nun ölüm geliri bağlanması talebinin reddine dair işlemin İPTALİNE” ibaresi ile biten bentten sonra gelmek üzere yeni bir bent olarak ''Davacıya 01.06.2013 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlanması gerektiğinin TESPİTİNE” ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, 506 sayılı Yasanın 99.maddesinde "....iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar,hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda olanların gelir ve aylıklarının yazılı istek tarihini takibeden aybaşından itibaren başlayacağı" bildirildiğinden davacının, ölüm aylığına hak kazandığı murisinin ölüm tarihi olan 01.12.1991 tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğuda gözetilerek, mahkemece davacının 19.07.2007 tarihli tahsis talebini takip eden aybaşı olan 1.8.2007 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesi gerekirken 19.7.2007 tarihli tahsis başvurusuna istinaden ölüm sigortasından aylık bağlanmasına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.....
Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Davacı murisinin ölüm tarihi olan 14/07/2009 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir. .../......
Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğinin yurt dışındaki ölümler başlıklı 36.maddesi, " Yurt dışında bulundukları sırada ölen Türk vatandaşlarının ölüm olayı, ilgili yerel makamlardan alınan belgenin dış temsilciliğe verilmesi suretiyle bildirilir. Ölüm bildirim formuna dayanak belgesine ilişkin açıklama yapılır ve dış temsilciliklere sistem üzerinden tescil İşlemi gerçekleştirilir, (2) Dış temsilciliklere tescil işleminin sistem üzerinden yapılamaması durumunda; iki örnek ölüm bildirim formu düzenlenir ve ölenin nüfus cüzdanı/kimlik kartı eklenerek ölüm olayının tescil edilmesi için ölüm belgesinin dış temsilciliğe intikal ettirildiği tarihten itibaren on gün içerisinde kişinin aile kütüğünde kayıtlı olduğu T3 gönderilir." şeklinde düzenlenmiştir....
Öte yandan, prim gün sayısı itibarıyla, ölüm aylığı şartları bulunmadığından bahisle, ölüm aylığına ilişkin istemin reddine karar verilmiş ise de; davacı mirasçılar, aynı dava dilekçesiyle, dava dışı ...Tic. Ltd. Şti. nezdindeki sigortalı çalışmalarını da dava konusu yapmış ve anılan şirket yönünden açılan hizmet tespiti davası 21.04.2010 günlü celsede tefrik edilmiştir. Tefrik edilen hizmet tespiti davası yönünden verilecek kararın, iş bu davadaki ölüm aylığı bağlanmasına yönelik davacı istemini doğrudan etkileyecek olması nedeniyle, tefrike konu yapılan hizmet tespiti davasının neticesi beklenmeli ve varılacak sonuca göre, ölüm aylığına yönelik davacı istemi yeniden değerlendirilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Mahkemece 01/01/2005 olan ölüm tarihinin 15/11/2005 olarak tespiti ile tesciline karar verilmiştir. Dava, ölüm tarihinin düzeltilmesine ilişkindir. Ölüm tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Mahkemece bu kapsamda tarafların bildireceği ve mahkemece tespit edilecek tanıkların dinlenmesi ve olayı aydınlatacak diğer kanıtların temini ile oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken aynı zamanda ölüm tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'in mirasçıları olan tarafların beyanı ile yetinilip karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, davacının miras bırakanı olan ... nin gerçek ölüm tarihinin tespiti ile bu tarihin nüfus kütüğüne tescili istemine ilişkindir. Davada öncelikle Türk Medeni Kanununa göre ölüm tarihinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece de dava bu şekilde değerlendirilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Ancak, anılan Daire dosyayı Dairemize göndermiş olduğundan dosyanın Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere Yüksek Birinci Başkanlığa gönderilmesine, 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR :1-... 2-... ve Ark. 3-...DAVA TÜRÜ :Nüfus (Ölüm Tespiti) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm kişinin ölü olduğunun ve ölüm tarihinin tespiti istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.06.05.2013(Pzt.)...
dosyalarda murisin borçlu olduğu sair kişi ve kurum varsa taraf teşkilinin sağlanması açısından o kişi/ kurumların davaya dahil edilmesi gerektiği, e- Murisin ölüm tarihi itibariyle malvarlığının tespiti açısından ilgili Belediyelere müzekkere yazılması, ülke çapında taşınmaz ve malvarlığı sorgulaması açısından Uyap Takbis malvarlığı sorgulaması yapılması, f- Diğer eksiklikler tamamlandıktan sonra murisin ölüm tarihi itibariyle aktif ve pasifinin doğru bir şekilde tespiti için (ilk alınan bilirkişi raporunda murisin vergi borçlarının murisin ölüm tarihi itibariyle değil dava tarihi itibariyle değerlerinin hesaplamaya katılması doğru görülmemiştir.) önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınması gerekirken bu hususlar yerine getirilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK'nın 353/1- a.4- 6. maddesince kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
un sigortalı olarak çalışmakta iken 30.03.2018 tarihinde vefat ettiğini, bekar olan müteveffanın ölüm tarihinde anne ve babasıyla birlikte yaşadığını, davacının davalı Kuruma başvurarak vefat eden oğlundan, annesi olarak kendisine ölüm aylığı bağlanması talebinde bulunduğunu, davalı Kurumun Zonguldak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü 18.07.2018 tarih ve 54242146/205.02.01/8194705 sayılı yazısı ile “aylık gelirinin asgari ücretten fazla olduğundan bahisle ölüm aylığı bağlanamayacağı” gerekçesiyle reddedildiğini belirtilerek Kurum işleminin iptali ile ... sigortalı ...'un vefatı nedeniyle, müteveffanın annesi olan davacının ölüm aylığına hak kazandığının ve davacıya (hak kazandığı tarihten itibaren) ölüm aylığı bağlanarak ödenmesi gerektiğinin tespiti ile davacının ölüm aylığına hak kazandığı tarihten itibaren ödenmemiş ve birikmiş ölüm aylıklarının işletilecek yasal faizleriyle birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitini talep etmiştir. II....