Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddeleri gereğince ölüm kayıtları ile ilgili olarak İdarenin Görevli olmasından dolayı Mahkememizin Görevsizliğinden dolayı davanın REDDİNE, karar verilmiştir. D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin kendilerine yetki vermesi üzerine mirasçılık belgesi istemi içerikli dava açtıklarını, yargılama sırasında nüfus kayıtlarındaki bilinmeyen kaydı nedeniyle kendilerine ölüm tarihinin tespiti amacıyla yetki belgesi verildiğini, bu kapsamda dava açıldığını, mahkemece ilgili idarenin görevli olmasından dolayı ret kararı verildiğini, bu kararın hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRME: Dava, ölüm kaydının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, ölüm aylığına hak kazandığının tespiti ile borçlanma bedelinin ödendiği tarihi takip eden aydan itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının 01.04.2013 tarihinde vefat eden murisinden dolayı ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının murisi ...'...

    Ancak incelemesi yapılan bu dosyada iş kazası tespiti ile birlikte ayrıca iş kazası sonucu ölüm geliri bağlanması talebinin reddine dair kurum işleminin iptali ile 17/10/2012 tarihinden itibaren ölüm maaşı bağlanmasına karar verilmesi talebine ilişkin davalı SGK'ya karşı açılmış olan dava kısmının ise tefrik edilerek, iş kazası talebinden ayrı olarak tek başına başka dosya üzerinden yargılamasının yapılması, kurum tarafından tespit edilen bir iş kazası bulunmayıp, mahkemece verilecek kararın kesinleşmesi neticesinde olayın iş kazası olup olmadığı kesinleşeceğinden ve ancak bu kesin karar sonrasında ölüm aylığı bağlanması talebi yönünden bir karar verilmesi gerektiğinden, mahkemece tefrik edilecek ölüm aylığı talebine ilişkin dava kısmı yönünden iş kazası tespiti talebine ilişkin davanın kesinleşmesi beklenerek bekletici mesele yapılmalıdır, iş kazası tespiti davası kesinleştikten sonra ölüm aylığı bağlanması talebi hususunda bir karar verilmelidir....

    Dava, ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. HUMK.'nun........maddeleri uyarınca taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların birer birer, şüphe ve tereddüde mahal bırakmayacak şekilde hüküm fıkrasında gösterilmesi zorunludur. Tespitine karar verilen ölüm aylığının başlangıç tarihinin, ölen sigortalının babası olan davacı yönünden aylık bağlama koşullarının oluştuğu tarih nazara alınmak suretiyle yıl, ay ve gün belirtilmek suretiyle kesin olarak tespiti gerekirken, sadece, “ölüm aylığının bağlanması gerektiğinin” belirtilmesi, hükmün infazında tereddüt yaratabileceğinden, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Dosya kapsamı incelendiğinde, 11.12.2018 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının, 26.01.1975 günü ölen 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti, menfi tespit ve alacak istemli işbu davayı açtığı anlaşılmıştır....

        Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı gayrimenkul, menkul ve araç olup olmadığı, murisin ölüm tarihi itibariyle borç miktarının araştırılmadığı görülmektedir....

          Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle; 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki sürelerin ise prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmü gözetildiğinde, aynı Kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 02.08.1988 tarihinde doğan davacı sigortalının, hizmet tespiti davasına konu 18 yaşını ikmal ettiği tarihten önceye ilişkin çalışma sürelerinin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesinin ve sigortalılık süresi başlangıcının 02.08.2006 tarihi olduğunun davalı Kurum tarafından hükmün infazında dikkate alınmasının mümkün olmasına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...

            Yük Arabacıları Derneği Başkanlığının 27/01/1973 tarihinde 271 üye sırasında yapılan kaydının ve buna bağlı Bağkur sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile davacıya 1479 sayılı yasanın ölüm sigortasını düzenleyen 40 ve müteakip maddeleri gereğince ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş ise de dava dilekçesindeki sonucun davacıya ölüm aylığı bağlanması talebini içermediği ve mahkemece talep aşılarak karar verildiği açıktır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının l.bendinin tümüyle silinerek yerine, “Davanın kabulü ile; Davacının murisi ...'ın ......

              O halde, nüfus idaresi hasım gönderilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir. Diğer yandan; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi; nüfus kayıt düzeltim dava-larının Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru katılımıyla görüleceği ve karara bağlanacağını hükme bağlamıştır. Bunun sonucu olarak; nüfus kaydında düzeltme sağlamayı da amaçlayan ölümün tespiti davaları açıklandığı gibi, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak, Cumhuriyet savcısı ve nüfus memuru katılımıyla görülüp sonuçlandırılmalıdır....

                Davacı murisinin ölüm tarihi olan 28/03/2013 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi ...'ın her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına rağmen davacının 01/07/2013 tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu