O halde, nüfus idaresi hasım gönderilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir. Diğer yandan; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi; nüfus kayıt düzeltim dava-larının Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru katılımıyla görüleceği ve karara bağlanacağını hükme bağlamıştır. Bunun sonucu olarak; nüfus kaydında düzeltme sağlamayı da amaçlayan ölümün tespiti davaları açıklandığı gibi, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak, Cumhuriyet savcısı ve nüfus memuru katılımıyla görülüp sonuçlandırılmalıdır....
Ölümünün tespiti istenilen Besim Karanfil'in mirasçılarının hukuku etkileneceğinden, Besim Karanfil mirasçılarının tespiti ile davalı sıfatı ile davaya katılımları gerekirken, mahkemece resen gözetilmesi gereken bu durum dikkate alınmadan ve taraf oluşumu sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir…" denilmek suretiyle bu tip davalar sonucu bakımından miras haklarını yakından ilgilendirdiğinden ölüm tespiti istenen kişilerin mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiği açıklanmıştır. Eldeki davada yasal hasım olan nüfus müdürlüğüne davanın yöneltildiği, nüfus kayıtlarına göre davaya dahili gereken mirasçıların tespit edilmediği, taraf teşkili yönünden araştırma yapılamadan karar verildiği görülmektedir....
ın sağ olduğunun tespiti ile nüfus kütüğündeki ölüm kaydının iptaline karar verilmesi istenildiği gözetilerek, mahkemece ...'ın nüfus kütüğündeki ölüm kaydının iptaline de hükmedilmesi gerekirken, salt sağ olduğunun tespiti ile yetinilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, davacı murisi......davalı işyerinde 21.06.2009 ölüm tarihinden önceki 1 yıllık sürede kesintisiz çalıştığının tespiti ile ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın tespiti istenen süreler yönünden kısmen kabulüne, ölüm aylığı bağlanması yönünden talebin ise reddine karar verilmiştir....
Davacının 15/01/2010 ölüm tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti şeklindeki talebi ile ilgili olarak, Davacının 05/06/2015 tarihli tahsis talebine göre Kurumca, 01/07/2010 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, 5510 sayılı Kanunun 97. maddesi uyarınca Kurum işleminin yerinde olduğu, buna göre davacının talebi (01/02/2010 tarihinden itibaren) ve tahsis talep tarihine göre aylığın bağlanması gerektiği tarih (01/07/2010 tarihi) dikkate alındığında, davacının ölüm aylığı talebi ile ilgili olarak davanın konusuz kaldığı açıktır. O halde kurumun ölüm aylığı bağlanması ile ilgili yaptığı işlem yerinde olup, davacının ölüm aylığı talebi ile ilgili davanın kısmen kabulü yerine yazılı şekilde kabul kararı hatalı olmuştur....
nun nüfus kütüğünde 06.10.2006 olarak kayıtlı ölüm tarihinin 29.9.2006 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içinde bulunan ...'na ait Mernis ölüm tutanağının dayanağını teşkil eden ... Sağlık Müdürlüğünce 06.10.2006 günü düzenlenen köyde ölenler için ölüm fişinde ...'nun hastanede öldüğü belirtilmiştir. Bu husus tarafların bilgilerine de başvurulup araştırılıp, ...'nun hangi hastanede veya sağlık ocağında öldüğünün tespiti ile bu kişinin hangi tarihte ilgili sağlık kuruluşuna başvurduğunun ve hangi tarihte öldüğünün hastane veya sağlık ocağı kayıtlarına geçtiğinin tespiti ile buna ilişkin belgelerin onaylı örneklerini getirtilip dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. ....k Mahkemesi tarafından ise ölüm tarihinin tespiti istenilen kişi ....nüfusuna kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, davacı babaannes... ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kaydına işlenmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin halası ve murisi ....1934 yılında vefat ettiğini, nüfus kayıt örneğinde adı geçenin ölüm tarihinin yazılı olmadığını, ....Mahkemesinin 2016/27 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen veraset davasında murisin ölüm tarihinin tespiti hususunda dava açmaları yönünde kesin süre verildiğini belirterek muris ...'...
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Dava, sigorta tespiti istemine ilişkindir. 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (G) fıkrasında; bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edileceği yönünde hüküm öngörülmüş olup, düzenlemedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” ibarelerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekmektedir....
K A R A R Dava, davacının vefat eden oğlundan ötürü bağlanan ölüm aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile yeniden ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının oğlunun 04.11.2012 tarihinde vefat ettiği, davacıya 01.12.2012 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, Kurum’ca gelir tespitinde aileye giren gelir toplamının asgari ücretin net tutarından fazla olması nedeniyle davacıya bağlanan ölüm aylığının kesildiği anlaşılmaktadır. Dava; gelir testine itiraz davasıdır.Bunun için gelir tespiti yapan Kurum’a karşı dava açılmalıdır. Yapılacak iş; gelir tespiti yapan Kurum’a karşı gelir tespitine itiraz için Kurum’a karşı dava açması için davacıya önel verilerek, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....
Nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen kişilerin ölüm tarihlerinin nüfus kayıtlarına göre işletilmesi veya ölüm tarihinin tespiti için açılan davalar uzun bir zaman alabileceğinden davacıya ölüm tarihlerinin işletilmesi için kesin süre verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece davacıya nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen muris ve mirasçıların ölüm tarihinin işlenmesi için nüfus müdürlüğüne başvurması veya ölüm tarihinin tespiti için dava açmak üzere yetki ve makul bir süre verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıran iadesine, 24.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....