teklif verdiğini ve açık arttırmanın davacı ve müvekkilinin verdikleri teklif ile müvekkili uhdesinde kaldığını, davacının teklifi ve iradesiyle ihalenin kazanıldığı, işlemlerin tamamlanması için bir miktar harç ve vergi yatırılması gerektiğini, gönderilen bedelin de müvekkilinin "davacı adına" yatırması için gönderilen tutar olduğunu, davacının bu işlemlerin ardından açık arttırma sonucunda ödenmesi gereken tutarı ödemediğini, taşınmazın satışının ikinci ihaleye kaldığını, ikinci kez açık arttırmaya çıkan taşınmazın 3.şahısa satıldığını, ikinci açık arttırmanın sonuçlanmasının ardından davacının hemen taşınmaz için göndermiş olduğu dava konusu tutarı iade istediğini, davacının iddia ettiği şekilde bir ödünç verme sözleşmesinden söz etmenin mümkün olmadığını, davacının, ödünç sözleşmesinin kurucu şartı olan geri verme vaadinin zamanına ilişkin dahi bir iddia ileri süremediğini, bu hususun da davacının, havaleyi ödünç verme amacıyla gerçekleştirmediğini gösterdiğini belirterek davanın...
/f bendinde "ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden" kaynaklanan davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiş olup, somut olayda dava konusu uyuşmazlığın karz ipoteğinden kaynaklandığı, dosyada yer alan tapu kayıtlarında davalı şirket tarafından davacıya ticari kredi kullandırıldığından bahisle ipotek tesis edildiğinin belirtildiği, davacının menfi tespite yönelik talebinin tapu kayıtlarında yer alan ticari kredi alımı hususunda olduğu ve uyuşmazlığın ödünç para verme işleminden kaynaklandığı anlaşıldığından dosyanın finans ihtisas mahkemesi sıfatıyla İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın mahkememize gönderildiği ancak mahkememizce yapılan incelemede HSK'nın 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararında finans mahkemesi sıfatıyla bakılacak dava türlerinin sayıldığı, ikinci maddesinde Medeni Kanun 962, 696. maddeleri arasında ödünç verme işi ile uğraşanlar maddesinden anlaşılması gereken yine Medeni Kanunumuzun 940....
Yabancı memleketlerde, kredi verme işlemlerinin ülkemizde olduğu gibi banka ve finans kuruluşlarının tekelinde olmaması, başkaca özel yatırımcı kişi ya da şirketler tarafında da, gerek yatırım ortağı alırken ve gerekse de sair surette kredi kullandırılması, yani ödünç para verilmesi de bu durumu değiştirmez. Taraflar tüzel kişi tacir olup, aradaki ilişki iç mevzuatımız yönünden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1(f) maddesinde belirtildiği gibi ödünç para verme işlemidir. Esasen anılan TTK 4/1-(f) maddesinde, “bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara,” dair işler tek tek sayılmakla yetinilmemiş, ayrıca “…ve ödünç para işlerine dair düzenlemeler...” diye de belirtilmekle, banka ve finans kuruluşlarına ait olmasa bile tacirler arasında yapılan ödünç para verme işlerine dair düzenlemelerin bu madde kapsamında olduğu ayrıca vurgulanmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın faiz karşılığı ödünç para verdiği gerekçesiyle tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin gerektiği ancak tarafların ve tanıkların beyanları ile iddianame anlatımı dikkate alındığında, ölen müşteki ...’ın oğlu tanık ...’ın beyanında sanığın oğlundan 3.000 TL para aldıklarını, faiz talebinde bulunulmadığını, müşteki ...’e ise sanık ve oğlu ...’un borç para vermeden boş senet imzalattıklarını beyan etmeleri karşısında; müşteki ...’ın oğluna para verilmesi sırasında faiz ödenmesi hususunda anlaşma olmadığı, bu suretle somut olayda faiz karşılığı ödünç para verme ögesinin bulunmadığı ve yine sanığın müşteki ...’e de borç para vermediği ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması hususları nazara alındığında; maddi gerçeğin hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından sanığın alacaklı olduğu icra takip dosyaları bulunup bulunmadığı araştırılıp bulunması halinde getirtilip incelenmesi, faiz karşılığı ödünç para verme işi ile uğraşıp uğraşmadığı hususunda kolluk marifetiyle araştırma yaptırılması ve katılan ...'...
Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinde "a) İkrazatçı: Devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişileri", 5. maddesinde "ikrazatçılıkla uğraşacak gerçek kişilerin bir beyanname ile Müsteşarlıktan faaliyet izni almak zorunda oldukları", 9. maddesinde de "Bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca ikrazatçılık yapmak üzere izin alınmadan, faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işlemlerinin yapılması veya bu işlerin meslek ittihaz edilmesi ve Kanun Hükmünde Kararname uyarınca alınan ikrazatçılık izni iptal edildiği halde, ödünç para verme işlerine devam edilmesi, tefecilik sayılır." hükmü yer almaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Dosyanın incelemesinde; davacının, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için Sapanca İcra Dairesi'nin 2020/277 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya ödünç olarak gönderilen 30.000,00 TL'nin davalı tarafından ödenip ödenmediği noktasındadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2022 NUMARASI : 2022/31 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Dörtyol 3....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2022 NUMARASI : 2022/31 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Dörtyol 3....
Yasal Mevzuat İncelendiğinde; 765 sayılı Türk Ceza Kanunun’da tefecilik sucuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. 08.06.1993 tarihli ve 2279 sayılı “Ödünç Para Verme İşleri Kanunu” bu husustaki ilk yasal düzenlemeyi oluşturur. Bu kanunun 17. maddesi tefeciliği suç olarak düzenlemiştir. Ardından 30.09.1983 tarihli “Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile bu yasa yürürlükten kaldırılarak, 15. maddesinde tefecilik sucuna ilişkin yeni bir düzenleme getirmiş ancak kanunlaşmadığından yürürlüğe girmemiştir. 5237 Sayılı T.C.K.nun 241. maddesi tefeciliği suç olarak yeniden düzenlemiştir. Buna göre “kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” Bu suç tanımına ilişkin madde gerekçesinde "Madde metninde tefecilik fiili suç olarak tanımlanmıştır....