Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yaşamlarını yitiren sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 günü yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34 üncü maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54 üncü maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
GEREKÇE : Dosya kapsamı incelendiğinde, 09/03/2019 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının, 22/04/1987 tarihinde ölen 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkeme, bozma ilamına uyduktan sonra yaptığı yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkeme bozma kararına uyularak davacı murisinin iş kazası sonucu öldüğünün tespiti ile 1.3.2001 tarihinde itibaren eşe dul, çocuğa yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile biriken aylıkların ödenmesi gereken tarihlerden faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Somut olayda iş kazasının tespitine karar verildiği halde davacılara iş kazası kolundan gelir bağlanmasına karar verilmesi yerine koşulların bulunmadığı 1479 sayılı yasanının 40 ve devamı maddelerinde düzenlenen ölüm aylığı kolundan dul ve yetim aylığı bağlanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
Bendinin silinmesi ile yerine; 1-Davanın kısmen kabulü ile, aksi Kurum işleminin iptali ile davacıya 01.03.2012 tarihinden itibaren babası ... üzerinden ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, fazla istemin reddine," cümlesinin yazılmasına ve hükmün ve gerekçenin bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kurum, olayın iş kazası olması nedeniyle, davalılara, 506 sayılı Yasanın 24. maddesine göre iş kazası meslek hastalığı kolundan gelir bağlanması gerektiği, bu durumda ise 506 sayılı Yasanın 69.maddesi uyarınca ölüm aylığı bağlanamayacağı gerekçesiyle, davalıların ölüm aylığı iptal edilerek eldeki davada yersiz ödenen aylıkların iadesi talep edilmiştir. 506 sayılı Yasanın 24. maddesinde, "Sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken gelirlerin toplamı, sigortalının yıllık kazancının %70'inden aşağı ise, artanı, eşit hisseler halinde sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına gelir olarak verilir. Ancak, bunların her birinin hissesi sigortalının yıllık kazancının %70'inin dörtte birini geçemez....
Olayda ise, davacının eşinin asayişin sağlanması sırasında vefat etmiş olması nedeniyle vazife malüllüğü aylığı bağlanmış, davacının şehit aylığı bağlanması istemiyle yaptığı başvuru, vazife mallülüğü aylığı bağlanması dışında yapılacak başka bir işlem olmadığı ileri sürülerek davalı idarece reddedilmiştir. Bu durumda, şehit aylığının hukukumuzda düzenlenmemesi ve davacının eşinin ölüm olayının 3713 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olmaması ve yargılama aşamasında davalı idarenin 6.7.1998 tarihli işlemi ile daha önce bağlanan vazife malüllüğü aylığının 2330 sayılı Yasa uyarınca nakdi tazminat aylığına dönüştürülerek 15.7. 1995 tarihinden itibaren davacıya nakdi tazminat aylığı bağlandığının anlaşılması karşısında, bu husus dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir....
Davacı murisinin ölüm tarihi olan 11.08.2009 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları " başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı murisi 1.08.2003 tarihinde iş kazası neticesi öldüğü, Kurumun 05.09.2003 tarihli tahsis talebi üzerine davacıya 506 Sayılı Kanun'un 66/C maddesi uyarınca 01.09.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, yine davacının 11.05.2004 tarihli tahsis talebi üzerine davacıya 506 Sayılı Kanun'un 11/A maddesi uyarınca 21.08.2003 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlandığı, Kurumun 23.07.2007 tarihli işlemi ile 4958 sayılı Kanun ile 506 sayılı Kanun'un 24 ve 69.maddelerinde yapılan değişiklik ile 06.08.2003 tarihi itibariyle ölen sigortalının anne ve babasına aylık bağlanması bunların sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmaması ve bu kuruluşlardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almamaları şartına bağlanması gerekçe gösterilerek davacıya 21.08.2003 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlanması sebebi ile 01.09.2003 tarihinde bağlanan ölüm aylığını iptal ettiği ve davacıya ödenen ölüm aylığı miktarının, ölüm gelirinden yüksek olduğu anlaşılmaktadır...
"İçtihat Metni" Davacı, emekli sandığı mensubu eşinden ötürü ölüm aylığı alırken 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı olan babasından dolayı bağlanan aylığı kesen kurum işleminin iptaliyle aylığın kesilme tarihi ile yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının emekli sandığı mensubu eşinden ötürü ölüm aylığı alırken, 07.03.1976 yılında vefat eden 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan babasında dolayı bağlanan aylığı kesen Kurum işleminin iptali ile aylığın kesilme tarihi ile yeniden bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....