SUÇ : Tefecilik (iki kez) HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları dikkate alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması ile bu suçta suç tarihinin kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda...
Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 nci maddesinin üçüncü fıkrasında; 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanunun uygulanmasında banker sayılacaklarının hükme bağlandığı, 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanunu ek ve değişikleri ile birlikte yürürlükten kaldıran 30.9.1983 gün ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinde de, devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacaklarının açıklandığı, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17 nci maddesinin 4 üncü fıkrasının (e) bendinde ise, banka ve sigorta muameleleri vergisinin kapsamına...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Kayseri 4....
Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 20/12/2011 NUMARASI : 2011/191 Esas, 2011/729 Karar SUÇ : Tefecilik Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde tefecilik suçunun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye bile kazanç gayesiyle ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı nazara alındığında, mahkemece oluşa uygun olarak sabit görülen katılana faiz karşılığı para verme fiilinin atılı suçu oluşturacağı ve cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, eylemde süreklilik şartı gerçekleşmediği ve sanığın faizle borç verme işini meslek haline getirmediğinden bahisle yasal olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320...
Asliye Ticaret Mahkemesi ise, tarafların tacir olmadıkları ve davanın ticari dava olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı TTK 4/1-f maddesine göre, Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “banklara, diğer kredi kuruluşuna, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır” şeklinde düzenlenmiştir.Ancak, Somut olayda, taraflar tacir olmadığı gibi, davacı ve davalı arasında kredi yada ödünç para verme sözleşmesi bulunmadığına göre, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 7.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kararnamenin 11'inci maddesinde ise, 1) Bu kanun hükmünde kararname uyarınca ikrazatçılık yapmak üzere izin belgesi alınmadan ödünç para verme işleri ile uğraşılması; 2) Bu kanun hükmünde kararname uyarınca alınan izin belgesi iptal edildiği veya iptal edilmiş sayıldığı halde ödünç para verme işlerine devam edilmesi; 3) Bu kanun hükmünde kararnamenin diğer hükümlerinin ihlal edilmesinin, tefecilik sayılacağı hükme bağlanmıştır. Görüldüğü üzere, gerek ikrazatçılığın, gerekse tefeciliğin tanımında, faizden para kazanmak amacıyla ödünç para verme işleriyle uğraşılması hususu üzerinde durulmuştur. Kısacası, faaliyetin ikrazatçılık veya tefecilik olarak nitelendirilip, elde edilen faizin vergilendirilebilmesi için, öncelikle faiz elde edebilmek amacıyla ödünç para verilmiş olması ve borcun ya bir takvim yılında birkaç kişiye veya bir kişiye birden çok yıllarda verilmesi gerekmektedir. Olayda, ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2021 NUMARASI : 2019/178 ESAS - 2021/31 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Mersin 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02/02/2021 tarih ve 2019/178 Esas-2021/31 karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin, T.İş Bankası TR 88 0006 4000 0016 6001 5077 81 iban nolu hesabından davalının TR84 0006 4000 0016 7100 4808 96 iban nolu hesabına 22/06/2018 tarihinde 30.000,00 TL havale ederek ödünç borç para verdiğini, sözlü taleplerine rağmen ödünç parayı davalının geri ödemediğini, Mersin 6....
mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır....
ya ilk olarak 2002 yılında faiz karşılığı borç para verdiği ve ikinci kez ödünç para verme tarihinin ise 2008 yılı Ekim ayı olduğu, tefecilik suçunun 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde, YCGK'nın 03/07/1995 tarihli ve 1995/207-236 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması, başka bir anlatımla ödünç para verme işinin meslek haline dönüştürülmesi durumunda oluştuğu, suçun yaptırımının ise 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği, 5237 sayılı Yasanın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun maddede yazılı tipik hareketin bir kez işlenmesiyle oluşan sırf hareket suçu niteliğinde bulunduğu, bu suçun ivaz karşılığında ödünç paranın borç alana verilmesiyle tamamlandığı, suçun tamamlanması için ivazın temin edilmiş olmasının şart olmadığı, hatta ödünç olarak alınan paranın vadesinde geri ödemesinin yapılmamış olmasının da suçun oluşması üzerinde bir etkisinin bulunmadığı...
Eldeki davada her ne kadar haksız fiil hükümleri ileri sürülmüş ise de, davanın niteliği itibariyle 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında davalı bankanın tacir olan davacının bankadaki hesabındaki bedelin kusuruyla üçüncü kişilere ödendiği ve bunun tazmini talep edildiğinden Bankacılık Kanunu kapsamında davalı bankanını kusuruna dayanılmış olup, her iki tarafında tacir olduğu ve ticari işletmesinden kaynaklana dava olması nedeniyle davanın 6102 Sayılı TTK'nın 4. maddesi kapsamında ticari dava olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.Hakimler ve Savcılar Kurulu 'nun 25.11.2021 tarih ve ----- Karar sayılı kararı ile; "...1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142....