfizi ile birlikte vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davasının görülmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebine ilişkin birleşen davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesi, asıl davada karar verilebilmesi için birleşen davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması dâhi doğru görülmemiştir....

      Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar. Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2021 NUMARASI : 2020/120 ESAS 2021/256 KARAR DAVA KONUSU : Vasiyetnamenin İptali KARAR : Denizli 8....

      ın ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/650 Esas sayılı dosyası ile davacıların murisi ... aleyhine vasiyetnamenin iptali davası açtıklarını, davacıların...'...

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... sayı 30.07.2009 tarihli kararı ile vasiyetnamenin usulüne uygun bir şekilde açıldığını, bu arada davalıların Türkiye'de açtıkları vasiyetnamenin iptali davasının reddedilip kesinleştiğini ileri sürerek ... Federal Cumhuriyeti, ... Noterliği'nin 27/05/2004 tarihli, 119 yevmiye nolu vasiyetnamesinin açılmasına ilişkin ...Sulh Hukuk Mahkemesinin (Tereke Mahkemesi) 31 IV 221/04 sayılı 30.07.2009 tarihli kararının MÖHUK 50 vd. maddeleri uyarınca tanınması ve tenfiz şartlarını taşıdığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar; mirasın ve vasiyetnamenin açılmasına ilişkin MÖHUK ve TMK hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, ......

          Mahkemece, "davacı taraf, tasarruf ehliyeti bulunmadığından bahisle vasiyetnamenin iptalini talep etmiş isede; mahkemizce davacı tarafa verilen süreler içerisinde delillerin bildirilmediği, bu hususta verilen kesin süreye riayet edilmediği, dosyaya bu hususta delil ibraz edilmediğinden, murisin tasarruf ehliyetine sahip olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılamadığı; bu haliyle, murisin vasiyetnamenin yapıldığı tarihte fiil ehliyetine sahip olduğunun kabulü gerektiği, vasiyetnamenin iptal edilmesini gerektirir bir durum bulunmadığı ve ispat edilemeyen davanın reddi gerektiği gerekçesiyle" davacı tarafın vasiyetnamenin iptali talebinin reddine; tapu iptali ve tescil-tenkis taleplerinin iş bu dosyadan tefriki ile ..... sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....

            Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacıların, murislerinin mirascılardan mal kaçırarak tasarruf nisabına yönelik olarak açtığı Vasiyetnamenin iptali ve Tenkis istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce; davaya konu taşınmazlar ile ilgili olarak yargılama sırasında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedenleriyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kadastro Mahkemesi ise, uyuşmazlığın, taşınmazlara yönelik vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası niteliğinde yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; muris T9 vasiyetnamenin tanzim edildiği 24/01/2012 tarihinde medeni haklarını kullanma ehliyetine haiz olmadığını, dolayısıyla dava konusu vasiyetnamenin, ehliyet noksanlığı nedeniyle geçersiz olduğunu ve TMK'nın 502. maddesi gereği vasiyetnamenin iptali gerektiğini, murisin vasiyetnamenin tanzim edildiği tarihte oğlu T8 ve davalı çocukları ile birlikte yaşadığını, bu süre boyunca muris diğer oğlu olan müvekkili Cem Tokbey'in öldürülme tehdidi ile karşı karşıya olduğunu, oğlunun gerçek ve yakım ölüm tehditi ile iradesi sakatlanan murisin yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun TMK m. 557/2 hükmü gereği iptali gerektiğini, dava konusu Adana 11....

              UYAP Entegrasyonu