Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, davacının mirasçılığını gösteren veraset ilamı veya nüfus kaydı da alındıktan sonra davanın esası incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nüfus kaydı bulunmayan murisin baba isminin düzeltilmesine ve tespit kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı velinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların değiştirilmesi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi anlaşılır. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne tescil edilmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Davacı dava dilekçesi ile dedesi İbrahim Ayvaz'ın nüfus kayıtlarındaki baba hanesinin isminin Mustafa olmasın rağmen Muzaffer olarak olarak yazıldığını, yapılan bu işleminin nüfus memurunun maddi hatasından kaynaklandığını belirterek İbrahim Ayvaz'ın nüfus kayıtlarındaki baba isminin Mustafa olarak düzeltilmesini talep etmişlerdir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 38. maddesine göre; “Bu Kanunun 7 nci maddesinde sayılan aile kütüklerine tescil edilmesi gereken bilgilerden; dayanak belgesinde bulunduğu halde nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen ya da hiç yazılmayan bilgiler veya mükerrer kayıtlar maddî hata kapsamında değerlendirilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının ölü eşi ...'ın nüfus kaydında ... olarak geçen annesinin gerçek annesi olan "..." olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, ölü eşi (murisi) ...'ın babası ...'in eşi ...'den olan oğluna ... adını vererek nüfusa yazdırdığını, ancak ...'in kısa süre sonra öldüğünü, bu arada ...'den olan oğluna da ... adı verilip nüfusa kaydettirilmeyerek ...'den olup ölen ...'in kimliği ile yaşamını sürdürdüğü, bu nedenle annesi ...'nin nüfus kayıtlarında görünmediğini bildirerek ölü eşi ...'ın ... olan anne adının gerçek annesi olan "..." olarak düzeltilmesi ve aralarında soybağı kurulmasını istemiş olup muris ...'ın ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfus kaydında, annesinin baba isminin düzeltilmesi isteminden ibarettir. Davacı vekili; Müvekkkilinin dedesi olan Alime'nin, babası olarak görülen Hasan'ın 1906 yılında vefat ettiğini, ancak müvekkilinin annesinin 1915 doğumlu olduğunu; Annesinin, gerçek babasının, Hüseyin Uysal (Salih ve Ayşe oğlu 01/07/1895 doğumlu) olduğunu belirterek nüfus kayıtlarındaki hatanın düzeltilmesini talep etmiş; İlk derece mahkemesince yukarıdaki yazılı gerekçeye binaen davanın kabulü ile Alime Özkan'ın nüfus kaydındaki baba isminin Hüseyin Uysal olarak tesciline karar vermiş; İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı T2 tarafından yukarıda yazılı istinaf sebeplerine binaen istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile; baba ile çocuk arasındaki soybağı ise “anne ile evlenme”, “Tanıma” ve “Hakimin hükmü” ile kurulmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 1.4.2004 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili 1.4.2004 tarihli dilekçesi ile toplam 19 ayrı parselde davacının murisinin tapuda ölü ... şeklinde yazılı isminin nüfus kaydına uygun olarak ... şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Tapula tutanakları ve 1968/28-35 sayılı ......
O halde, yukarıda açıklanan şekilde dava, bir kısım talepler yönünden nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması ve bir kısım talepler yönünden de soybağının düzeltilmesi istemi niteliğinde ise, nihai talebi bir bütün oluşturan ve biri hakkında verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendiren bu uyuşmazlığın, bütün olarak özel yetkili aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin evli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava, anne adının silinip genetik anne adının yazılması ve kayden baba olan kişinin isminin silinmesi talepleri yönünden nüfus kayıt düzeltim davası olmakla birlikte, nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğindedir. Nitekim, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin esasa ilişkin bozma kararında da dava bu şekilde nitelendirilmiş olup, bu niteleme mahkemeyi de bağlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 26.12.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında murise ait soyisim düzeltilmesi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 1954 ada 3, 4, 5 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında murisin "... kızı ..." yazılı isminin "... kızı ..." olarak düzeltilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dairemizin 09.05.2008 günlü bozma kararına uyulmuş ise de, bozmada değinilen hususlara ilişkin yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı görülmüştür....
Bey ve ... olarak farklı şekillerde geçtiği, nüfus kaydında ise ... ve ... adlarına kayıtların bulunduğu, farklı isimlerdeki bu kayıtların ...'a ait olduğu anlaşıldığından; ... ve ... oğlu 01.07.1839 doğumlu ...'nin adının ... olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken ölü olan bu kişilerin nüfus kayıtlarında geçen adlarının da düzeltilmesine karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının ilk paragrafının 3. satırındaki "tespiti" sözcüğünden sonra gelen "ile ... olan adının ... olarak düzeltilmesine", ibaresinin metinden çıkartılmasına; hüküm fıkrasının 2. paragrafının 2. satırındaki "tespiti" sözcüğünden sonra gelen "ile adının ... olarak düzeltilmesine, aynı hanede çocukları ..., ... ve ...'nın baba adlarının da ... olarak düzeltilmesine" ibaresinin metinden çıkarılarak yerine "aynı hanede kayıtlı çocuklar ..., ... ve ...'...
SAVUNMA: Davalı Ladik İlçe Nüfus Müdürlüğü 04/08/2022 tarihli yazı cevabında; davacı T2 ve T1 oğullarının isim değişikliği davasını kanunen ispat etmesi halinde isminin Muhammed olarak düzeltilmesi ile ilgili davaya bir diyeceklerinin olmadığını, takdirin mahkemeye ait olduğu beyanla, duruşmada da anılan beyanlar davalı idare temsilcisi tarafından tekrar edilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Nüfus kaydı, tanık beyanları....